Ortada büyük bir savaş var. Bu defaki mücadele cebimizi ilgilendiriyor. Ve vatanını, ezanını, bayrağını seven hiç kimse “ben oynamıyorum” demiyor. Zaten şimdiye kadar böyle diyenine de rastlamadım.

Sosyal medya hesaplarıma günde yüzlerce mesaj düşüyor. Toplum sadece anlamak istiyor. Meseleyi çözenler kale gibi dik duruyor. “Fon kuralım, maddi varlığımızı emanet edelim” diyenler bile var.

Peki ne yaşanıyor? Meseleyi üç başlıkta özetleyeceğim. Cumhuriyet sürecinde “seçilen” “distribütör zenginleri”nin işlevi ne? Ekonomideki yerleşik düzen, “vesayet” ne işe yarar? Erdoğan’ın bu yapıyla sorunu ne? Erdoğan, ne yapmaya çalışıyor? Ve neden şimdi?

DİSTRİBÜTÖR ZENGİNLERİ

Cumhuriyet’in ilk döneminde adeta serveti bizzat devletin kendisi dağıttı. Yani hangi ailelerin zengin olacağına bizzat CHP yönetimi karar verdi. Rejim, zenginlerini seçti. CHP’li olmak tek kriter idi. CHP’ye yakınlık, nesilden nesle daha da büyüyecek bir ekonomik imparatorluk için yeterli idi. Bakkalken otomobil distribütörü “yapılan” aile, vesayetin tek örneği değildi, ekonomik vesayetin pek çok ortağından biriydi.

CHP’nin oluşturduğu bu ekonomik vesayet; çok partili sistemde, rejimin sevmediği kimliklere karşı rejimi “koruma” refleksi verecek, yeri geldiğinde askerle iş birliği yapabilecek bir kabiliyete sahip olacak, inisiyatif alabilecek, seçilmiş siyasetçiye ayar verebilecek, legal siyaseti tehdit edebilecek, sözde sivil ama militan ruhuyla CHP’nin payandası ve cuntanın koltuk değneği niteliğinde olacaktı. Bir de tabi Batıdaki büyük efendilerini anlatmak lazım. Zenginliklerini borçlu oldukları efendileri, ülke ekonomisine operasyon çekmek istediğinde bu sayılı ultra zengin-para baronlarına talimat niteliğinde emirler yağdırdı/yağdırıyor. Bugün yaşanan kur oyununda aktör kim? Dolar nasıl anlık bir şekilde bazı olaylar karşısında çıkıp inebiliyor? Efendiden talimat geliyor, bu sayılı aileler hayal dahi edemeyeceğiniz büyük rakamlarla dolar satın alıyorlar ve piyasada kur allak bullak oluyor. Trump’ın vakt-i zamanında söylediği ekonomik operasyonlar; içimizdeki “zengin iş birlikçi tayfa” eliyle yapılıyor.

ERDOĞAN NE YAPMAK İSTİYOR?

Cumhurbaşkanı Erdoğan faiz karşıtı bir sistemi savunuyor.

Faizin zengini daha zengin, fakiri ise daha fakir yaptığından dem vuruyor.

Erdoğan faizi düşürdüğünde bu Batının piyonu para babalarının ayağına basmış oluyor. Onlar da ekonomik sistemin değişmemesi için sürece yükleniyorlar. Erdoğan hamle yaptıkça onlar da hamle yapıyor. Çünkü Erdoğan bahsettiği ekonomik modeli hayata geçirmekte başarılı olursa imparatorlukları sarsılacak ve pastadan aldıkları pay küçülecek. Ülkenin zenginliği halkın tüm katmanlarına yayılacak. Hangi iktidar olursa olsun zenginliklerine zenginlik katmaya alışmış, Batının şımarık çocukları, hakim ekonomik modelin sarsılmaması için elinden geleni yapacak. Her türlü pisliği deneyecekler.

Burada önemli olan Erdoğan’ın düşük faiz ile birlikte “yatırım, istihdam, üretim ve ihracat” dinamikleriyle açıkladığı modele halkımızın sahip çıkmasıdır.

Eğer Erdoğan ile birlikte halkımız bu modeli başarırsa, işte o zaman gerçek bağımsızlık hepimizin olacaktır. Dışardan gelecek ekonomik operasyonları püskürtmek daha kolay olacak, halkımız çok daha refah içinde olacak ve dünya mazlumlarına el uzatabilecekler. Türkiye’de kurulacak olan adaletli-paylaşımcı ekonomik sistem dünyanın sömürülmüş tüm halkları için bir umuttur.

Batı müreffeh, kalkınmış, zengin, zenginliğini adalet ve paylaşım üzerine kurmuş bir Türkiye istemez. O yüzden sürece sahip çıkmalı, bu fırsatı başarıya ulaştırmalıyız.

ERDOĞAN NEDEN ŞİMDİ HAREKETE GEÇTİ?

19 yıllık iktidara şöyle bir baktığımızda gelişmeler zamanını beklemiş ve hiçbir şey pat diye olmamış. Olgunlaşan şartlarla birlikte başarı gelmiş. Başarı için, doğru zaman çok kritik öneme haiz bir konudur.

Mesela;

Başörtüsü’nün TBMM’de serbest olması 2013’ü buldu.

Askeri vesayetin bitirilmesi 2008’den 2016’ya kadar sürdü.

Sistem değişikliği; 2017.

Ayasofya’nın açılması; 2020.

Taksim Camii’nin açılışı; 2021.

Karabağ Zaferi; 2020.

Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulması; 2021.

PKK’nın sınır içinde eylem yapamaz hale gelmesi 2015’ten bu güne dek süren bir süreç.

Ve-l hasılı kelam hamle için şartlara bakmak lazımdır.

Unutmamak lazımdır ki; Eski Başbakan merhum Prof. Necmettin Erbakan 1996’da iktidara geldiğinde faize karşı “Adil Ekonomik Sistem”i savunan bir lider olarak ilk iş; bu para baronlarının hortumlarını kesti. Memur emekli maaşlarına müthiş rakamlarda zam yaptı. Peki sonra ne oldu? Medyayı elinde bulunduran bu ekonomik vesayet odakları, cunta ile birlikte hareket ederek Erbakan Hocayı çok kısa sürede iktidardan indirdiler. Erbakan başarısız mıydı? Tam aksine, bilakis çok kısa sürede denk bütçeyi yapmış, havuz sistemini kurmuş ve ülkeyi kısa sürede düze çıkarmıştı. Ama daha fazlasını yaptırmadılar, olmadı.

Şimdi gelelim bu güne.

Recep Tayyip Erdoğan, yerleşik kapitalist sistemin vesayetçilerine meydan okumakta. Milli bir ekonomik sistemi hayata geçirmekte. Biraz zamana ihtiyaç var. Sabretmek ve destek olmak şart. Erdoğan halkını bu süreçte enflasyona karşı yalnız bırakmayacak. Yeter ki siz de bu vesayetçilere, bu Batı hegemonyasının kullanışlı aparatlarına karşı Erdoğan’ı yalnız bırakmayın.

Ekonomik bağımsızlık için yeni ekonomik modeli destekliyorum.