Ezan, namaza davettir. Namaz ise, Sani-i Zülcelalin izzet ve azametini, zihinlere yerleştirmek içindir!
Ezan, “kesret”e dalmış olan insanın yüzünü, “Vahdet”le buluşturmak içindir!
Ezan, “mâsiva”dan tecerrüd edip, “Halık”a müteveccih olmak içindir!
Ayet-i Kerime’de, “ Allah’a davet edenden, daha güzel kim vardır?” buyuruluyor. İşte Resulullah (sav), ezanın ve namazın davetçisidir…

ALLAH-U EKBER...

İşte ezan-ı Muhammedî’nin (sav) kelimeleri, mezkur bu maksat üzere tanzim edilmiştir. İnsanların zihinleri, kesret ile meşgul ve dünyaya müteveccih iken, onların yüzlerini “Vahdet”e çevirmek için; müezzin evvela “Allah-u Ekber” şeklinde, nida ediyor. Yani “Allah her şeyden daha büyüktür. Ey İnsan, gördüğün bu alemden ve fani şeylerden, nazarını ve fikrini Allah’a çevir!” diyor. Bunu ise, dört defa tekrar ediyor. Çünkü insanın gaflet perdesi o kadar kalın ki, müezzin, ezanın hemen başında, dört defa “Allah-u Ekber, Allah-u Ekber” diyerek, o perdeyi parça parça ediyor…

EŞHEDÜ EN LÂ İLAHE İLLALLAH...

Ezandaki şu tekbirlerle insan, daldığı gafletten uyanıp, başını kaldırdığında, Resulullah’ın (sav) tebliğini müezzin vasıtasıyla duyuyor. “Eşhedü en lâ ilahe illallah, Eşhedü en lâ ilahe illallah” yani “şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur” diyerek, yaratılışın neticesi ve gayesi olan tevhid hakikatini, o şehir ahalisi namına, belki bütün kâinat namına ilan ederek; şirkin bütün envaını reddediyor ve Allahu Teâlâ’nın uluhiyet vasfını bildiriyor. Yani “ilah yalnız Allah’tır. Ondan başka mabud, mahbub, maksud ve matlub yoktur” diyor. Ezan, Kur’an’da bulunan tevhidin bütün delillerini ve şirkin bütün reddiyelerini, “Eşhedü enla ilahe illallah” cümlesiyle akla hülasa ediyor.

EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN RESULULLAH...

Biz Allah-u Teâlâ’yı görmüyoruz. Onun için Allah-u Teala, bizim içimizden birini bize “elçi” olarak göndermiştir. Demek ulûhiyet bütün meratibiyle, risalet müesesesini iktiza eder. Nasıl güneş nuruyla tezahür ediyorsa, uluhiyet ise ancak risalet vasıtasıyla tezahür eder.

İşte “Allah’ın uluhiyetine karşı, ubudiyetimi nasıl gösterebilirim?” sorusunun cevabı, “Eşhedü Enne Muhammeden Resulullah” cümlesinde saklıdır. Demek ezan, ibadetin, şeklini, esasını ve zamanı bize tefsir ve tarif eden hadis-i şeriflerin sıhhatini, “Eşhedü Enne Muhammeden Resulullah” cümlesiyle zihne izhar ediyor.

HAYYALESSELAH...

Allah-u Ekber, “Allah her şeyden daha büyüktür. O halde yüzünüzü sadece O’na dönün. Çünkü Allah’tan başka ilah yoktur. Bütün hakaik-ı kainat, ondan gelir. Hak yalnız O’dur” diyor.

Eşhedü Enne Muhammeden Resulullah, “Muhammed (sav) de O Allah’ın Resulüdür. O halde resule itaat, Allah’a itaattir. Resul, Allah’ın uluhiyetinin dellalı olduğu gibi, bütün ibadetlerin hülasası olan namazda da bizim imamımızdır. O halde siz namazda, ona iktida edin” diyor. Demek ezanda geçen “Hayyalesselah” cümlesi, Kur’an ve hadiste geçen ubudiyetin bütün envaını ruha ders veriyor.

HAYYALELFELAH...

Demek Felah, Resulullah’ın imametinde akdedilen ve ezanla davet edilen namazdadır. Ezandaki davetten başka bir şeye yapılan davetlerde felah yoktur. “Hayyalel-felah” cümlesi, fenadan kurtulup, bekaya talip olmamızı bizlere ihtar ediyor. Bekaya ve baki bir aleme giden yolu açıyor. Demek ezandaki “Hayyalel-felah” cümlesi, beşerin ebed için yaratıldığını, bunun ise ancak ezeli ve ebedi bir zata kulluk yapmakla mümkün olduğunu kalbe ilan ediyor.

En sonunda ise, bütün bu manalar Allah-u Ekber’den, La ilahe illallah kelamlarından nebean edip geldiği ve meselenin esasını teşkil ettikleri için Onları tekrar ile tekid ederek “Allah-u Ekber, Allah-u Ekber, La ilahe illallah” diyerek hitama erer. Çünkü “neden namaza duruyoruz?” sorusunun cevabı; “Allah büyüktür ve O’ndan başka ilah yoktur” şeklindedir.

İşte ezan şu mahiyetiyle, Resulullah’ın (sav) davetinin, yalnızca bu davet olduğunu ispat edip, başka diğer bütün davetleri iptal ediyor.

Elhasıl: Davet yalnız Allah’ın davetidir. Allah ise; bize İmam olarak tayin ettiği resulü Muhammed’e (sav) ubudiyet namazında iktida etmemiz için camiye davet ediyor. O halde cami cemaatimizden başka cemaatimiz ve Resulullah’tan başka da bir imamımız yoktur vesselam.
Selam ve dua ile…
Fiemanillah..