Suudi Arabistan öncülüğündeki Körfez koalisyonunun Yemen’e askeri müdahalesini eleştiren ve İran destekli Husiler’i savunan Lübnan Enformasyon Bakanı George Kardahi’nin yol açtığı diplomatik kriz büyüyerek devam ediyor.

Kardahi’nin Körfez koalisyonunu “saldırgan taraf” olarak nitelemesini ve Husilerin koalisyon güçlerinin saldırılarına karşı “kendilerini savunduklarını” söylemesini protesto eden Körfez ülkeleri, Lübnan’ın diplomatik temsilcilerine nota vermekle yetinmeyip gerginliği tırmandıracak adımlar atmaya başladılar.

Suudi Arabistan, Kardahi’nin sözlerini "aşağılayıcı" olarak niteleyerek, Beyrut’taki büyükelçisini Riyad’a geri çağırdı ve Lübnan Büyükelçisi’nin ülkeyi 48 saat içinde terk etmesini istedi.

Ayrıca Lübnan'dan yapılan ithalatı tamamen yasakladı.

Bahreyn, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de benzer adımlar atarak Suudi Arabistan’ın safında yer aldıklarını gösterdiler.

Körfez ülkelerinin hep birlikte Lübnan’a uyguladıkları baskının zaten zor durumda olan Mikati hükümetini iyice krize sokacağı bir gerçek.

Lübnan Başbakanı, açıklamalarının kabul edilemez olduğunu söylediği Kardahi’den krizin aşılması için “gereğini yapmasını” istedi.

Mikati’nin çağrısından sonra Lübnan Enformasyon Bakanı istifa edecek mi?

Bu sorunun cevabını önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Kardahi, istifa etmek yerine Hizbullah’ın da desteğiyle direnmeyi tercih edebilir.

Bin bir güçlükle kurulabilen ve Şii bakanların Beyrut Limanı soruşturmasını protestosu sebebiyle hâlihazırda “buzdolabında” olan hükümetin istifası ise sürpriz olur.

Bu arada, Kardahi’nin Yemen’deki savaşla ve Husiler’le ilgili söyledikleri kabul edilemez olsa da Suudi Arabistan’ın ve peşinden giden Körfez ülkelerinin tepkilerinin “gereksiz aşırılığı” dikkat çekiyor.

Lübnan hükümetinde Yemen, Körfez koalisyonu ve Husiler hakkında Kardahi gibi düşünen başka bakanlar da var.

Ayrıca Lübnan Enformasyon Bakanı istifa etse bile ülkenin kotaya dayalı politik sistemi gereği yerine atanacak isim de farklı bir görüşten olmayacak.

Tahran’la ilişkilerini normalleştirmek için Bağdat’ta görüşmeler yapan ve geçtiğimiz günlerde İran mallarına sınırlarını açan Suudi Arabistan’ın Lübnan’dan ithalatı yasaklaması büyük bir çelişki.

Bir diğer çelişki de “Irak’ı tamamen İran’a bırakmayalım” derken Lübnan’ı tamamen İran’a bırakacak adımlar atmak.

Dolayısıyla Riyad’ın krizi tırmandırmasının sebebiyle ilgili bir takım sorular akla geliyor.

Yemen’de Husiler’e karşı varlık gösteremeyen ve İran’la ilişkilerini normalleştirme çabaları sebebiyle eleştirilere maruz kalan Suudi Arabistan, gözüne kestirdiği Lübnan’a baskı yaparak ve Kardahi’yi istifaya zorlayarak “zafer” kazanmaya mı çalışıyor?

Ne yaparsa yapsın imajını bir türlü istediği şekilde parlatamayan Muhammed bin Selman’ın bu tür bir şova ihtiyacı var.

Kardahi istifa ederse genç Veliaht Prens “aynı anda birkaç ülkeye komuta eden” ve “Lübnan’a boyun eğdirmiş başkumandan” edasıyla böbürlenecek.

Diğer Körfez ülkelerinin tepkileri ise “Riyad’ı kızdırmama” çabasından başka bir şey değil.

Son dönemde Suudi Arabistan’la ilişkileri düzelen Katar’ın koroya katılmaması dikkat çekici.

Aynı şekilde Umman’dan da Lübnan’a yönelik herhangi bir olumsuz adım beklenmemeli.