Diyanet İşleri Başkanımız, insanlığın köküne kibrit suyu dökmeye yönelik sapıklıkların, azgınlıklarınve eş cinselliğin haram olduğunu ifade etti; İslam’ın emir ve yasaklarını hatırlattı. Müslüman hatta insan olan için zaten aksi düşünülemeyecek bir açıklama yaptı.

Ne olduysa bundan sonra oldu. Diyanet İşleri Başkanımız üzerinden İslam’a ve Müslümanlara akıl almaz saldırılar, hakaretler yapıldı.

Sapıklıkların, azgınlıkların bu kadar rahat savunulması ve alıcısının çok olması; aleni bir şekilde ahlaksızlığın, namussuzluğun sergilenmesi, bazı sınırların çoktan geçildiğini göstermektedir.

Milletimizin sağlığı, devamlılığı, aile bütünlüğü ve sağlıklı bir toplum için artık bazı adımlar atmanın zamanı gelmiştir hatta çoktan geçmiştir.

Dünyada hızla yayılan cinsel sapıklıklar, nikâhsız birliktelikler, babasız çocuklar, cinsiyetsiz toplumlar insanlığın en büyük belasıdır.

Artık anketlere, beyannamelere, basın yayın diline, devletlerin resmi belgelerine giren kadın ve erkek dışındaki cinsiyet beyanları insanlığı tehdit eder hâle gelmiştir.

AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkların temelinde sapık cinsel ilişkiler yatmaktadır, ancak onu bile ismini değiştirerek normalleştirme yoluna gitmişlerdir.

Bir kişi zina ediyor bunu aleni dillendiriyor hatta utanmadan aleni yaşıyorsa sözün bittiği yerdeyizdir.

İki kadın ya da iki erkek birbiriyle cinsel ilişki yaşıyor ve bu toplum tarafından ayıplanmıyor, bunu yapanlar toplumdan tecrit edilmiyorsa Allah’ın belasını, bizleri helak etmesini bekliyoruz demektir.

Bunların toplum içinde kabul görmesi ya da en azından bunlardan rahatsız olunmaması milletimiz ve insanlık için tehlike çanlarının çoktan çalmaya başladığını gösteriyor.

Sapkınlığın, azgınlığın, fuhşiyatın bu kadar arttığı ve alenileştiği bu zamanda, karar merciinde bulunanlar, gerekli adımları atıp bunların önüne geçmek için yasal düzenlemeleri yapmazsa hem mevcut durumdan hem de gelecekte yaşanacak daha kötü hâllerden sorumludurlar, bunun hesabını hem bu dünyada hem de ahirette veremezler.

Devlet, bir an önce bu ahlaksızlıkların yasa/k/larla önüne geçmelidir.

Zina acilen suç kapsamına alınmalı!..Eş cinsellik, suç kabul edilip eş cinsellikle ilgili dernekler, vakıflar ne varsa acilen kapatılmalıdır!..LGBT gibi oluşumlar ve faaliyetleri, kesin şekilde yasaklanmalıdır.Eş cinseller, hastaysa tedavi edilmeli, değilse ıslah edilmeli ve ısrar edenler kesinlikle vatandaşlıktan çıkarılmalıdır!..Toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında yapılan cinsiyetsizleştirme faaliyetlerine derhal son verilmelidir!..Tüm bunların alt yapısını oluşturup dayanağı olan İSTANBUL SÖZLEŞMESİ vakit kaybetmeden feshedilmelidir!..

Eğer ki bu konularda tam da şimdi gerekli adımlar atılmazsa yarın çok geç olacaktır.

Hem toplumsal bozulmanın önüne geçmek mümkün olmayacak hem de belki de bunun için elimizde güç ve imkân kalmayacaktır.

İşte o zaman da Allah’ın bize sunmuş olduğu fırsatı heba etmenin hesabını iki cihanda da veremeyiz!..

Yarın olmaz, bugün harekete geçilmeli; yarın çok geç olabilir, yarın olur da belki bizler olmayız!..

Batı ve batıl korkusu mu yoksa Allah korkusu mu ağır basacak göreceğiz?