Gelin bu bayramda bir değişiklik yapalım.

Müslümanlara vacip olan, Müslümanları ilgilendiren Kurban Bayramının polemiklerini Kurban Bayramından hazzetmeyenlere bırakalım.

Onlar kendi aralarında tartışsınlar;

“Kurban vahşettir, desinler, Kurban keseceğine git kasaptan et al ye, desinler, bu sene de Kurban Hac mevsimine denk düştü, desinler.”

Bizler de işimize gücümüze bakalım.

Kurbanımızı keselim ya da uzak diyarlara göndermişsek onunla ihya olalım.

Kimseye laf yetiştirmeye çalışmayalım.

Hem biz ne dersek diyelim, ne yaparsak yapalım, bin dereden su da getirsek onlardaki kiri arındırmak mümkün değil.

Farzın, vacibin, sünnetin ne olduğunu bilmeyene,

“Yeryüzünde yaratılan her şey insanın hizmetine sunulmuştur.” Desek kim dinleyecek ki?

Kir(n)lerinde boğulsunlar hem…

Bize düşen onlar gibi yaşamamak, bize düşen Kurban’a ram olmak, bize düşen Kurban’ın feyzinden fiili olarak yararlanmak.

Bayramda İslami otellerin de doluluk oranının hayli yüksek olmasını açıklayacak çok ciddi argümanlara ihtiyacımız var bizim mesela…

Bayramda yolunu gözleyen ananın babanın gözünü yollarda koymanın sebebini de açıklayacak verilere ihtiyacımız var.

Küs olduğumuz eşimiz dostumuz varsa onlarla küslüğün devam ettirilmesine dayanağımız ne?

Kurban eti hikâyesine girmeyeceğim, derin dondurucular hazırdır inşallah herkeste, sucuk yapımına da ayrılacaktır kıymalar.

Etrafımda Kurban payı verecek kimseler bulamıyorum, cümlesine katılıyorum. Şehrin yabancıları gerçekten bulamıyor olabilirler, onlara da Kur’an Kurslarını, Öğrenci yurtlarını tavsiye edebiliriz.

Biz bir değişiklik yapalım bu bayramda…

Hiç gitmediğimiz akrabalara gidelim.

Dargın olduğumuz komşuların kapısını çalalım.

Özellikle kimi kimsesi olmayan ihtiyarların evlerini şenlendirelim.

Pay götürmek için değil sadece, evini şenlendirmek için fakir fukaranın çayını içelim.

Kabristan ziyaretlerinde, bir Fatiha bile okunmayan kabirleri özellikle ziyaret edelim.

Ailesinden uzakta, ailesinin yanına gidecek bilet parası dahi bulamayan insanlar varsa onlara bilet alalım.

Gelin bu bayramda bir değişiklik yapalım…

Evimize gelen zengin çocuklarına fazla, fakir çocuklarına az harçlık veriyoruz ya genelde, tam tersini yapalım…

Fakir çocuklarına daha fazla harçlık verelim.

Çocuğumuza harçlık vermemesi için de misafirleri uyaralım, bizim çocuğumuza vereceğine ihtiyacı olanların çocuğuna versin harçlığı…

Bu bayramda kendi akranlarımız dışında da özellikle ihtiyarların dizinin dibine oturup onlarca kitabın veremeyeceği hayat hikâyelerini dinleyelim onlardan.

Onların tecrübelerini dinleyip hayatımıza rehber edelim.

Gelin bu bayramda etten çok bulgur pilavı yiyelim…

Son cümleye pek itibar etmeyeceğinizi biliyorum ama çocuklarımız yer sofrasında bulgur pilavı yemeyi unutmasınlar…