Hoca Ahrar’a, Gaflet nedir?” diye sormuşlar. Buyurmuş ki: “Onu hayatımda hiç tatmadım. Ben küçüklüğümden beri şu âleme bakar bakmaz, Allah’ı ve ahireti hatırladım. Hiç gaflet gibi bir hâdise ile karşılaşmadım.

Gaflet; etrafında olup bitenlerden bihaber olmak demektir. Şu dünyaya gelen her insan, etrafında sanat ile bezenmiş nimetlere bakarak; sanatkârı ve nimeti vereni bulmakla mükelleftir. Hâlbuki çoğu zaman insan, bu vazifesinden bîhaber yaşar. Habersizliğinin temelinde ise; Allah’ın zatı, sıfatı, esması ve ef’âlini unutmak vardır. Nitekim Kur’an’ı Kerim’de, Haşr Suresi’nin 19’uncu ayetinde, bu husus şu şekilde ifade edilmektedir: “Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayınız! Onlar yoldan çıkanlardır.

Arkadaşlarımla yaptığım haftalık mutat sohbetlerimizin birinde, Ramuz El E-Hadis isimli kitaptaki “Allah insanı, emr-i bil ma’ruf; nehy-i anil münker vazifesiyle tavzif etmiştir.” kısmı okudum. Bu kutlu Hadis-i Şerif’ten hareketle, “İnsanın dünyaya gelişindeki en büyük gaye; iyiliği emretmek ve gafil insanı fenalıktan men etmektir.” diyebiliriz. Bahusus ailenin temelini oluşturan anne ve baba, bu vazifeyle muvazzaf olduğu gibi; nihayetinde devletin dahi en büyük vazifesi budur. Çünkü Allah’ın bu emri, tabiri diğerle Şeairi İslamiye’dir. Şeairi İslamiye’yi tatbik ise, devletin vazifesidir.

Hadis-i Şerif’in devamında, insanların bu vazifeden gaflet etmeleri neticesinde, Allah’ın bir bela göndereceğini; bu beladan kurtulmak için insanların yapacağı duanın kabul edilmeyeceği buyruluyor.

Bu tehdidi okuyunca, içimi bir ürperti kapladı. Çünkü hakikaten günümüz insanı bu vazifeden gafil olduğu için, Hak Teâlâ “Covid-19” denilen belayı göndermiştir. Bu belâya karşı yaptığımız her türlü fiili dua da kabul görmüyor. Onun için gün be gün, etrafımızda alakadar olduğumuz onlarca dost, ahbap ve akrabamızı ebediyete uğurluyoruz. Hal böyle olduğu halde, yine de şen-şakrak yaşamaya devam ediyoruz. Haliyle müteyakkız her bir insan kendi kendine soruyor: Bu gaflet uykusunun, en derin noktası değil mi? Ya da; Gaflet uykusunun dibini bulduk mu?

Etrafımızdaki mahlûkatın güzelliklerini görmemiz gerekiyor ve görmeye gayret ediyorsak, belâların manevi sebeplerini de araştırmamız ve bilmemiz gerekir.

Koronavirüs denilen belâ, Allah’ın, tekvini bir ayetidir. İyi okunmalı ve manasına dikkat edilmelidir. Çünkü semada ve arzda hiçbir şey, Allah’ın ilminden gizli kalmadığı gibi, her şey onun emriyle hareket ediyor.

Allah’ın kapısından başka kapımızın olmadığı bilinciyle hareket etmeliyiz. Tek çaremiz, yine onun dergâhına iltica etmektir. Tevekkül ile birlikte tedbiri de elden bırakmayalım.

Hak Teâlâ, hepimizi gaflet uykusundan uyandırsın…

Selam ve dua ile…
Fiemanillah…