Tunus Parlamentosu Başkanı ve En-Nahda Hareketi Raşid El-Gannuşi, Kays Said’in 25 Temmuz’da parlamentonun faaliyetlerini askıya alarak ilan ettiği istisnai kararlarla birlikte ülkede başlayan siyasi krizin çözülmesi için istifa etmeye hazır olduğunu açıkladı.

Es-Sabah gazetesine verdiği röportajda, “Makamlar geçicidir. Parlamento Başkanı olarak doğmadım” diyen ve Tunus Cumhurbaşkanı’nı anayasaya saygıya davet eden El-Gannuşi, ülkenin önünde iki seçenek olduğunu, ya Kays Said’in istisnai kararlarından vazgeçeceğini ya da krizin devam edeceğini ve ancak erken seçimle çözülebileceğini söyledi.

En-Nahda Hareketi, Bin Ali rejiminin sona ermesinden bu yana demokrasiyi ve devrimin kazanımlarını korumak için olağanüstü esneklik gösterdi.

Dolayısıyla hareketin liderinin bugün de aynı noktadan hareketle çözüm için fedakârlığa hazır olduğunu ilan etmesinde şaşılacak bir şey yok.

Sorun şu ki, Tunus’taki mevcut kriz Raşid El-Gannuşi’nin Parlamento Başkanlığından istifasıyla çözülebilecek bir kriz değil.

“Müslüman Kardeşler Cemaati’nin Tunus kolu” olarak gördükleri En-Nahda Hareketi’ni yok etmek isteyenler bu tür bir adıma karşılık planlarından vazgeçerler mi?

Bu sorunun cevabının “Hayır” olduğunu Raşid El-Gannuşi’nin de bildiğinden hiç kuşkum yok.

Ayrıca En-Nahda Hareketi liderinin demokratik sistemi ve ülkenin çıkarlarını koruma adına koltuğundan vazgeçmeye hazır olduğunu söyleyerek verdiği mesajı anlayacak ve takdir edecek bir muhatap da bulunmuyor.

Kays Said’in ve perde gerisinde kendisini yönlendiren iç ve dış güçlerin istediği, demokrasinin ve devrimin kazanımlarının korunması değil, tam tersine Tunus’ta da Mısır’dakinin benzeri bir vesayet sisteminin kurulması.

Kısacası, Raşid El-Gannuşi’nin ve karşı tarafın “çözüm” olarak gördükleri birbirine taban tabana zıt şeyler.

En-Nahda Hareketi lideri, söz konusu röportajda mevcut tablonun ortaya çıkmasına yol açan seçim sistemini de eleştiriyor ve değişmesi gerektiğini ifade ediyor.

Tunus Cumhurbaşkanı da yeni bir seçim sistemi istiyor.

Fakat seçim sistemindeki yanlışın sağlıklı bir şekilde düzeltilebilmesi için öncelikle parlamento açılmalı, değişiklik orada görüşülüp tartışılmalı ve halkın temsilcileri tarafından onaylanmalı.

Değişikliğin kendisi kadar nasıl yapılacağının da önemine dikkat çeken Raşid El-Gannuşi, bu konudaki kaygısını dile getirerek, “Değişiklik nasıl gerçekleştirilecek? Tek bir kişinin iradesiyle mi yoksa anayasaya uygun bir şekilde mi?” diye soruyor.

Suudi Arabistan’dan beklediği mali yardımı alamadığı için karşılıksız para bastığı iddia edilen Kays Said’in bugüne kadar yaptıklarına bakınca seçim sistemini de kararnameyle keyfine göre değiştirmek isteyeceğini tahmin etmek zor değil.

Tunus halkı yarın başkentte darbeyi protesto için yeniden caddeleri dolduracak.

Raşid El-Gannuşi’nin ve milletvekillerinin de Kays Said tarafından kapatılan parlamento önünde düzenlenecek gösteriye katılmaları bekleniyor.

Gösterinin büyüklüğü darbenin arkasında halk desteği olduğu iddiasını bir kez daha çürütecek.

Demokrasi cephesinin Tunus’ta yapması gereken, darbecilere kurban vermek değil darbe karşıtı protestoları yoğunlaştırarak halkın özgür iradesine sahip çıkacağını göstermek olmalı.