Her zorluğun peşine kolaylık geleceğine ve bunun da halis niyete bağlı olmasına inanan benim gibiler için salgın süreci yeni bir zamanın ve zeminin kapısını araladı.

Hakikaten zor günler geçirdik ve geçiriyoruz. Kapanan işletmeler, sınırlanan hayat, eve sığdırılmaya çalışılan bir yakın geçmiş ile birlikte insanlar yeni bir zemin ve zamanda bir arada yaşamanın yollarını arıyor. Özellikle aynı ev içerisinde olan fekat işi ve sosyal hayatı sebebiyle birlikte az zaman geçiren insanlar için ‘yoğunlaştırılmış birliktelik atölyesi’ yaşanıyor, diyebiliriz.

Eve sığması gereken sadece evin kendisi ve üyeleri olmadı. Esasen zorlanılan alan da bu. Ev dışında olanların da eve sığdırılması gerekti. Özellikle bazı sektörlerin tamamen eve, masaya, dijitale evrilmesi söz konusu oldu.

Sinema, üretim alanı açısından olmasa da eğitim-öğretim bakımından neredeyse tamamen masaya indi. Elbette yüzde 100 olması mümkün değil. Zira sinema kalabalık ekiplerin bir arada olarak yapabildikleri bir üretim biçimi… Bunu göz ardı etmeden eğitim sistemlerinin sağlıklı şekilde kurgulanması gerekiyor.

Rüzgara kapılma bağlamında ‘online’ ya da ‘çevrimiçi’ çalışmalar yapmak zaten yakın zamanda dumanı sönecek ateşe aldanmak olacaktır.

Son birkaç senedir üzerinde ağırlıklı düşündüğüm ve dilim döndüğünce de ifade etmeye çalıştığım şey, sinemaya gönül verenlerin arasına zaman ve zeminin girmemesi gerektiği idi. Salgın süreci, bu husustaki kanaatimi pekiştirdi ve ‘nasıl’ sorusunun peşinde kalarak yeni bir yola girdim.

“Online Sinema Eğitimi (OSE)” adı altında çevrimiçi tabanlı sinema eğitimlerine başladık. Çekirdek bir kadro ile  ilk adımlarımızı attıktan sonra gördük ki, mesafe tanımaksızın bu ve benzeri çalışma bekleyen insanlar hiç de azımsanmayacak orandaymış.

OSE ile kısa zamanda iki farklı grup ile eğitimlere başladık. Avrupa’da ve Türkiye’den dört bir tarafından onlarca sinema gönüllüsü/meraklısı ile temel sinema eğitimi yolculuğuna çıktık.

En başta “şimdilik de olsa yapmak gerek” diye yola çıktığımız meselenin şimdilik olamayacak kadar çok insanın beklentisini karşıladığını fark ettik. Ve OSE’nin artık kalıcı bir mecra olmasına karar verdik.

Şu an “temel sinema eğitimi” kapsamında 2 sınıfı bulunan OSE’de yakın zamanda yeni sınıflar ve dersler açılacak. Sosyal medyadan yaptığımız anket çalışmalarına göre senaryo, görüntü yönetmenliği, kurgu ve film analizi bağlamında beklentiler söz konusu. OSE olarak her bir başlık için çalışma başlatmaya karar verdik.

Hangi sıra ile hayata geçeceğini bilemiyorum fekat OSE’de yakın zamanda yepyeni çalışma ve buluşma alanları olacağını buradan duyurabilirim.

OSE’nin sosyal medya hesaplarından ve “online[email protected]” adresinden bilgi alınabileceğini de belirtmiş olayım…

Kendimizden bir haber vermiş olmakla kalmak istemiyorum tabi ki…

Bu ve benzeri çalışmaların çoğalması gerekiyor. İyi bir sinema izleyicisi ve analiz edebilme becerisine sahip olmaktan tutun da profesyonel olarak bu alanda üretim yapmaya kadar çok çeşitli bağlamlarda talepler söz konusu. Her biri için arayış içinde olan her bir insana ulaşmamız gerekiyor. Bunun için herkes üzerine düşeni yapmalı.

Biz kendi çabamızla OSE diye bir oluşum hayata geçiriyoruz. Ancak sektör ve memleketin potansiyeli o kadar büyük ki, elini taşın altında aradığımız çok fazla kişi, kurum ve kuruluş var.

O taş, elimizin üstüne çok yakışır.