CIA’nın raporuna göre ABD, Avrupa’da Afganistan işgaline halk desteğinin devam etmesi için uyuşturucu, terörizm ve mülteci meselelerinin yanında, kadın haklarının da ön plana çıkarılmasını istiyormuş.

Rapor, WikiLeaks belgelerinde, ‘NATO Liderliğindeki Göreve Batı Avrupa Desteğinin Sürdürülmesi’ başlığıyla 11 Mart 2010 yılında yayınlandı.

Raporda kadın haklarını nasıl ön plana çıkaracağı şöyle ifade ediliyor;

“Hollanda hükümetinin Afganistan’da asker bulundurma konusundaki çekinceleri, Avrupa’nın NATO liderliğindeki Afganistan misyonuna verdiği desteğin kırılganlığını gösteriyor. Diğer ülkelerde de benzer endişeler mevcut. Bu ülkelerde halk üzerinden hükümetlere baskı stratejisi izlenmesi gerekiyor. Fransa halkının mülteci ve Afgan kadınları, Almanların da olası yenilgide uyuşturucu, daha fazla mülteci ve terörizm konularında hassasiyeti bulunmaktadır.

Afgan kadınlarının Taliban’ın olası zaferinden duydukları korkuyu, kişisel ve inandırıcı bir şekilde propaganda, Afgan misyonunun sürdürülmesine hizmet edecektir. Afgan kadınların hikâyelerini Fransız, Alman ve diğer Avrupalı kadınlarla paylaşmaları için medya üzerinden sosyal yardım girişimleri, Batı Avrupa’daki kadınlar arasında NATO’nun misyonuna yönelik yaygın şüpheciliğin üstesinden gelmeye yardımcı olabilir.”

Bir de şuna bakın;

Yvonne Ridley isimli İngiliz bir kadın gazeteci, 2002 yılında Afganistan'a pasaportsuz girmeye çalışırken Taliban tarafından yakalandı.

On bir gün süren tutsaklıktan sonra Taliban’a ‘Kur’an-ı Kerim’i okuyacağına söz verdi’ ve salıverildi.

Ülkesinde yaptığı ilk açıklamada Taliban’ın kendisine saygılı ve kibar davrandığını söyleyerek, "Taliban yerine Ebu Gureyb yahut Guantanamo’ya düşsem kesinlikle tecavüze maruz kaldıktan sonra öldürülürdüm” dedi.

Ridley verdiği sözü tuttu. Kur’an-ı Kerim’i okudu. İslam'ı araştırmaya başladı.

Sonra Müslüman oldu.

Geçtiğimiz ay Anadolu Ajansı Ridley ile son gelişmeler üzerine bir görüşme yaptı.

Ridley’in açıklamalarından özet;

“Batı medyasında Afganistan'daki gerçeklikle hiçbir ilgisi olmayan çok sayıda görüntü, film ve çekim var.

Bu tür tehlikeli propagandalar, sadece son günlerde Kabil havaalanında ortaya çıktığını gördüğümüz korku dolu sahneleri körüklüyor.

Yüzlerindeki bakış ve korku elle tutulur cinsten ve gerçek. Bunun farkındayım çünkü Taliban tarafından alıkonulduğumda tam olarak böyle hissetmiştim, onlardan çok korkmuştum. Ben de bir propaganda kurbanıydım.

Taliban, kadınların eğitiminin üniversite seviyesine kadar devam edeceğine dair güvence verdi.

20 yıllık ABD ve NATO işgali nelere yol açtı?

Üniversiteler sözde herkese açık.

Gerçek şu ki Afgan kadınlarının yüzde 2'si üniversite okuyor. Afgan kadınlarının yüzde 84'ü hala okuma yazma bilmiyor. Bu ABD için bir başarı hikâyesi değil.

Ben yalnızca doğruları söyledim. İnsanların bundan hoşlanmadığını görüyorum, bundan rahatsız oluyorlar. Doğruyu söylediğim için özür dileyemem.”

Bir de şuna bakın;

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Taliban, Afganistan'ın Kurtuluş Savaşı'nı başardı” deyince Nagehan Alçı, “Taliban belli bir hayat tarzını kabul etmeyenleri yok eden, sokak ortasında infaz eden bir görüntü sergiliyor” dedi ve Perinçek’e tuhaf bir soru sordu;

"Acaba insanları çıldırtmaya mı çalışıyorsunuz?”

Soruya Perinçek, “Bağımsız ülke değilseniz, ne kadını kurtarırsınız, ne kadın erkek eşitliği olur. ABD yanından bakarsanız, Amerikan'ın Afgan kadınlarına tecavüz etmesi problem olmuyor ama Taliban yönetiminde Afganların bir kurtuluş sağlaması birebir kadın meselesini getiriyor" cevabını verdi.

Hâlbuki biz, Perinçek’in karşısındaki bir Nagehan Alçı’yı desteklemeye ne kadar da hazırdık.

Ama bu sefer öyle olmadı…

Alçı’nın CIA propagandasından geçmiş bakış açısı buna izin vermedi.