Son dönemde dünyada artan enerji fiyatları sebebiyle ekonominin ve dolayısıyla da sosyal hayatın her alanında ciddi bir daralma yaşanmaktadır.

Özellikle doğalgaz ve elektrik fiyatlarındaki yukarı yönlü hareket insanların sosyal hayatlarında ticari hayatlarına kadar tüm noktalara kadar nüfuz etmiş durumdadır.

Hatta öyle bir noktaya gelmiştir ki birkaç gün önce eski İngiltere Başbakanı Gordon Brown enerji fiyatlarındaki artış sonrasında İngiltere de bu kış mevsiminde de bir milyon hanenin eklenmesiyle totalde üç buçuk milyon ailenin yakıt sıkıntısı riskiyle karşı karşıya kalabileceğini ifade etmiştir.

İster gelişmiş olsun ister gelişmekte olan isterse de gelişmemiş ülke kategorisinde olsun dünyada ki ülkelerin tamamında enerji fiyatları üretilen her türlü ürünün maliyeti noktasında çok ciddi baskı unsuru olmaya başlamış bulunmaktadır.

Sadece sanayi de üretilen üründe değil tarlada üretilen veya yetiştirilen ürünün fiyatında bile enerji fiyatları son derece etkili olmaktadır.

Öyle geçen otuz günlük periyotta tüm bu sebeplerden ötürü mısır fiyatları yaklaşık yüzde 5 buğday fiyatları da yüzde 7 oranında artış göstermiştir.

Bu verilere baktığımızda önümüzdeki soğuk kış günlerinin çok daha soğuk geçebileceğini şimdiden söylemek yerinde olabilir.

Çünkü gelecek aylarda enerjideki sıkıntılı ortam büyüdükçe ve genişledikçe elektrik üretimi için petrol kullanım oranları da bir hayli artacak gibi gözükmektedir.

Herkesin malumudur ki elektrik üretebilmek için petrol kullanmak son derece maliyetli bir iştir.

Bir de bunun üzerine petrol üretiminde belirli varil sayılarında sabit kalan petrol üreticisi ülkeler olduğunda işin tuzu biberi olur ki bu durumda da kim bilir petrol fiyatları birkaç ay sonra üç rakamlı dolar fiyatlarına ulaşabilir tahmininde bulunmak son derece yerinde olabilir.

Tarlada üretilen birçok ürünün fiyatlarının yukarıya doğru hareket etmesinde enerji fiyatlarının olduğunu bilmek ve fiyatların artışı seviyesinde kişilerin gelirlerinin artamadığı noktalarda sıkıntıların büyüklüğü ile karşı karşıya kalabiliriz.

Enerji maliyetlerindeki artışın en önemli sebeplerinden birisi insanoğlunun doğayı ve çevreyi bilinçsizce hatta hoyratça kullanmasıdır diyebiliriz. Bir de bunun yanında insanların maddi kazanım uğruna önüne gelen her şeyi ama her şeyi kara çevirme isteğinin sonucunda insanlık daha çok krizle ve maliyet artışıyla karşılaşacaktır.

Günlük kâr hevesleri, yüksek oranlarda havayı kirletici gazların fabrika bacalarından çıkmasının yanında birçok konuda ve noktada arz anlamında yaşanan endişeler ciddi problemlerin sebepleridir.

Bunların yanında birçok tarımsal ürünün stoklarındaki ciddi oranlardaki düşüşler, kimi ürün kalemlerinin teslimat süresinden ve teslimatında yaşanmakta olan sorunlar ile son dönemde görmeye başladığımız uluslararası ticarette çok önemli bir yeri olan konteyner konusundaki sıkışıklıklar hem maliyetleri yükseltmekte hem de ticaretin canına okumaktadır.

Asıl olana dönüp baktığımızda bu gidişten aslında hiçbir kimse, hiçbir ülke ve hiçbir şirket memnun değildir.

Ama madalyonun diğer tarafını çevirip baktığımızda da bu gidişatın düzelebilmesi için hiçbir kimse, hiçbir ülke ve hiçbir şirkette taşın altına bırakın gövdesini elini bile koymaktan çekinmektedir.

İşte tam da bu yüzden insanoğlu krizlerle yaşamaya ve boğuşmaya devam edecektir gibi durmaktadır.