Hafta tatili gününde işçinin çalıştırılabileceği hizmet akdi veya toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılamaz. Böyle bir düzenleme kesinlikle geçersizdir.

Bir insanın hiç dinlenmeden sürekli biçimde çalışması hem kendi ve hem de sosyal–kültürel birliktelik açısından olumsuz sonuçlara yol açar. Bu yüzdendir ki çalışanın sadece çalışma şartlarındaki iyileştirmeler yeterli görülmez. Haftada bir gün ve ayrıca ulusal bayram, genel tatil günlerinde çalışmaya ara verilmesi, çalışanın sağlığı açısından olduğu kadar aile, toplum ve kültür açısından da gereklidir.

Hafta tatili, haftanın altı iş gününde çalışma nedeniyle yorulan, kendisine, ailesine, çevresine, yani özel yaşamına zaman ayıramayan çalışanlara, yorgunluğunu gidermesi, bir gün bile olsa çalışma yaşamının stresli, programlı ortamından kurtulması için tanınan dinlenme günüdür.

Çalışanların hafta tatili hakkı, anayasal bir haktır. Gerçekten, Anayasamıza göre: “Dinlenmek, çalışanların hakkıdır. Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir” denmiştir. Ayrıca Hafta tatili, İş Kanununda ve 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunu’nda da düzenlenmiştir.

Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun’da; “Hafta tatili pazar günüdür. Bu tatil 35 saatten az olmamak üzere cumartesi günü en geç saat 13.00’’ten itibaren başlar. İş Kanunu’nda “çalışan işçilere yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz olarak en az 24 saat hafta tatili verileceği ve bunun pazardan farklı bir güne denk gelebileceği anlaşılmaktadır. Yüksek mahkeme de çeşitli kararlarında: “2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun’un 3. maddesine göre, hafta tatili pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür. Bu sebeplerle her pazar çalışması, fazla çalışma ücreti ödenmesi sonucunu doğurmayacaktır.

Hafta tatiline hak kazanabilmek için hizmet sözleşmesinin devam ediyor olup askıya alınmaması yetmemekte, ilgili işçinin hafta tatili gününden önce iş günlerinde çalışmış bulunması da gerekmektedir. Şüphesiz haftanın iş günlerindeki çalışma koşulu ya fiilen çalışarak ya da çalışılmış sayılarak gerçekleştirilir.

Zorlayıcı ve ekonomik bir sebep olmadan işyerindeki çalışmanın haftanın bir veya birkaç gününde işveren tarafından tatil edilmesi halinde haftanın çalışılmayan günleri ücretli hafta tatiline hak kazanmak için çalışılmış sayılır.

İşverene haftanın yedi günü faaliyetini sürdürme olanağının verilmesi, orada çalışan işçilerin de yedi gün tatil yapmaksızın devamlı şekilde çalıştırılabilecekleri sonucunu doğurmaz. İşçilerin 7 günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az 24 saatlik dinlenme hakkından (hafta tatilinden) yararlanmaları şarttır.

Hafta tatili gününde işçinin çalıştırılabileceği hizmet akdi veya toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılamaz. Böyle bir düzenleme kesinlikle geçersizdir. İş hukukunda esas olan işçilerin hafta tatili günü çalıştırılmaması olsa da çalışma hayatında bu ihlale rastlanmaktadır. Bu çalışmanın hukuka uygun düşmeyeceği açıksa da yine de ücretlendirilecektir.

Tatil günü ücretinin, işçinin normal ücretinin ödeneceği tarihte ödenmesi gerekir. Yani normal ücret alacağıyla aynı anda muaccel olur. Buna göre, ücretin haftada bir veya ayda bir ödenmesi halinde tatil günü ücretlerinin de aynı tarihte ödenmesi gerekecektir.

Hafta tatilinin diğer yasal tatil günleriyle çakışması halinde, işçiye iki ayrı tatil günü ödemesi yapılmaz.

Son Söz: Kanun koyucu hafta tatili hakkında çalışanları koruyucu biz dizi yasal önlem almıştır. Asıl amaç çalışanların her şeyden önce bir insan olduğunun bilinci ile sosyal hayatta emekçileri korumaktır.