Suudi Arabistan öncülüğündeki Körfez koalisyonunun Yemen’in bazı bölgelerinden sürpriz bir şekilde çekilmesi ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekli güçlerin Hudeyde’de bulunduğu yerleri boşaltarak Husilere bırakması Yemenliler arasında “Ülke Husilere teslim ediliyor” şeklinde yorumlara yol açtı.

Yemen hükümeti, çekilmelere kılıf olarak ileri sürülen “yeniden konuşlandırma” planından haberi olmadığını söylerken, koalisyon güçlerinin hareketliliği önceki akşam Yemenli bir gazetecinin Twitter Spaces’te “Yemen’i Husilere kim teslim etti?” başlığıyla açtığı odada tartışıldı.

Binden fazla kişi tarafından dinlenen tartışmaya Yemen’den ve diğer Arap ülkelerinden birçok gazeteci ve araştırmacı katıldı.

Yemenli konuşmacıların çoğunun ülkelerinin içinde bulunduğu duruma gayet isabetli şekilde teşhis koyduğunu ve dönen dolapların farkında olduğunu gördüm.

Genel kanaat, Suudi Arabistan ve BAE’nin daha en baştan Yemen’e kendi gündemleriyle girdikleri ve ülkeyi Husilere teslim edenin bizzat koalisyon güçleri olduğu yönünde.

Ülkelerinin paramparça olmuş haline bakıp kahrolan ve büyük hayal kırıklığı yaşayan Yemenliler böyle düşünmekte haksız da sayılmazlar.

Arap Baharı’yla devrilen Ali Abdullah Salih, Husilerle ittifak yapıp karşı devrim gerçekleştirmeyi ve kaybettiği koltuğunu yeniden kazanmayı planlıyordu.

Devrik rejimin kalıntıları başkent Sana’nın kapılarını Husilere açtı.

Yemen’de Müslüman Kardeşler’in siyasi teşkilatı Islah Partisi’ni iktidara taşıyacak demokratik bir sistem görmek istemeyen Körfez ülkeleri de bu planı destekledi.

Suudi Arabistan ve BAE’nin bir arzusu da Husiler ve Islah Partisi arasında yaşanacak çatışmalarda her iki tarafın ağır yara almasıydı.

Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı.

İran’ın güçlü desteğini arkalarına alan Husiler, Körfez ülkeleriyle arasını düzeltip kendilerini devreden çıkarmayı planlayan Ali Abdullah Salih’i öldürdü.

Suudi Arabistan, Yemen Cumhurbaşkanı Abdurabbih Mansur Hadi’yi Riyad’a hapsetti ve böylece Husilerin kontrolünde olmayan bölgelerinin idaresi de hükümetin elinden çıkarak Suudi Arabistan Büyükelçisi’nin eline geçti.

Biden başkanlığındaki ABD bugün Yemen’de savaşın bitmesini istiyor.

Yemen’den uygun bir şekilde çekilmek isteyen Suudi Arabistan da bir süredir Bağdat’ta görüştüğü İran’la pazarlık halinde.

Masadaki dosyaların başında Yemen’in geldiğinde şüphe yok.

Koalisyon güçlerinin çekilmesinin ardından Yemen’in ikiye bölünmesi ya da kantonlara ayrılması bekleniyor.

Önceki akşam konuşan Yemenlilerin birçoğu Yemen halkının koalisyon tarafından sırtından bıçaklandığını ve ihanete uğradığını söyledi.

Yemen’deki başarısızlığının sorumluluğunu Islah Partisi’nin üzerine yıkmaya çalışan koalisyon güçleri, Husiler karşısında ilkel silahlarla savaşmaya çalışan Yemen ordusunun savaşın seyrini değiştirecek etkili silahlar edinmesine izin vermedi ve Yemenliler bu gerçeğin farkında.

Kendilerine şu soruyu yönelttim:

“Uzun süredir koalisyon tarafından kandırıldığınızı söyleyip duruyorsunuz. Bir kandırmaca yıllarca devam eder mi?”

Şurası bir gerçek ki, Yemenliler de koalisyonun kirli emellerini fark ettikleri andan itibaren Hadi’yi aşıp mücadeleye öncülük edecek bir yapı oluşturmada başarısız oldular.