Yaşadığımız teknoloji çağının olmazsa olmaz unsurlarından olan sosyal medya bireylerin kendilerini ifade edebileceği bir alan olmaya devam etmektedir. Kişiler duygu ve düşüncelerinizi ifade ederken kimi zamanda başkaca kimselerin özel alanına girebilmektedir. Kimi zamanda sosyal medya aracılığıyla hakaret ve tehdit ile de karşılaşılmaktadır.

Özgürlük ve sorumluluk

Anayasal bir hak olan ifade özgürlüğü şüphesiz engellenemez, sınırlandırılamaz. Ama ifadeler bir başka tarafın hakkına girerek Türk Ceza Kanunu kapsamında bir suç teşkil etmesi durumunda, artık özgürlükten değil sorumluluktan almaktadır.

Hiç kimsenin özgürlük kisvesi adı altında başkaca bir kişiye hakaret hakkı yoktur.

Sosyal medyadan hakaret suçu nedir?

Günümüzde sık sık çeşitli sosyal medya platformunda paylaşımlarla yorumlar veya mesaj yoluyla hakaret suçu işlenmektedir. Söz konusu menfur eylemlere karşı suç duyurusunda bulunma ve tazminat talep etme imkânı söz konusudur.

Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu 125 – 131 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu maddelerde hakaret suçunun temel işleniş şekli ve cezası ve yargılamaya ilişkin meseleler yer almıştır. Sosyal medyadan hakaret suçu, aslında temel hakaret suçunun nitelikli halidir.

TCK ‘ya göre hakaret suçu; bir kişinin onur, şeref ve saygınlığını zedeleyecek derecede o kişiye somut bir fiil isnat etmek veya sövmek şeklinde iki farklı halde işlenebilir.

Yazımızın konusu olan sosyal medyada üzerinden hakaret, TCK kapsamında Hakaretin alenen işlenmesi olarak kabul edilmiş olup hakaret suçunun nitelikli halini teşkil etmektedir.

Sosyal medyadan hakaret suçu cezası

Hakaret suçu için öngörülen temel ceza TCK 125’e göre, 3 ay ile 2 yıl arasında değişen hapis cezası veya bunun yerine adli para cezasıdır. Ancak sosyal medya üzerinden işlenen hakaret suçunda cezayı artırıcı hal söz konusudur. Buna göre TCK 125/3 hükmüne göre hakaret suçunun alenen işlenmesi durumunda temel cezada ⅙ oranında artırım yapılır. Yani sonuç olarak sosyal medya hakaret cezası 3,5 ay ile 28 ay arasında değişecektir. Tabi bunun yerine gene ⅙ oranında artırılmış adli para cezasına da hükmedilebilir.

Türkiye’de ceza davalarını kişiler açmaz. İlgili suç tipi şikâyete bağlı ise, şikâyet hakkı bulunanlar kolluk birimlerine veya savcılıklara şikâyette bulunur. Yahut suç şikâyete bağlı değilse resen kavuşturulur ve mağdurun yapacağı bildirim ihbar italiğinde olur.

Sosyal medya yoluyla hakaret suçu şikâyeti veya tespiti halinde savcılık suç veya suç şüphesi görmesi halinde, soruşturma tamamlanıncaya kadar tutuklanma veya serbest bırakılması istemiyle mahkemeye sevk eder. Serbest kalması beraat edeceği anlamına gelmediği gibi tutuklaması da mahkûm olacağı anlamına gelemez. Sulh Ceza Mahkemesi iddianame hazırlanana kadar geçen sürede delillerin karartılmaması, şüphelinin kaçması durumunda tutuklama kararı verilebilir. Kimi zaman şüphelinin can güvenliğinin tehlike olduğu düşünülerek tutuklama kararı tedbiren verilebilmektedir.

Toplumda infial uyandıran bir eylem nedeniyle hakaret halinde, 2004 öncesi tutuklama verilebilirken, 2004 sonrası değişen CMK ile artık tutuklama verilemiyor. Bu durum ciddi sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Kanuna yapılacak bir düzenleme ile bu eksiklik giderilmesi gerekir.

Şikâyet veya ihbar üzerine savcılık soruşturma başlatır ve soruşturma sonunda yargılamaya değer deliller elde ederse iddianame hazırlayarak mahkemeye gönderir ve iddianamenin kabulü ile dava açılmış olur. Ancak savcı yargılamaya yeter bir şüpheye rastlamaz ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vererek dava açmaz. Sosyal medya hakaret davası için de bu esaslara göre hareket edilir.

Son Söz: Esas olan kişilerin haksız eylemlerinden kaynaklanan cezai müeyyidesinin Türk Milleti adına mahkemeler önünde yargılanarak cezasının çekmesidir. Ama Türk milletinin gönlüne bir OHH ile taht kuran kişilere karşı yapılan hakareti millet kendisine yapılmış sayılarak hiçbir zaman affetmeyecektir.

Derdi memleket olanın yükü ağır olur.

Savunacağız…