Libya’yı seçime götürecek yeni yönetimin Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde belirlenmesinin ardından Mısır’dan gelen ilk tepki olumsuzdu.

Darbecilere yakın milletvekili Mustafa Bekri, yeni yönetimi “uluslararası toplumun, Türkiye’nin ve Müslüman Kardeşler’in komplosu” olarak nitelemişti.

Kahire, bu yaklaşımın yanlış olduğunu ve esen kuvvetli rüzgâra karşı durmanın zarar getireceğini çok çabuk fark etti.

Çünkü işin içinde BM vardı ve ABD’den, Avrupa’dan yeni yönetimle ilgili olumlu mesajlar geliyordu.

Bu nedenle akıntıya karşı kürek çekmek yerine yeni yönetimle ilişki kurmanın ve farklı bir taktikle Trablus üzerinde etkili olmanın daha yararlı olacağına karar verdi.

Yunanistan’ın ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Libya’daki yeni yönetime yaklaşımları Mısır’ınkiyle aynı.

Trablus’taki Yunanistan Büyükelçiliği yeniden açılıyor.

Mısır, Yunanistan ve GKRY dışişleri bakanları Cuma günü ortak bir bildiri yayınlayarak Libya’da yeni yönetimin seçilmesinden memnuniyet duyduklarını ifade ettiler.

Bildiride ayrıca Ankara ve Trablus arasında imzalanan anlaşmaların “uluslararası hukuka aykırı ve geçersiz” olduğu, “Libya’nın iç işlerine müdahale” anlamına geldiği öne sürülerek yeni yönetime anlaşmaları iptal etmesi çağrısı yapıldı.

Mısır’ın ve Yunanistan’ın amacı yayınladıkları bildiride kendini gayet net bir şekilde gösteriyor.

Trablus’u Ankara’dan uzaklaştırmak ve Türkiye ile Libya arasında imzalanan anlaşmaların iptalini sağlamak.

Fakat yeni yönetimden çağrılarına olumlu cevap almaları mümkün değil.

Libya’nın çeşitli bölgelerinden ve farklı kesimlerinden temsilcilerin geçtiğimiz günlerde seçtiği yönetim, her şeyden önce ülkeyi Aralık’ta yapılması planlanan seçimlere hazırlamakla görevli geçici bir yönetim.

Anlaşma imzalamanın ya da iptal etmenin ötesinde yapması gereken çok önemli işler var.

Ayrıca yeni yönetimin Türkiye’ye uzak olmadığı biliniyor.

Libya Başbakanı Abdülhamid ed-Dubeybe, ilk röportajını Anadolu Ajansı’na verdi ve Türkiye’yle ilişkilerini geliştirmek istediğini söyledi.

Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, iptali istenen anlaşmalar imzalandığı günlerde Atina’da büyükelçiydi.

Anlaşmalara karşı çıkmayı reddettiği için Yunanistan tarafından “persona non grata” ilan edilip Atina’dan kovuldu.

Bir üçüncü husus ise Mısır ve Yunanistan’ın daha düne kadar darbeci Hafter’i destekliyor olmaları.

Kahire ve Atina’nın Libya’daki yeni yönetimle yakınlaşma çabalarının emekli generalin Trablus’u işgal planının başarısız olmasıyla yakından ilişkisi var.

Trablus’taki yöneticilerin Ankara’yla imzalanan anlaşmaları iptal etmeleri ve Türkiye’den uzaklaşmaları, Hafter karşısında kendilerini ipten alan en büyük destekçilerine sırt dönmeleri ve korumasız kalmaları anlamına gelir.

Aklı başında hiç kimse böyle bir şey yapmaz.

Mısır ve Yunanistan da bu gerçeği biliyor.

Dolayısıyla amaçları öncelikle Libya’daki yeni yönetimin önüne ilişkileri geliştirmek için böyle bir şart koymak.

Anlaşmaların iptali konusunu sürekli gündemde tutmak istiyorlar.

Önümüzdeki günlerde de tek hedefleri Aralık’ta yapılacak seçimlerden beklentilerini yerine getirecek bir hükümetin çıkmasını sağlamak olacak.