15 Ağustos 2021, Afganistan’da rejimin değiştiği, ABD’nin yenilgiyle birlikte işgali sonlandırdığı bir tarih olarak not edilmiştir.

Kimileri ABD’nin yenilgisini reddediyor, ABD’nin strateji gereği çekildiğini söylüyor. ABD’yi zihinlerde aşırı kutsamak, Holywood filmlerinin cazibesine kapılmak insanı maalesef kör ediyor.

Yenilgiye inanmayanların söylemi; “Taliban’ı ABD kurdu, şimdi yönetimi yeniden ona teslim ediyor” şeklinde. Oysa Taliban’ın temelleri Sovyet işgalinden de önceye dayanıyor.

Afganistan’da güçler arasındaki ilişki o kadar hızlı değişkenlik gösterebiliyor ki, ABD’nin buna ayak uydurabileceğine ve süreci kontrol altına alıp yönetebileceğine inanmıyorum.

ABD, işgalini “demokrasi getirme” hedefini gerçekleştiremeden hem de yirmi yıldır düşman bellediği Taliban ile anlaşarak bitirdi.

Afganistan’daki toplumun sofistike yapısı nedeniyle yönlendirilemeyen bir sosyoloji, bir türlü güçlendirilemeyen merkezi sistem, ABD’nin koyduğu hedefleri imkansız hale getirdi. Ve Afganistan’da kalmanın maliyeti düşünüldüğünde ABD yirmi senedir başaramadığını ne zaman başaracaktı ki… Realist davrandı ve pes etti.

Bu durum yakın coğrafyaya baktığımızda Irak’taki hezimet sonrası, ABD’nin tescilli ikinci başarısızlığı olarak tarihe geçmiş oldu. Sıra Suriye’deki varlığına geldi. Arkasına dönüp de bakmadan kaçtığı günleri sabırsızlıkla bekliyorum.

KABİL TALİBAN’A ALTIN TEPSİDE SUNULDU

Ülkenin Cumhurbaşkanı kaçtı. Geçiş hükümetinin kurulması bekleniyor.

Günlerdir hızlı ilerleyişini sürdüren Taliban, Kabil’e girdikten sonra başkanlık sarayından fotoğraflar paylaştı.

Taliban’ın Kabil’e giriş hikayesi ibretlik. Hükümet hiçbir şekilde direnmedi. ABD güdümünde olan hükümet, ağababası çekilince adeta kendini feshetti.

300 bin askeri olan Afgan ordusu, 75 binlik Taliban güçleri karşısında hiçbir direnç göstermedi.

Liderlerin bir kısmı biat etti, bir kısmı ülkeyi terk etmeye devam ediyor.

Askeri direnç söz konusu olmazken toplumsal bir direniş de gündeme gelmedi. Halk zaten savaştan bıkmış, istikrar istiyorlar.

Bürokrasi işliyor, alt yapı ve köprüler zarar görmedi. Ülkenin daha fazla zarara girmemesi iyi gelişmelerden…

Ve fakat rejim değişirken hükümet onursuzca bir yaklaşım sergiledi ve gemiyi savaşmadan terk etti.

İMPARATORLUKLAR MEZARLIĞINA DOSTÇA BAKIŞ

Afganistan tarihten bu yana güç çekişmelerinin merkezinde olan bir ülke. “Afganistan’a sahip olan Asya’ya sahip olur” söylemi ülkenin jeostratejik önemini ortaya koyuyor. O nedenle Afganistan hiçbir zaman kendi haline bırakılmadı.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Afganistan’ı işgal etmek istedi, girdi ve dağılarak geri çıktı. ABD’nin bugünkü durumu da ortada.

Gelinen aşamada çevre ülkeler sis perdesinin kalkmasını bekliyor. Herkes ona göre pozisyon alacak.

Çin, Taliban’ı resmen tanıyacağını açıkladı. Rusya da süreci dikkatle izliyor. Orta Asya ülkeleri, Arap ülkeleri, Katar, Pakistan ve Türkiye’nin alacağı pozisyon merak ediliyor.

Türkiye Afgan halkı tarafından çok sevilen bir ülke.

Türkiye’nin Afganistan’a bakışı ABD veya Rusya gibi olamaz.

Türkiye bölgede barış, huzur ve istikrarın gelmesi, halkın refah seviyesine katkı ve kültürel etkileşim için bulunmakta. Türkiye, Taliban iktidarında da “imkanlar ve riskler dengesi”ni göz önünde tutarak yeni bir pozisyon alacaktır.

KADIN HAKLARINDA REFORM

Taliban’ın bu defaki iktidarında eskiye nazaran bazı değişimler söz konusu.

Taviz olarak da algılanabilir belki. Kadın hakları noktasında yeni bir dil kullanıyor.

Tesettür herkese zorunlu olmakla birlikte çalışma hayatı serbest ve kız çocukları okullarına gitmeye devam edecekler. Kadınlar evden dışarı mahremi olmadan da çıkabilecek.

Önceden kadınlar maalesef bu konularda çok sert baskılara maruz kalıyordu. Şimdilik verilecek tek iyi haber bu.