Karabağ Savaşı’nda binlerce kişinin hayatını kaybetmesinin üzerinden henüz bir yıl geçmişken Azerbaycan ve Ermenistan arasında gerginlik tekrardan tırmanıyor. İki ülkenin aralarındaki ateşkes anlaşması üzerine olan yazımın başlığı yılın başında “Bitti zannedilen savaşın hikâyesi” idi. Bölgede barış sağlanamamıştı ve ilk fırsatta tekrardan şiddetli çatışmalar yaşanacaktı. Öyle de oldu.

Birkaç gün önce Azeri ve Ermeniler arasında yaşanan çatışmalarda yaralananlar ve hayatını kaybedenler oldu. Taraflar yine her zaman olduğu gibi birbirlerini suçladı ve çatışmanın sebepleri hakkında objektif bilgi alınamadı. Zaten irili ufaklı çatışmalar bunun sinyallerini veriyordu. Şuşa yakınlarında bir bombanın atılması, daha sonra bir sivilin öldürüldüğü iddiaları şiddet kazanının günden güne kaynadığının işaretleriydi.

Geçen hafta Ermenistan Başbakan Yardımcısı’nın Dağlık Karabağ sorununun zorla çözülemeyeceğini ve Minsk Grubu’nun devreye girmesi gerektiğini söylemesi bir nevi Dağlık Karabağ yenilgisinin hazımsızlığı olarak görülebilir. Başbakan Yardımcısı ayrıca, Azerbaycan’ın saldırgan söylem ve eylemlerinden artık vazgeçmesi gerektiğini de vurguladı. Azerbaycan’daki 8 Kasım zafer kutlamaları Ermenistan tarafında provokasyon olarak algılandı. Yine Azeri güçlerinin Karabağ galibiyeti sonrası sınırlardaki yeni kontrol noktaları Ermenistan tarafında Ermenilerin yaşam koşullarını zorlaştıran bir faaliyet olarak görülüyor. Geçtiğimiz Pazartesi günü Azerbaycan’ın sınır ihlallerine yeteri kadar önlem alınamadığı gerekçesiyle Ermenistan Savunma Bakanı görevden alınmıştı. Azerbaycan ise Ermeni silahlı kuvvetlerinin yapılan anlaşmalara uymadıklarını, intikam alma duygusu ile hareket ettiklerini aktarıyor.

RUSYA VE TÜRKİYE GERGİNLİĞİN NERESİNDE?

Azerbaycan, Rus barışı koruma birliklerinin askeri eğitim faaliyetleri adı altında anlaşma maddelerinin uygulanmasına mani olduklarını, yasa dışı olarak Ermeni silahlı güçlerinin Laçin koridoruna giriş yapmalarına izin verdiklerini belirtiyor.

Azerbaycan’ı Türkiye’ye bağlayacak olan Nahçıvan koridoruna da engel olmaya çalışıldığı aktarılıyor. Özellikle Türkiye açısından çok önemli avantajlar sunacak bu koridor Ermenistan tarafından arzu edilmiyor.

TÜRKİYE İÇİN AYRI BİR PARANTEZ

Geleneksel bir duruşu muhafaza etmekle birlikte Türkiye doğru diplomasi gereği tüm taraflar ile aynı anda iletişimin sağlanmasına daha fazla önem göstermeli. Örneğin Rusya, Ermenistan ile sürekli temas halindeyken Azerbaycan hata ile Rus helikopterini düşürse dahi yine de diyalog köprüleri yıkılmıyor.

Türkiye, Azerbaycan ile dostluğunu sürdürürken bir şekilde Ermenistan ile de iletişim halinde olabilmeli. Bu eksikliğin zararını geçen seneki barış anlaşmasında Aliyev’in yoğun ısrarlarına rağmen barış gücü oluşturulurken Türkiye’ye yer verilmemesinde görmüştük. Geçtiğimiz hafta yine çatışmalardan sonrabizzat Rusya Savunma Bakanıarabulucu sıfatıyla Azeri ve Ermeni mevkidaşlarıyla görüştüğündeancak çatışmalar sonlandırılabildi.