Ulusal armaları olan 206 bağımsız ülke arasında çok azının dini İslam. Pek çoğu ise Yahudi ve Hıristiyan…

“Eski Ahit ve Yeni Ahit” olarak tabir edilen muharref Tevrat ve İncil’i “Kitabı Mukaddes” kabul eden bu ulusların yönetim iradelerine bakıldığında inanç merkezli bir yol izledikleri görülür.

Ancak, görünenin ardında saklı misyonerlik pratiklerine ve ülke halklarını asimile etme girişimlerine bakılınca; Siyonist, Evangelist, Budist, Mason ve Pagan gibi inanç ve/veya inkar tercihlerini politik bir ideaya su taşıdıklarını ve dünya halklarını sömürmekle kalmayıp, değiştirip dönüştürdüklerini görürüz.

İslam’a teslim olmuş (!) Müslüman halklar söz konusu olduğunda Batıl Hakk’a savaş açtığında tümünü tek bir ordu olarak gördüğümüzü tarih yazar ki, biz onları “Haçlı Orduları” olarak neredeyse 10 asır evvelinden biliriz.

İşte, sözünü ettiğimiz Haçlılar için şekiller, semboller, armalar önemlidir.

Çünkü içini tezyin edemeyenler dışlarını makyajlayarak güç bildiriminde bulunmayı bir formül olarak kabul ederler.

Savaşları dahil, tüm politik eğilimleri yalan üzerine inşa etmeyi maharetten bilen Haçlı Şövalyeleri geçmişte olduğu gibi günümüzde de aynı pratik ile dünyaya göz dağı vermeye devam ediyorlar.

Ki, geçmişlerinde milyonlarca insanın katliamı, soykırımlar, Hiroşima, Nagazaki’de “Şişman Adam” rezaletine, Vietnam, Pearl Harbor, Körfez Savaşı, Filistin’in işgali ve en son Afganistan gibi yenilgilere imza attıklarına dünyanın cemi cümlesi şahittir.

İşte bu yenilgileri makyajlamanın ve sinsi politikalarını aktif tutabilmenin de bir yöntemi olduğunu bildiklerinden özellikle Yahudiler bunu bilimsel olarak siyasi ve sosyolojik formül kabul eder ve “Kabala” tabir ettikleri ilimleriyle kalplere, akıllara nüfus etmeyi başarırlar.

Kabala onlar için tahrif olmuş dinlerinin tebliğ aracı, siyasi, ticari, psikolojik ve sosyolojik alanlar için bir hipnoz kaynağıdır.

Armaların Hristiyan dünya için önemi, sadece kimlik bildiriminde bulunmak maksatlı olmayıp, kendi inanç ve düşüncelerini figürler, şekiller ve sembollerle zihinlere yerleştirme gayreti taşır.

Yani algı operasyonunu bu alanda da pek mahir biçimde kullanıyorlar. Sembollerle ilgili “Dikkat! Sembollerle kuşatılıyor, hızla işgal ediliyoruz” adlı çalışmamı daha önce yine bu pencereden sizlerle paylaşmıştım.

Dolayısı ile şekillerin insan zihnine daha hızlı mesaj gönderiyor olma özelliğini ve gerçeğini göz ardı etmeyen Hristiyan dünya her alanda olduğu gibi arma konusunda da dikkatli, iştiyaklı ve gayretli bir geçmişe sahip.

Mesela İngiltere’de 13. asırda arma kitapları neşredilmiş. Yine 1484’te Kral III. Richard, Londra’da bir “Arma okulu” kurmuş. Zamanla armalarla alâkalı “Heraldik” adında bir ilim şubesi teşekkül etmiş. XIV. asırda Bartolus de Sascoferrato adında bir İtalyan hukukçusu, armaların hukuku ve sanatına dair şümullü bir eser kaleme aldığı kaynakların bize söylediğidir.

İngiltere’de sadece arma ihtilaflarına bakan bir mahkeme bugün dahi faaliyetini sürdürüyor.

(Devam edecek inşallah!..)