İletişim Başkanlığı Telif birimi ya da Medya’yı ve gazetecileri kurtarmak.

Bu yazı aslında bir tespit ve teklif yazısıdır.

Yeni iletişim teknolojilerinin getirdiği imkanlar ile birlikte yeni çalışma metotları ve organizasyonları kaçınılmaz oldu. Yaşanılan çağa ve getirdiklerine ayak uydurmak zorundalığı da cabası.

Dünyadaki tüm internet kullanıcıların %90’ı kadarının fiilen kullanıcısı olduğu Youtube, özel olarak video şikâyet bildirimleri ve telif iddialarına yönelik uzmanlar çalıştırıyor. Bu uzmanlar ile tüm şikayetleri değerlendirdiği dünyanın farklı bölgelerinde bölge ofisleri var. Bu bölge ofisleri videoları ön inceleme sonrasında merkeze raporlama yapıyor ve merkez onayı ile video yayını durdurulabiliyor. Şayet bir kanal çok kez telif ihlali yapmışsa kanalı kapatmak yaptırımı da dâhil birçok yaptırımla muhatap olabiliyor.

Örneğin; Türkiye ve doğusunu kapsayan bölge için Kuala Center/ Malezya’da bulanan denetim ofisi inceleme ve raporlama yapıyor. Amerika’daki merkeze sevk edilen raporların yaptırımı Türkiye’de bir kanalı kapatmak da dahil uygulanıyor. Bu yolla telif veya diğer sorunların önüne geçilmesi amaçlanıyor.

Türk medyasında böyle bir mekanizmanın olmamasından kaynaklı ciddi bir telif ihlali sorunu yaşanıyor. Gazetecilerin emeklerini yok eden bir sorun. Onların yeni bir özel haber yapmasını teşvik edici tüm motivasyonları mahveden bir sorun. Özel gayretin karşılığını göremedikleri bir medya ortamı.

Bu ve benzeri problemler için devlet erkinin ve yaptırımının aktif olduğu bir mekanizmanın kurulması gerektiğini düşünüyorum. Üst kontrol ve denetim yapısı haberi pervasızca kullanımdan kaçınma, haber ile ilgili belge ve bilgi noktasında daha dikkatli davranma gibi bazı otokontrol ve otodenetim sistemleri işletecektir. Bu kapsamda İletişim Başkanlığı altında bir telif hakları biriminin kurulmasının gerekli olduğunu düşünüyorum.

Bu birimle medyadaki telif haklarının korunması amaçlanmalıdır. Özel habere link zorunluluğu ya da atıf zorunluluğu vb. getirilmesinden bahsediyorum.

Gazeteci motivasyonu ve emek akreditasyonunun şeffaf kriterlerle ölçülüp şeffaf şekilde sergilendiği bir puantaj sistemi kurgulanmalıdır. Bu kısım başlı başına bir yazı konusu ve lüzum olursa daha sonra detaylarına gireceğim.

Yoğun mahkeme süreçlerine gerek kalmadan haberin hakkının hak sahibine verildiği bir sistem kurgulanmalıdır. Telif hakları birimine haberin kendisine ait olduğunu belgeleyen veriyi sunması ile çözüme kavuşacağı bir platformdan bahsediyorum.

Telif hakları biriminin belli açık kaideleri bulunmalı ve bu kaideleri ihlal eden kuruluşların gerekli ve yeterli yaptırımla karşılaşacakları bilinmelidir.

Çok teferruatlı bir konu ve teklif olduğu için daha fazla detaya girmek kafa karıştırabileceğinden ana çerçevesiyle iktifa edelim. Türkiye Medyasının meslek ahlak kurallarının uygulamasının gereken minimum düzeyin çok altında bulunması maalesef belli düzenlemeleri zorunlu kılıyor. Bu çerçeve medyanın içinden ve akademisinden birisi olarak kanaatimce İletişim Başkanlığı altında ve İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun Bey’in öncülüğünde bu ihtiyaçlara mahsus bir birimin ihdası elzemdir.