Özellikle CHP’nin başını çektiği “stratejik yalan” üzerine kurulu siyasetin iddiaları da, akıl sahipleri için oldukça mesnetsiz ve kendi kendini yalanlayan cümlelerden oluşuyor…

Bu iddiaların en sonuncusu, gerçek anlamda dikkat çekecek kadar “akıl dışı” bir spekülasyon örneği…

CHP sözcüsü, “Erdoğan, Biden ile yaptığı gizli görüşmede Afgan göçmenlerin Türkiye’ye kabul edilmesi için söz verdi, çıksın açıklasın” dedi…

Peki, bu cümlenin sahibine sormazlar mı: Madem bu toplantı bu kadar gizliydi ve ancak Sayın Erdoğan açıklarsa ne konuşulduğunu öğreneceğiz, o halde siz böyle bir sözün verildiğini nereden öğrendiniz?

Gerçi ABD dahi, “Bu iddianın hiçbir temeli yok” dedi…

Lakin ABD’nin veya ikili görüşmenin tarafları dışında herhangi bir kimsenin teyidine gerek kalmadan dahi, bu ifade kendi kendisini zaten yalanlıyor…

Bu iddia, böylesine ciddi bir zaman diliminden geçerken ve özellikle son dönemlerde ülkemizde göçmenler üzerinden yürütülen kara propagandalar da düşünüldüğünde, yalana dayalı oldukça vahim bir spekülasyon olarak değerlendirilmelidir…

Yalanlarla istikametini kaybetmiş bir siyasetin, hakikat temelinde, bir topluma sunacağı hiçbir şey olamaz…

Aslında ördükleri bu yalan duvarı -şayet bir gün iktidar olma hayalleri varsa- yalancılarla toplumun arasına aşılmaz bir engel olarak çıkacaktır…

Hilkatten buyana insan hayatının onurlu ve erdemli akan tarafına hiç uymayan vaatlerle adeta, “Üretmenize, çalışmanıza gerek yok iktidar versin- algısı pompalayan güya sosyalistler, kendi iktidarları için de yıkıcı olacak sınırsız, miskin bir kitle hazırlıyorlar…

Çok yakın denebilecek bir zaman diliminde SSCB’nin başına gelen musibeti dahi hatırlamayan bu nisyan ile mahir kafalar, Türkiye için de böylesi bir kader hazırlamak istiyorlar…

“İktidar sınırsızca yapsın, versin” diyenler, hizmet verdikleri belediyeler söz konusu olduğunda, “Tamam da, şimdi koşullar değişti” diyerek başka bir aymazlıkla zamlarını ve vermedikleri hizmetlerini pişkince savunabiliyorlar…

Belediyeleri için pandemiyi öne sürenler, iktidar söz konusu olduğunda gökten yağan bir gelir varmış gibi davranıyorlar…

Oysa son yirmi yılda çok ciddi mesafe alan bir ekonomiye rağmen hala imkânları belli olan bir ülkeden bahsediyoruz…

Buna rağmen salgının ve onca afetin yaralarını saran, alması gerekenden ya vazgeçen ya da erteleyen bir iktidarı bir cümle ile dahi takdir edemeyen acına bir muhalefet var…

Bu kökten reddedici anlayışın ikna edici olması -ideolojik miyopluk hariç-  akli olamayacağı için mümkün değildir…

Zira en kötü iktidarların bile itirafı mümkün birkaç güzel icraatı vardır…

Görmek istemeyenin ancak inkâr ederek ya da gözlerini kapatarak “yok” diyeceği bunca şey, bu ülkenin geleceği için insaflı bir karşılık bekliyor…

Gökten zembille inecek bir sermaye olmayacağına göre, bu ülkenin gençlerini miskinliğe değil, daha azimle çalışmaya motive etmek her kesin önceliği olmalıdır…

Aksi halde “İktidarı yıkan bir miskinlik istiyoruz” diyenler, o miskinlerin yükü altında kalacak bir iktidarda gülemeyecektir…