Ne güzel söylemiş İsmet Özel üstat, “ Çocuk o güzel tüccar” diyerek. Günümüzde anne babaların dilinden “çocuğumuzu artık kontrol edemiyoruz, ne yapsak bilemiyoruz” yakınmaları düşmüyor. İnsanoğlu fıtrat üzere dünyaya geliyor, yani kimseye kötülük yapmaya kurgulanmış olarak değil bilakis iyiliğe eğilimli.

Dikkat edilmesi gereken nokta şurası: Çocuklarımız bebeklik ve çocukluk çağında bir monitör gibi gözler ve bir kamera gibi kaydeder. Yaşadıklarını, dünyada olup bitenleri anlamaya ve anlamlandırmaya çalışır. Bu yaşantılar onun kendine özgü bir yaşam stili geliştirmesini sağlar. Dolayısıyla evde konuşulanlar, sergilenen davranışlar, anne baba arasındaki ilişkilerin niteliği, çocuğun kişilik ve karakter zemini oluşturur.

Ebeveynlerimiz bizlere kalıtsal olarak devrettikleri genetik mirasın yanı sıra dürüstlük, çalışkanlık ve kendimize güven gibi birçok kişilik özelliğimizde de belirleyici bir etkiye sahipler. Bu nedenle ebeveynimiz gözümüzün önünde yalan söylerlerse bize “Dürüst ol evladım” demesinin hiçbir önemi kalmamaktadır.

Yani; çocuklar çevresinde olup bitenlere dikkat eder, gözlemler, bu davranışları model alır ve ardından da aldığı modeli taklit eder. O halde “Bu çocuk neden böyle oldu?” sorusu yanlış bir soru olmaktadır. Bunun yerine “nerede hata yaptım da bu çocuğa yanlış rol model oldum ve çocuğum bu yüzden böyle davrandı?” dememiz gerekmektedir.

Gençlerin ve çocukların değil tüm hata ebeveynlerin. Bugün toplumda olumsuz, gayri ahlaki davranışlar varsa, ebeveyn ve yetişkinler olarak kendimize bakmalıyız. Evlerde evlatlarımızı yanımıza alarak samimi bir ortamda dini ve ahlaki konuların konuşulduğu sohbetler yapmalıyız, çocuklarımızla birlikte “Bir Müslümanın şahsiyeti nasıl olmalıdır?” sorusunu birlikte sorup cevaplamalıyız, helal-haram konularını ele almalı ve bu tür konularda tavizkar davranmamak gerektiği üzerinde titizlik sergilemeliyiz. Bu durumda gerçekten güzel bir ailenin güzel çocukları yetişir İnşallah.

Selametle…