Atatürk Kültür Merkezi (AKM) 2,5 yıl gibi bir zamanda hızla yapılarak görkemli bir törenle açıldı. Bu binanın ilk yapımı 23 yıl sürmüş (1946-1969). 1970 yılında büyük bir yangın geçirmiş, 8 yıl kapalı kalmış. 2005 yılında Kültür Bakanı Atilla Koç, binanın ömrünü tamamladığından yıkılıp yapılmasını önerdi. Ancak büyük bir dirençle karşılaştı. AKM’de, Bakanlığın bütçesiyle yapılan bir programın gösterisinde salonu dolduranların sırtlarını dönerek bakanı protesto etmelerine şahit olmuş, çok üzülmüştüm. İyi niyetin, samimiyetin, desteğin karşılığı bu nankörlük seviyesizliği olmamalıydı.

AKM hayli yıpranmış olmasına rağmen burasını ideolojik tapınak haline getiren bir güruh “dokundurtmayız, size yaptırmayız” diye direnmeye başladı. 2008 yılında bina kullanılamaz hale geldi ve boşaltıldı. Yıkılıp yeniden yapılması için yapılan bütün girişimler sonuçsuz kaldı. Akla hayale gelmez tezvirat yapılarak yapım engellendi.

İstanbul, 2010 Avrupa Kültür Başkenti olunca AKM’nin yapım işi Kültür Başkenti Ajansı’na verildi. Ajans’ta yaşanan sıkıntılar nedeniyle başkan Nuri Çolakoğlu ve yürütme kurulu üyelerinden kamu görevlisi olmayanlar istifa etmişti. Ben İstanbul Ticaret Odası adına danışma kurulu üyesi olarak görev yapıyordum. Yürütme kurulunda toplanma çoğunluğu sağlanamayınca işler aksamaya başlamıştı.  O dönem ben danışma kurulu üyesi sıfatıyla yürütme kuruluna seçildim.

İstanbul Ticaret Odası adına ajansın kuruluşundan bu yana görev yapan Şekib Avdagiç de istifa eden Çolakoğlu’nun yerine ajans başkanı olarak seçildi. Yeni üyelerle ajans yönetimi oluşturuldu. Eski yönetime göre oluşturulmuş Ajans yapısında işler oldukça zordu. Bu zor işlerden bir tanesi de Kültür Bakanlığının koordinasyonunda AKM’nin yenilenmesi idi. Şekib Bey bu işe çok önem veriyor, bütün taraflarla yakın görüşmeler yapıyordu. “Dokundurmayız, size yaptırmayız” ekibi yine sahneye çıkmıştı. Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası yenileme işine direniyordu. Şekib Bey, yanlış hatırlamıyorsam Sendika yetkilileriyle 7 defa uzun uzun görüşmeler yaptı. Ama adamlar bir türlü ikna olmuyordu. AKM’nin yerine “cami, AVM” yapılacağının dedikodusunu yapıyor, yukarıda söyledikleri yalana aşağıda inanarak direniyorlardı. Bu dedikoduları ciddiye alan Mimarlar Odası da İstiklal Caddesi’nde bulunan ajansın önünde protesto yürüyüşü yaptılar.

Dönemin Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ise binanın yenilenmesi için Ajans’ı sıkıştırıyordu. Bir defasında Ajans’ın yürütme kurulu toplantısına katılarak yenileme işini neden yapmadığımızı sorguladı. O toplantıdan Ajans başkanı rahatsızlığı nedeniyle erken ayrıldı. Bakan bey kurul üyelerine bu işin bir an önce bitirilmesi için baskıyı sürdürdü. Kurulda ben de bir söz istedim ve şunları söyledim: “Sayın bakanım Hindistan’da ineklere niçin taparlar?” diye sordum. Toplantıda bulunan herkes şaşırmıştı… “Sendikacılar bu yapıyı siyaseten kutsal mabet olarak düşünüyor ve de direniyorlar. Siz de bizi suçluyorsunuz. Onları ikna edin biz de işimizi yapalım.” Daha sonra Sendika mahkemeye başvurdu ve yenileme işi kaldı.

Nihayet 2021 yılının 29 Ekim günü görkemli törenle AKM, sanat merkezi olarak açıldı. Geçmişte direnen azınlığın, bugünkü hâletirûhiyyesini merak ediyorum!