Yaklaşık bir haftadır onlarca şehrimizde yazıyı kaleme aldığım an itibariyle sayısı 140 civarında olan ve birileri tarafından özellikle koordineli olarak çıkarıldığı apaçık olan orman yangınlarıyla bu milletin her ferdi gücü mukabilince mücadele ederek tüm dünyaya tam bir seferberlik örneği sergiliyor. Ülkemizi bir köşeye sıkıştırmak istenircesine yapılan bu hareketler sayısız mücadele timsali vermiş bu milleti asla hedefinden vazgeçiremeyecektir.

1 Temmuz itibariyle tam açılmanın başladığı ülkemizde turizm sezonunun hareketlenmesini baltalamak, yurtdışından gelen turistin gözünü korkutmak ve dünyaya Türkiye’nin güvenli bir ülke olmadığı imajı çizme çabalarıyla örülü bu hareketlerin kimseye kazandırmayacağı apaçık ortadadır. Bundan önceki doğal afetlerde olduğu gibi bu afetten de ülkemiz tüm vatandaşlarımızın birbirine kenetlenmesiyle minimum hasarla çıkacaktır.

Akıl ve bilimle hareket edilerek soğukkanlılığın korunabildiği bir ortamdan çıkacak sonuç her zaman olumlu olacaktır. Yangınların başladığı tarih olan 29 Temmuz da Akdeniz Bölgesinde bulunan otellerde ki doluluk oranları yüzde 100, Ege Bölgesinde ki otellerde ise yüzde 60 civarındaydı. Bugün itibariyle de bu doluluk oranlarında çok ciddi bir değişme bulunmamaktadır.

Yangınların büyük çoğunluğunun yerleşim birimlerine yaklaşmadan söndürülmüş olması ülkemize gelen turistlerin daha rahat hareket etmelerine vesile olmuş ve tatil yaptıkları otellerinden kayda değer bir ayrılma söz konusu olmamıştır. Oranı yaklaşık yüzde 10 civarında olan yerli turistlerden bölgeden ayrılanlar olmuş bunun yanında yine yaklaşık yüzde 10 civarında da yerli turist daha önceden yapmış oldukları rezervasyonları iptal etmişlerdir.

Türkiye’nin turizmde ki çok önemli avantajları bulunmaktadır. Bu avantajların başında denizlerinin mükemmel bir seviyede turistlerin ilgisini çekmesi gelmektedir. Sonrasında deniz tabanında ki ve plajlarda ki kumunun denize giren turistin her anlamda ilgisini çekerek denizin yanında tamamlayıcı bir etkiye sahip olması avantajı yer almaktadır. Bir diğer avantaj olarak ise birçok dünya ülkesi vatandaşının aradığı ama bulamadığı bronzlaştırıcı etkisinin fazla olduğu güneş sermayesinin yanında bu üç zenginliği daha da zenginleştiren yemyeşil bir orman örtüsünün süslediği yeşil doğası son derece önemlidir.

Tüm bu avantajlarıyla turizmde ki rakip ülkelerin birkaç adım önünde olması gereken ülkemiz maalesef turizm gelirleri anlamında çokta istenilen düzeyde değildir ama doğru ve yerinde turizm stratejileriyle bu yangın mücadelesinden de başarı ile çıkıldıktan sonra sektör kendini arzu ettiği yerlerde bulabilecektir. Mücadelede yerinde ve zamanında yapılacak olan girişimlerle çok hızlı yol alınabilecektir. Bu anlamda vatandaşlarımızın tamamının katılımıyla çok ciddi bir yardım organizasyonu ortaya konulmalıdır.

Bu organizasyonda hangi bölgede hangi vatandaşımızın ne ihtiyacı var öncelikle bunlar belirlenmeli ardından da kimin ne ihtiyacı varsa yardım o insana ulaştırılmalıdır.

Yangın bölgelerindeki orman köylerinde evi ve hayvanları yanan vatandaşımızın ihtiyacı ile bölgedeki esnafın ihtiyacı birbirinden çok farklı olduğu gerçeğiyle hareket edilirse her şey çok daha verimli bir o kadar da bereketli şekilde devam eder. Bizim insanımızın ne kadar duyarlı olduğu tüm dünya tarafından bilinen bir gerçeklik olduğu için bölgeye gelen yardımların sıfır israf politikasıyla dağıtımlarının sağlanması da ayrıca üzerinde durulması gereken son derece önemli bir konudur.