İsrail’de yapılan son seçimde parlamentoya dört milletvekili sokmayı başaran Birleşik Arap Listesi’nin muhalefetin kuracağı koalisyona katılma kararı İsrail toplumunda olduğu kadar Filistinliler ve Araplar arasında da tartışmalara yol açtı.

Filistinlilerin bir kesimi Siyonist işgalin meşruiyetini tanıma anlamına geleceği için İsrail’de seçimlere katılmaya, aday olmaya ve oy kullanmaya karşı.

Örneğin İslami Hareket’in Şeyh Raid Salah liderliğindeki kuzey kanadı bu görüşte.

Fakat böyle düşünmeyen ve İsrail’in yasama organı Knesset’e girip “içeriden mücadele” etmek gerektiğini savunanlar da var.

İslami Hareket’in güney kanadı gibi.

1971 yılında Yeşil Hat dahilinde Abdullah Nimr Derviş öncülüğünde kurulan İslami Hareket, Müslüman Kardeşler çizgisini benimsese de cemaatle doğrudan bağlantılı değil.

İşgale karşı silahlı ve ekonomik mücadele kararı alan Derviş, 1979’da “Üsratu’l-Cihâd” (Cihad Ailesi)’ni kurdu ve işgalciler tarafından hapse mahkûm edildi.

İslami Hareket daha sonra Arap Demokrat Parti’yle ittifak yaparak İsrail’de 1996’da ve 1999’da yapılan seçimlere girdi.

Her iki seçimde de Knesset’e iki üyesini sokmayı başardı.

Seçimlere katılma ve işgalcilerin yasama organına girme konusunda yaşanan derin görüş ayrılığı hareketin “kuzey kanadı” ve “güney kanadı” olarak ikiye bölünmesine yol açtı.

İsrail’in 2015 yılında faaliyetlerini yasakladığı kuzey kanadının başkanlığını Şeyh Raid Salah ve yardımcılığını da Şeyh Kemal el-Hatib yürütüyor.

Hareketin güney kanadına ise 2006’dan 2015’e kadar Knesset üyesi olan İbrahim Sarsur liderlik ediyor.

İsrail’de yapılan her seçimde İsrail vatandaşlığı bulunan Filistinlilerden milletvekili seçilenler olur.

İslami Hareket’in güney kanadı üyesi Mansur Abbas başkanlığındaki Birleşik Arap Listesi, parlamento aritmetiğinde kilit bir konum elde edince dikkatleri üzerine çekti.
Çünkü Netanyahu karşıtlarının koalisyon kurabilmesi için Arap milletvekillerinin desteği gerekiyordu.

Mansur Abbas’ın Yamina Partisi lideri fanatik lider Naftali Bennett başkanlığında kurulacak koalisyona katılacaklarını açıklaması, “Müslüman Kardeşler fanatik Yahudilerle koalisyona giriyor” yorumlarına yol açtı.

Özellikle de müttefikleri Netanyahu’nun başbakanlığı kaybetme ihtimalinden korkan ve Müslüman Kardeşler Cemaati’ni birinci düşmanı sayan Körfez ülkelerinin medyası haberlerinde Mansur Abbas’ın adıyla birlikte sürekli “İhvan” vurgusu yapmaya başladı.

Bunun üzerine Müslüman Kardeşler bir bildiri yayınlayarak Mansur Abbas’la “fikri ve örgütsel” herhangi bir bağlantılarının olmadığını açıklamak zorunda kaldı.

İsrail’de “Netanyahu’yu 12 yıldır oturduğu koltuktan indirme” motivasyonuyla bir araya gelen koalisyonun güvenoyu alıp alamayacağı belli değil.

Koalisyona girme kararı alan Birleşik Arap Listesi üyesi milletvekillerinin “Birçok Arap öldürdüm ve bunda herhangi bir problem görmüyorum” diyen Bennett başkanlığında kurulacak hükümetle uyum içinde nasıl çalışabilecekleri de merak konusu.

Fakat kesin olarak bilinen bir şey var ki, işgal altındaki Filistin topraklarında uzun süredir “İslami Hareket” denilince Mansur Abbas’ın üyesi olduğu güney kanadı değil Şeyh Raid Salah başkanlığındaki kuzey kanadı akla geliyor.