Bir ekonomist olarak değil, sosyolog olarak ve dışardan bir gözle Merkez Bankasının adımlarını anlama çabamı, kalemim elverdiğince aktarmaya çalışayım…

Benim gördüğüm yerden de elbette Türkiye’de ekonomik sorunlar ve pahalılık, inkârı mümkün olmayan gerçekler…

Lakin küresel gerçekleri, tehditleri bir kenara itilerek bütün bu yaşananların ülkenin kendi dinamikleri ve yönetim zaafı ile ilgili olduğunu iddia etmek de hiçbir insaf kriteriyle bağdaşamaz…

Öyle görünüyor ki Merkez Bankası çok farklı bir para politikası deniyor…

Bunu düşündüren şey: bütün ekonomistlerin adeta yorum yapamazlık noktasında paralize olma halleridir…

Para piyasalarıyla ilgili insan ürünü psikolojik, sosyolojik, kültürel bütün faktörlerin dışarda bırakıldığı standartlaştırılmış, lineer yorumlarına alıştığımız yorumcular, tabir yerindeyse bir duvara toslamış gibiler…

Tıpkı Türkiye’yi “teğet” geçen 2009 Dünya Ekonomik Buhranındaki gibi…

Hatırlayın, o dönede de hem yerel hem de uluslararası ekonomistler, Türkiye’nin iktisadi olarak nasıl bu denli az etkilendiğini, lineer analizleriyle izah edemediler…

Bana göre bugün de aynı anda artan yatırımları, istihdamı, ihracatı, doları, borsayı, faizi izah edecek bir kuramları yok…

Çünkü temele bütün yönleriyle -öngörülebilir ve öngörülemez- insanı koymayan ve onun antropolojik yönünü görmezden gelen analizler çok sığ kalıyor ve böylesi zamanlarda yeterince derine inemiyorlar…

Ülke batacak, yanacak, yıkılacak diyenler her dönemde, işte bu ülke insanının derin tarihsel kodları tarafından hep yanıltılmıştır…

Çünkü oradaki dayanışmayı, az da olsa var olanı paylaşmayı, Batı eksenli kuramlar hiçbir zaman yeteri kadar okuyamamıştır…

Bu cümleyi Sabri Ülgener’i rahmete anarak yazıyorum: Dolayısıyla bu ülkenin aynı zeminde eğitim görmüş ekonomistleri de, bu zaafı yaşamaya devam ediyorlar…

Çünkü o, bu gerçeği en iyi görmüş çok değerli iktisat sosyologlarından biriydi…

Diliyorum ve inanıyorum ki, yaklaşık yirmi yıldır biriktirdiği tecrübe ile bu ülkeyi yönetenler, bu zor zamanların da üstesinden geleceklerdir…

Her alanda muhataplarının zihinlerini, düşünme kabiliyetlerini felce uğratan bu ülke ve bu millet, bunu bir kez daha yapacak sonrasında ve en önemli bağımsızlığını, ekonomik özgürlüğünü elde edecektir…

“Bugün taaruzdayım” diyen bir lider, başkomutan harekât planlarını asla deşifre etmez…

Felç olanın piyasalar mı yoksa piyasayı yorumlayanlar mı olduğunu zaman gösterecek…

Bunun böyle olduğunu, “Artık yorum yapamıyoruz” sözüyle TÜSİAD Başekonomisti de bir yayında itiraf etti zaten…  

Bugün, anlayamayanların karamsarlığına şahit oluyoruz; doğal olarak…

İnanıyorum ki yarın, bütün hatları hepimizden daha iyi görenlerin kazandığı bir harekâtın sonuçlarıyla rahatlayacağız…

Bu ülkeye, iradesine ve onun sağduyuyu temsil eden milletine güvenmeye devam edeceğim…