Simetri normda hazırlanmış Osmanlı armasında yer alan tekrar figürler, muhtemel estetik duruşu tamamlamak için kullanılmış. Boynuz içine yerleştirilmiş çiçekler, kainatla teması betimlediği gibi, hoşgörüyü, sevgiyi, anlayışı temsil ediyor. Madalyaların asılı olduğu estet defne yaprakları stilize edilerek sanatın ulaştığı zarif noktaya temas ediyor.

Armada yer simgeleri geçen hafta kaldığımız yerden saymaya devam edelim;

*Şefkat Nişanı, savaş zamanında, büyük afetlerde devlete, millete hizmet eden kadınlara verilirdi. (II. Abdülhamid tarafından ihdas edilmiş bir nişandır.)

*Top Gülleleri (Ordunun gücünü temsil ediyor.)

*Kılıç (Geçmiş savaş ve zaferlerin tecrübesini temsil ediyor.)

*Top (Ordunun gücünü temsil ediyor)

*El siperlikli merasim kılıcı. Hiyerarşiyi temsil ediyor.

*Mızrak, Çift Teber, Tek Taraflı Teber

*Bayrak: Bağımsız Türk Milletini ve Vatanı temsil ediyor.

*Osmanlı Sancak Hilali: Devletin dinini ibraz ediyor.

Eliptik bir dizayn ile armanın merkezine yerleştirilmiş kalkan, saltanatı temsil eder ki, üzerine nakşedilmiş 12 burç (yılız) bana göre, bütün bir yılın sorumluluğundan, farklı insani özelliklerin kabulünden, inkişafından, haberdar olunduğunun beyanıdır. Bu kalkanın tam ortasında yer alan güneş insanlığı İlahi yasalar ile huzura barışa davet etme mesuliyetinde olan hilafeti temsil eder.

Osmanlı armasında yer alan hemen hemen tüm detaylara gerektiği kadar temas ettiğimizi düşünüyorum. Şimdi bir de dünden bugüne dönelim ve Türkiye Cumhuriyeti bir asra yaklaşan tarihi akışına rağmen “Neden bir arması yok?” sorusunu soralım.

Eski Türklerde armaya ongun veya damga deniyor, her aşiretin bir ongunu; her beyin de hususî mühür makamında bir tuğrası oluyor. Bu ongun, Avrupa Hunlarında kuş, Selçuklularda çift başlı kartal olarak karşımıza çıkıyor. Kayı boyunun damgası iki ok ve bir yay şeklinde günümüze kadar geliyor. Osmanlı Devleti’ni hilal temsil ediyor.

Türk Dil Kurumu ise armayı: “Bir devletin, bir hanedanın veya bir şehrin sembolü olarak kabul edilmiş resim, harf veya şekil, ongun.” şeklinde tanımlıyor.

Bugün, uluslararası siyasi platformda aşağıda şerhini düşeceğimiz gerekçelerle tanınan, siyasi varlık gösteren, 206 bağımsız ülke mevcut. Her birinin (Türkiye hariç) bir arması bulunuyor.

Bu ülkeler içinde Türkiye dahil 193 ülke Birleşmiş Milletler (UN) üyesi ve BM’ye üye olmadığı halde tüm üye ülkelerin siyasi, hukuki, hayati kararlarında etkin rol oynayan Vatikan ve Birleşmiş Milletler’in hiçbir üyesi tarafından tanınmayan fiilen bağımsız ülkeler: Dağlık Karabağ Cumhuriyeti (Azerbaycan), Transdinyester (Moldova), Somaliland (Somali) bu sayı 204’ü buluyor.

206’yı tamamlayacak iki ülke ise 103 BM üyesi devlet, BM üyesi olmayan Vatikan (Holy See), Arap Emirlikleri ve İslam Konferansı Örgütü tarafından tanınmakta olan yürek yaramız, yürek yarımız Filistin Devleti ve bağımsız ülkelerden 34’ü ile ilişkisi bulunmayan uluslararası siyasi, hukuki, diplomatik tesir alanı geniş olan ve bizim dualarımızın ahı İsrail Devleti ile Bağımsız ülke sayısı 206’ya ulaşır.

Bütün bu bilgileri veriş sebebim hem bilgilerimizi tazelemek ve dahi hem de bu saydığımız ülkelerin tamamının bayraklarında, diplomatik alanlarında yer alan bir armaya sahip olduklarını detaylar çerçevesinde değerlendirebilmek içindir.

(Devam edecek inşallah… )