İnsanı erdemli kılan önemli vasıflar vardır.

Vefa, insanın erdemli olmasının en önde gelen nişanelerindendir.

Vefasız bir insanın erdemli olduğu söylenemez.

Vefalı olmayı tercih etmeyen kimse çıkarlarını davranışlarının merkezine koymuş demektir.

Vefasızsa bir insan, çıkarları için yapamayacağı şey yoktur.

Vefalı insan aklından çok vicdanıyla hareket eder.

Vefasız olanın vicdanından korkulur.

Yol arkadaşlığı yapılacak kişinin vefalı olması yeğlenir.

Kimi zaman yaptığımız yanlış tercihler, aldığımız kimi kararlar acı tecrübe olarak geri döner bize.

Vefasız biriyle yapılalacak yol arkadaşlığı böyle bir durumdur.

Vefasız kimse daha yolun başında öyle bir satar ki seni, ben hatayı nerede yaptım diye düşünür durursun.

Vefasız olan hasbi değil, hesabidir.

Sürekli hesap yapar, hesabına uymayanı tezgahına kor satar.

Ve asla kendisine yapılan iyiliği düşünmez.

Düşünse iyiliğe iyilik ve güzellikle karşılık verileceğini bilir.

Ama onun kitabında böyle bir karşılık yer almaz.

Kendisine yapılan bir iyiliğin, güzelliğin ekmeğini yer; ama bu iyiliği yapanı tefe koymaktan geri durmaz.

Vefasız ikiyüzlüdür.

Onun için maske takar.

Kendisini başarıyla kamufle eder, olmadığı gibi gösterir.

Eline geçen ilk fırsatta kendisine iyiliği dokunanı harcar.

İlkesizdir ama ilkeliymiş gibi görünür.

Tutarsızdır ama tutarlıymış gibi davranır.

Demokrasi, insan hakları, özgürlük, düşünceye saygı, hak ve hukuk der; lakin kendisi idare ettiğinde demokratik davranmaz, insan hakkını gale almaz, özgürlükler kendisi yönettiğinde geçerli değildir, düşünceye hiç saygısı yoktur, hak ve hukuk ise dilinde türettiği, onunla yüzünü maskelediği bir metaya dönüşür.

Vefasızlık aslında kendini kaybetmenin, öze yabancılaşmanın, nefse yenik düşmenin bir tezahürüdür.

Vefasızlık hastalığının bir ilacı var mı bilemiyorum.

Vefasız olduktan sonra ne kazanıldığının hiçbir önemi yoktur.

Çünkü insan kendisini kaybederek kazandığı hiçbir ticarette kâr etmiş sayılmaz.

Vefalı olmayı terk ettiğinde kaybetmiştir; fakat kaybetmemiş gibi mücadelesine devam eder.

Vefasız kimsenin benliği/enesi şişkindir.

Onu yakından tanıyanlar bunu bilir.

Ama o vitrinini öyle döşer ki, dışardan bunu anlayamazsınız.

Varı yoku tüm sermayesini yatırdığı vitrini/imajıdır.

Asıl derdi olmak değil, görünmektir; yapmak değil yıkmaktır.

Yapıcı davranışlarının ardında yıkıcı bir düşünce, kurduğu afili cümlelerin gerisinde ince hesapları vardır.

Vefasız olan ahdine bağlı kalmaz.

Ahdine bağlı kalmayana güven duyulmaz.

Kendisine yapılan iyiliği unutan, çıkarlarının peşinden koşan kimseyle yol arkadaşlığı yapılmaz.

Ben böyle bilir, böyle düşünür, böyle söylerim.