Babaannem rahmetlinin ara ara söylediği bir sözü vardı. Gördüğü, şaşırdığı aslında pek de kabul edemediği bir olay olduğunda ya da biri bir şey yaptığında “Yaşa ki ne göresin” der çıkardı. Aslında bu kısacık cümle söyleyemediği pek çok şeyi topyekûn söylemenin bir yöntemiydi onun için. Kabul etmediği, kabul edemediği birçok şeye susuşunun cümleye dökülmüş hali buydu yani.

Geçtiğimiz gün bir yerden dönerken sokak aralarından geçerek gidiyordum. Sahil kenarı, ağır ağır gitmenin ve hatta trafiğin de çok eziyet olmadığı anlardan biriydi benim için. Keyifle hem denizi seyrediyor hem de çaresizliğin verdiği bir şekilde sürüyordum arabayı. Yanımda bir büyüğüm de vardı. İstanbul’da yaşamayan biri. O da benim gibi etrafı seyrediyor sıkılsa da çok bir şey söyleyemiyordu. Biraz ilerledikten sonra “Her taraftalar, Allah Allah” dedi. İlkin aldırmadım çok fazla. Birkaç kez daha tekrar edince dayanamayıp sordum ama bir şey demedi. Sadece parmağıyla dışarıyı işaret etti. Ne demek istediğini anladım ve haklıydı; gerçekten de her taraftaydılar.
Şimdi siz merak ediyorsunuz bu “Her tarafta olan neydi ve ikimize de aynı cümleyi kurduran o gördüğümüz nasıl bir şeydi?” diye.
Anlatacağım. Ama biraz dolaşarak anlatayım.

Son birkaç on yıldır kültürümüze, geleneğimize, mukaddes saydıklarımıza, aile geleneğimize kasıtlı ve toptan bir hamle yapıldığını görmek çok zor değil ve bunun için de öyle yüksek bir ferasete de ihtiyacımız yok. Aslında bu sadece biz ya da sadece bizimle ilgili de değil. Dünyanın tamamında böyle. Ha kimileri geniş karınlarına bunu almakta zorlanmıyor ama kimi bu hale dayanamıyor.

Kimlik ve kişilik kaybını yaşadığımız bir sır değil zaten ve bu birkaç asırdır devam eden bir plan. Kim olduğumuzu, kimden olduğumuzu, geçmişimizi ve geleneğimizi değiştirmek için çok çabalandığını ve türlü oyunlar kurulduğunu biliyoruz. Yaşadık ve bence halen daha yaşıyoruz. Ama bu başka. Kimlik ve kişilik unutturmak değil bu kez cinsiyeti, fıtratı falan unutturmak.
Birkaç senedir özellikle sosyal medya denen filtresiz ve sınırını kimsenin koyamadığı mecralarda gördüğümüz ya da görmeye maruz bırakıldığımız tipler var. Bunlar piyasaya garip bir şekilde giriyor ve çok paralar kazanıp lüks hayatlar yaşıyor ya da öyle gösteriliyor veya öyle gösterilmek için bir şekilde fonlanıyorlar. Sonra bunları göre göre normalleşmeye başlıyor insanların gözünde. Erkek ama değil, kadın ama değil… Gençlere rol model diye sunuyorlar bunları ve maalesef engelleyemiyoruz. Kendi kör kuyularında ne yaparlarsa yapsınlar elbette ama öyle değil aleni ve gözümüze sokarak yapıyor, sempatik ve imrenilecek bir şekle sokuyorlar.

İşte bizim gördüğümüz ve “Her taraftalar” dediğimiz de tam o tipler. Ve dikkat ettim de o kısacık yol boyunca ne kadar çoklar.