Pandemi korkusu ve yeni dünya düzeni

Dünya pandemi süreci nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşamaya devam ediyor. Süreç bittiğinde yeni bir dünyaya uyanacağız. Dünyanın en büyük ve güçlü ülkelerinde bile sokak olayları, yağmalamalar ve hayatlara tecavüzler başladı.

Yeni bir kitlesel dünya hareketi doğabileceği kısa zaman içinde konuşulacak gibi. ABD gibi dünya jandarması bile yeni bir iç karışıklık yaşayabilme ihtimaline karşı diken üstünde. Hollanda gibi görece iyi ülkelerde olaylar yaşandı. Cezayir gibi fakir ülkelerde sokağa çıkma kısıtlamaları nedeniyle ciddi protestolar yaşanmaya devam ediyor. Dünya yoksullaşıyor. Gıdaya ulaşım zorlaşıyor. Her şey kat be kat pahalılık tehlikesi altında. İnsanlar eski hayat normallerini yakalayamıyorlar. Yoksulluk daha görünür hale geldi. Kimse artık çevresindekilere yardım etmek bile istemiyor. Herkes kendi kaynağının kendine yetmeyeceğinden korkmaya başladı. Dünya stok çılgınlığı yaşıyor. Fakir Ülkeler henüz aşıya ulaşamadılar. Günlük ölen sayıları bile net değil. Pandeminin yeni ve daha tehlikeli bir pandemiye dönüşeceği korkuları pompalanıyor tüm dünyada.

Bu kadar şey olurken dünyanın güllük güneşlik, geleceği olan bir dünya olacağını düşünmek, yeni planlar yapmak bile zor. Dünya sanki kitle hareketlerine hazır hale getiriliyor.

Eric From, Kesin inançlılar kitabında; “Sahici bir kitle hareketi yürüyüşe geçtiği zaman, mevcut düzen bundan mutlaka zarar görür”, diyor. Bir kitle hareketi kolayca kendini başka bir kitle hareketine döndürebilir; Sosyal bir devrim militan bir milliyetçiliğe ya da dini bir harekete dönüşebilir. Milliyetçi bir hareket sosyal bir devrim ya da dini bir hareket halini alabilir. Bir sosyal devrim, milliyetçi bir hareketi teşvik ederek durdurabilir.

İnsanlar dünya yüzünde oluşabilecek yeni ve etkili kitle hareketlerine hem angaje olup hem de bu hareketlerin etkisi altına girdiklerinde yeni bir dünyaya doğru yepyeni bir macera yaşanabilir. From, “İnsanlar kitle hareketlerine katılmaya hazır duruma geldikleri zaman, sadece belirli bir öğretisi veya programı olan bir harekete katılabilecek duruma gelmişler demektir genellikle. Hitler öncesi Almanya’daki kararsız gençler, Komünistlere mi yoksa Nazilere mi katılacaklarına karar vermek için çoğu zaman yazı tura atardı.”diyor.

Dünya böylesi diken üstündeyken bizim rahat döşeklerde, güzellik uykusuna yatma lüksümüz olabilir mi, komşunun yatak odası yanarken, bizim evimizin selamette olacağını düşünmek saf akıllılık olur herhalde. Dünyanın değişim ve dönüşümünü iyi okumak, oluşabilecek kitle ve toplum hareketlerini doğru analiz edebilmek zorundayız. Kim ne derse desin artık yeni bir dünyada yaşıyoruz ve bu dünyanın kuralların doğru okumak zorundayız.

Kuralları doğru okumayan, adımlarını düzgün atmayan yeryüzünden silinmeye mahkûm olur. Her adımı dikkatli atmak ve geleceğe güvenle yürümek gerekiyor. Vesselam…