“Testinin içinde ne varsa, dışarıya o sızar” demiş Hz. Mevlana. İçinde kirli su bulunan bir testinin temiz su sızdırması beklenemez o halde. Yine içinde olan şey aynı kaldığı müddetçe bir testinin renginin, boyutunun veya kulp yerinin değiştirilmesi gibi görüntüye dair değişiklikler bu testiden dışarıya sızanı değiştirmeyecektir.

Testi metaforundan yola çıkarak insan için de benzer şeyleri söylememiz mümkün aslında. İnsanın söz ve davranışları, iç dünyasını oluşturan değerlerin bir yansıması değil midir? İnsanın rol yapması sonsuz süreli olamıyor maalesef. Kimse sonsuz rol kabiliyetine sahip değil. İlla kendi gibi oluyor, İlla kendi gibi davranıyor.

Bingöl gibi muhafazakar bir şehirde Şehit ağabeyi bir insana galiz bir küfürle gündeme geldi Lütfü Türkkan, olayın evveliyatı ne olursa olsun, İyi Parti liderinin çevresinde hem kendi korumaları, hem valiliğin verdiği güvenlik birimleri varken koruma yoluna gitmeye çalışan olarak ifade eden bir parti gurup başkan vekilinin bir noktadan sonra küfür noktasına gelmesi, karşıdaki insana küfür etmesi ve hatta tekme atmaya çalışması ne vekilliğine ne insanlığa yakışmadı. Siyasetçiliğini soracak olursanız zaten onun da olmadığını dünya âlem görmüş oldu.

Siyasetin ayaklar altına alınmaması gerektiği düşüncesindeyim. Bir insan siyasete soyunacağı zaman bazı konularda kendini kontrol etmeye özen göstermeli. İlişkilerine ve hareketlerine daha çok dikkat etmeli. O artık topluma mal olmak üzere koltuk talebindeyse onun gereklerini doğru bir şekilde yerine getirmeli. Lütfü Türkkan özelinden konuşacak olursak, daha önce evinden servis edilen bazı fotoğraflar nedeniyle medyaya konu olmuştu, daha sonra çiftliği ve fabrikası üzerinden ciddi bir tartışma konusu oldu. Şimdilik yaptığı bu gereksiz ve insanları kırıcı hareketi nedeniyle daha çok bedel ödeyecektir, ödemelidir.

Küfür insanın ağzına yakışmıyor hele de bir şehit yakınına edilmiş bu küfür nedeniyle, hayatını bu ülkeye, bu halka feda etmiş bir insanın ailesini hedef almak, Lütfü Türkkan için değil tüm siyasetçiler için kırmızı çizgi olarak ortaya konmalıdır ki; kimse böylesi bir harekete bir daha tevessül edemesin.

Mesele Vekil veya makam sahibi olma meselesi değil adam olma ya da olmama meselesi. Hepimiz duyarlılığını gösterme meselesi. Kuru özür kurtarmaz daha ötesi yapılma tabii ki yapma iradesi varsa. Vesselam…