Geçtiğimiz perşembe günü Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faizi 100 baz puan indirerek yüzde 19’dan yüzde 18’e faiz oranlarını çekmiş oldu.

Bu faiz indirimini beklemediğimi ve Merkez Bankasının faizleri sabit tutacağı tahminimi geçen haftaki yazımda belirtmiştim ama tahminimizin tam tersi oldu.

Piyasada ki beklentide faizlerin sabit kalacağı yönündeydi fakat piyasalarında beklentisi gerçekleşmedi.

Peki faiz indirimi sonrası neler oldu ve bundan sonraki süreçte neler olabilecek konusunu iyi irdeleyebilirsek gerek piyasalardaki oyuncular gerekse de kişiler önlemlerini ona göre alarak olumsuz gelişmelerden kendilerini bir anlamda koruyabilirler.

İlk olarak faiz indirimiyle döviz kurları yukarıya doğru hareket etmeye başladı ki bu enflasyonu daha da yukarılara taşıyacak olan çok ama çok önemli bir etkendir.

Enflasyon artınca da gelir ve gider arasındaki makas biraz daha açılacaktır. Özellikle şirketler tarafında yapılacak yatırımların maliyetlerinde ve girişecekleri girişimlerdeki organizasyon giderlerinde artışlar yaşanacaktır. Bu durumda da yatırımların sayısı ciddi oranda düşecektir.

Yatırımlar için çok daha büyük sermayelere ihtiyaç duyulacak, büyümelerdeki artış yavaşlayacak, piyasalarda rekabet daha da kızışarak zorlaşacak ve işletmelerin atacakları yeni adımlarda hızları yavaşlayacaktır.

Enflasyonla birlikte belirsizlik ortamı daha genişleyecek, fiyat istikrarsızlığının yükselmesiyle yapılacak planlar daha kısa süreli olacaktır.

Vatandaşın alım gücü düşecek ve gelir dengesindeki yıpranma daha da hissedilir hale gelecektir.

İşletmelerin sermaye ihtiyaçları daha da artacak belki de işletmeler bu sermaye ihtiyacını karşılamak için bankalara daha da fazla borçlanacaklardır. Bu durumda borçlanma oranlarını daha da yükseltecektir.

Gelir-gider dengesinin bozulmasıyla sosyal alanda refah seviyesi her geçen gün aşağılara doğru yol alacaktır.

Refah seviyesinin düşmesi beraberinde yaşam standartlarını da etkileyecektir.

Tüm bu saydıklarımız enflasyonla birlikte girilen süreçlerin tamamında eksiksiz yaşanan sonuçlardır. Dolayısıyla her işletme veya her birey kendini etkileyen sonuçlara karşı önlemini alarak hareket etmelidir.

Belki yapılacak yatırımlardan feragat edilecek veya belki de sermaye ihtiyaçları borçlanılmadan elde edilmeye çalışılacaktır.

Özellikle üretim tarafında tüm maliyetlerin yükselmesiyle ürün fiyatları da yükselecek dolayısıyla da talep düşecektir.

Arzu edilenin üzerinde devam eden enflasyonun bu faiz indirimiyle daha da yukarılara çıkacağı gerçeğinden hareket ederek ortaya koyduğumuz bu sonuçların tüm tarafları olumsuz etkileyeceği herkesin bildiği aynı zamanda da üzerinde ittifak ettiği yadsınamaz bir gerçektir.

Eğer ülkemizdeki ekonomik sıkıntıların neler olduğunu objektif olarak kabul ederek bu sorunların çözümü için farklı alternatifler oluşturarak uygulayabilirsek problemlerin ortadan kaldırılabilmesi için çok ciddi bir yol almış oluruz.

Bunun tam tersini yaparak problemleri görmezden gelirsek o problemlerin büyüdüğünü ve çözülemez bir hal aldığını görebiliriz.

Dolayısıyla her şeyi olduğu gibi görüp sorunların üzerine inançla ve bilimle gidebilirsek bir zaman sonra tüm problemlerin büyük oranda çözüldüğüne çözülemeyenlerin ise çözüm yolunda olduklarına şahit oluruz.

Önemli olan inancını ve ilmini bir araya getirerek sağlam bir temel üzerine oturtabilmiş insanların bir arada bu amaç üzerine çalışabilmesidir.