Geçtiğimiz hafta bugün Siyer Vakfı ile Fidan Sanat Vakfının ortak organizasyonu olan 7. Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali’nin  açılış programına katılmak için Taksim’de bulunan Atlas Sineması’na gittim. Bundan önceki 6 organizasyonunu Alemlere Rahmet  Kısa Film Yarışması olarak gerçekleştirilirken geçen yıl uluslararası bir festival olmaya karar verilmişti. Böylesi bir adımı attığı için festival komitesini kutlarım.

Bir yarışmayı festivale dönüştürüyorum demek son derece kolay. Fakat festivalin içeriğini doldurmak ve dişe dokunur bir organizasyon sunmak ise pek kolay değil. Festivalin Direktörü Cemil Nazlı beyin bu yöndeki gayretlerine bizzat şahit oldum. Detaylara geçmeden önce Cemil beyin niyetine ve emeğine kocaman bir alkış bırakmak istiyorum.

Doğrusunu söylemek gerekirse birkaç yıl önce Alemlere Rahmet  Kısa Film Yarışması düzenlenirken isme karşı bazı çekincelerim oluşmuştu. Böyle bir isimle bir sinema yarışması düzenlemek doğru mu acaba diye düşünüyordum. Organizasyona katıldıkça ve gelişmeleri gördükçe ne kadar doğru bir şey yapıldığını görmüş oldum. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) mesajının beyaz perdeye yansımalarını gördükçe mutlu oldum. Aklıma İranlı Yönetmen Mecid Mecidi’nin Film Arası Dergisi’ne vermiş olduğu röportaj geldi. Mecidi “Hz. Peygamber bugün yaşasaydı sinemayla tebliğ yapardı.” beyanatında bulunmuştu. Şüphesiz bugün de sinema tebliğin farklı yollarından biri olabilir.

7. Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali’nin  açılış programında sinema dünyasından birçok önemli ismi görmek mümkündü. Zannediyorum uluslararası anlamda en önemli iş Cannes Film Festivali'nden birçok ödül almış İspanyol yönetmen Oliver Laxe’in onur konuğu olarak festivale katılması olmuş. Yönetmen Mesut Uçakan da açılış günü Oliver Laxe’e onur ödülü takdim etti. 6 günün programı, jüri üyeleri, danışma kadrosu, söyleşileri ve film gösterimleri açıklandı. Gecenin sonunda Laxe’in yönettiği Mimozalar filminin gösterimi gerçekleşti.

Festivalin kalan kısmını takip edebildiğim kadarıyla güzel söyleşilere şahit olunduğunu aktarabilirim. Ayrıca festivale 78’i son taslak destek bölümü proje başvurusu olmak üzere 69 farklı ülkeden toplamda 592 eser yarışmak için başvuru yapmış. Bu yoğun ilginin aynı zamanda festivalin içeriğindeki kaliteli isimlerle taçlandığını görmek son derece mutluluk veren bir durum oldu.

Festival cumartesi günü gerçekleştirilen kapanış programıyla sona erdi. Kazanan ve destek alanları tebrik ederim. Aynı zamanda bu yıl vefa ödülü rahmetli Ayşe Şasa’ya verildi. Sinemaya ‘vefa’ kavramının yakıştığını ve çok da ihmal ettiğimizi düşünüyorum. Ayşe Şasa’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun.

Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali geçen yıl festivale dönüşeceğinin müjdesini vermişti. Bu yıl ben birkaç tavsiye sunsam ve seneye değerlendirilse ne şahane olur diye düşündüm.

Bu topraklarda bizi en fazla birleştiren ve bir araya getiren unsur Peygamber sevgisi. Bu sevginin beyaz perdedeki yansımasına daha farklı görüşten ve ideolojiden insan gelse keşke. Çok yakışır.

Böyle bir şey mümkün mü bilmiyorum. Festival yalnızca İstanbul’a bağlı olmayıp bölgesel ya da ülke çapında bir hal alsa daha anlamlı olmaz mı?

Festivalin açılış ve kapanışından aklımda kalan genç ve dinamik bir ekibinin olması. Fakat maalesef organizasyon aynı dinamiklikte ilerlemedi. Buna da mutlaka bir çözüm bulmalı.

Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Festivali ekibini tekrar tebrik ederim. Sinemanın ve rahmet duygusunun yolu açık olsun.