Geçtiğimiz hafta düzensiz göçmenlerin sorunları üzerine bir yazı kaleme almıştım. Hafta içinde bir gazetede konu İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır’a sorulmuş.

Çorabatır'ın verdiği bilgiye göre, Taliban'ın zaferi halinde cezalandırılmaktan korkan memurlar, bir süredir Türkiye'ye gelmenin yollarını arıyor. Düzensiz göç yöntemlerine başvurmak yerine sağlık turizmi, konut alımı, eğitim gibi alternatifleri deneyen bu kişilerden çok azı şu ana dek vize alabilmiş. "Afganistan'da Kabil hükümetinin dayanamayacağı endişesi var ve bu durum insanları göç etmeye itiyor. Bunlar arasında Kabil hükümetinin memurları, öğrenciler, yüksek düzeyli çalışanlar da var" diyen Çorabatır, bu kişilerin geçmiş yıllardaki örneklerde olduğu gibi ülkeleri karayoluyla aşarak Türkiye ve oradan da Avrupa'ya gitmeyi denemek yerine, bir şekilde vize alarak Türkiye'de güvenli bir gelecek kurmak istediklerini söylüyor. Özellikle sağlık ve eğitim turizmine yönelik ciddi bir ilgi olduğunu anlatıyor Çorabatır, ancak Türkiye'nin Afganistan'dan yapılan başvurulara çoğunlukla olumsuz yanıt verdiğini de belirtiyor.

Afganistan'da bozulan güvenlik durumu, Türkiye'nin son bir yıldır uygulamaya başladığı gönüllü geri gönderme programını da olumsuz etkiliyor. Kayıtsız göçmenleri vakaya göre değişen miktarlarda para karşılığında geri göndermeyi amaçlayan programa ilgi yok.

Taliban'ın nüfuz alanı genişledikçe Afganistan'dan İran ve Pakistan yönüne göç dalgası başlarken, Afganların İran'dan sonraki ikinci durağı ise Türkiye. ABD'nin Afganistan'dan çekilmeyi hızlandırmasıyla Türkiye'ye yönelik Afgan göçünde gözle görülür artış oldu. Güvenlik birimlerinden alınan bilgiye göre, günde 500 ile 1000 arasında Afganlın yasadışı yollardan Türkiye'ye geçiş yaptığı öğrenildi. İran üzerinden Türkiye'ye ulaşan Afganların çoğu 16 ile 25 yaşları arasında erkeklerden oluştuğu, bir aylık yaya olarak yaptıkları yolcuğun ardından Türkiye'ye geldikleri kaydedildi. Suriyelilerden sonra Türkiye'de 500 bini aşan sayı ile en çok Afgan göçmen-sığınmacı bulunuyor. Resmi rakamlara göre, 2020 yılında sadece Van üzerinden Türkiye'ye giriş yaparken yakalanan sığınmacı sayısı 500 bin oldu. Yakalanan Afganlar başta Erzurum olmak üzere çevre illerdeki geri gönderme merkezlerine alınıyor, buradan da Erzurum, Ağrı, Gaziantep ve İzmir'den Kabil'e düzenlenen seferlerle ülkelerine geri gönderiliyorlar.

İçişleri Bakan yardımcısı İsmail Çataklı başkanlığında Siirt’te geçen hafta yapılan toplantıda konunun enine boyuna tartışıldığı, alınacak önlemlerin konuşulduğu da bakan yardımcısının attığı tweetle anlaşıldı.

Sayı dendiği kadar fazlaysa ciddi bir insani krizle daha karşı karşıyayız demektir. Seksenli yıllarda İran, Afganlı göçmelerden yaklaşık on milyona ev sahipliği yapmıştı. Yıllar içinde bunların bir kısmı geri dönse de bazı Afgan göçmenler İran’da kalmış; İran bunların bir kısmını Suriye iç savaşında kullanmıştı. Muhtemelen Taliban’ın Afganistan’ı tamamen ele geçirmesiyle Şii Afganlar İran ve Pakistan’a, Sünniler ise bir şekilde Türkiye’ye ulaşmaya çalışacaklar. Bunlar için başta BM olmak üzere tedbir almak zorunluluğu görülüyor. İkinci bir Suriye dalgası gibi olabilecek Afganistan dalgasına şimdiden tedbir alınması zorunluluğu hepimizin önünde duruyor.

Düzensiz göçmenlik dünyanın sorunu ama İslam dünyasının muhacirleri/ göçmenleri topyekûn İslam dünyasının sorunu, tabi böyle bir dünya varsa…