DEAŞ bir proje örgüt olarak yabancı güçlerin kurduğu/kurdurduğu illegal bir yapılanmadır.

Bu yapılanma o kadar kullanışlı ki, Batı coğrafyasında insanları İslam’dan soğutma işlevi görür. İslamofobi bu örgütten beslenir. Diğer taraftan Ortadoğu’ya gelindiğinde, iktidarları devirmek ve sınırları değiştirmek için iyi bir malzeme vermekte.

Her iki açıdan da bakıldığında DEAŞ; başarılı bir projedir, amacına ulaşmıştır. Avrupa’da yükselen İslam karşıtlığı nedeniyle Müslümanlar, kazanılmış haklarını kaybetme kaygısı yaşamaktadırlar. Bununla birlikte yıllardır DEAŞ varlığını bahane ederekpek çok yabancı devlet, Suriye topraklarına çöreklenmiş durumda.

Peki Müslümanlara musallat olmuş bu kirli örgüt bitti mi? Misyonunu tamamladı mı? Tabii ki hayır. Hücre evlerinde kısmen yeni üyeler edinme, daha çok mevcudu korumaya odaklı ve emir geldiğinde terörist eylem yapmaya hazır üyeleri, beklemede. Dolayısıyla gerek ülkemizde, gerekse yakın coğrafyalarda müteyakkız olmakta fayda var.

TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ GELİŞME

Geçtiğimiz gün DEAŞ’ın sözde Türkiye sorumlusu Mahmut Özden yakalandı. Hem de ellerinde Ayasofya Camii’ne saldırı planı varken. Sadece Ayasofya Camii de değil. Pek çok ekonomik merkez hedef halindeydi. Çok şükür ki DEAŞ’ın Türkiye’deki ele başısı ele geçirilerek bu planlar da etkisiz hale getirilmiş oldu.

Bu saldırı planlarını nasıl okuyabiliriz? Bu tarz terör örgütleri, derin güçler “gerekli” gördüğü zamanda devreye girerler. Türkiye son dönemde pek çok alanda istikbal mücadelesi veriyor. Doğu Akdeniz ve Ege’de de sular ısınmışken birileri Türkiye’nin dikkatini dağıtmak istemiş olabilir. Hiç şüphesiz yabancı devletler için hak mücadelesi sürdüren bir Türkiye’den daha çok iç sorunlara odaklanmış bir Türkiye daha evladır. Fakat yetkililerimiz, teşkilatlarımız bu planları boşa çıkarmayı başarmıştır.

DEAŞ’IN HEDEFİNE ULAŞAMADIĞI TEK ÜLKE TÜRKİYE

DEAŞ başarılı bir projedir dedik fakat Türkiye’de değil.

DEAŞ’ı Türkiye’nin başına bela edeceklerdi. Önce iktidarın, ardından Türkiye’nin sonunu getirecek bir proje olarak görüyorlardı.

Biraz geriden başlayalım.

2014’ün Ocak ayında MİT TIR’larına bir baskın yapıldı. Can Dündar’ın Cumhuriyet Gazetesi manşetinden verdiği haberde; Türkiye’nin MİT eliyle DEAŞ’a silah gönderdiği söyleniyordu. Bu yalan, iftira ve suç niteliğindeki haber, o kadar büyük bir oyunun parçasıydı ki…

Bu planı şu örnekle detaylandıralım.

O dönemde Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç, köşe yazısında uluslararası güçlerin Türkiye’ye müdahale edebileceğinden/etmesi gerektiğinden bahsediyordu.

Kaldı ki, 15 Temmuz gecesi bu millet işgalciler karşısında başarılı olmasaydı, güney sınırımızdan hem PKK hem de DAEŞ giriş yapacaktı. Bu varsayımı ifade etmek için sanırım müneccim olmak gerekmiyor. Peki sonrasında ne olacaktı? Tıpkı Suriye’de olduğu gibi “DEAŞ ile mücadele” bahane edilerek vatan toprağımız işgal edilecekti, Allah korusun. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uydurma iddialar üzerinden uluslararası mahkemelerde yargılanması da planlar arasındaydı.

İşte Türkiye böyle büyük bir oyunu bozdu. Hem FETÖ hem DEAŞ hem de PKK ile aynı anda mücadele ederek.

DÖRT HAMLE

DEAŞ ile mücadeleyi başarıya taşıyan öldürücü darbeleri şu şekilde özetleyebiliriz.

1– Fırat Kalkanı Harekâtı: Türkiye 24 Ağustos 2016’da DEAŞ’a karşı kapsamlı bir harekat başlattı ve çok kısa sürede askeri bir üstünlük sağlayarak DEAŞ’ı sınırımızın güneyinden temizledi. Böylelikle yabancı devletlerin ‘DEAŞ ile mücadele tiyatrosu’na da bir son vermiş oldu. Mücadele nasıl yapılır, tüm dünyaya gösterdi.

2- İçerdeki terörle mücadele operasyonları: Ülke içindeki terörist avı ilk günden itibaren titizlikle ve başarıyla devam etmekte. Bu operasyonlar, sürece büyük katkı sağlamakta.

3- Bağdadi’nin öldürülmesi:2019’da Suriye’nin kuzeyindeDEAŞ’ın lideri Bağdadi öldürüldü. ABD’nin gerçekleştirdiği operasyonda Türkiye’nin de katkısı büyüktü.

4- Sözde İstanbul emiri yakalandı: Bu gelişme Türkiye’deki güçlü mücadeleyi ortaya koyan güncel bir veri olarak dünya gündemine girdi.

Böylelikle büyük resimde Türkiye, bekasına sahip çıkarak büyük bir başarı ortaya koydu. Ve kaderini yabancı güçlere ve onların tasmalı oyuncaklarına asla ve kat’a bırakmayacağını da ispatladı.