Trablus Temyiz Mahkemesi, Libya’nın doğusunu kontrolü altında tutan savaş baronu Halife Hafter’in 24 Aralık’ta yapılması planlanan seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olmasının yolunu yeniden açtı.

Zaviye Mahkemesi, 30 Kasım’da Hafter’in adaylığına yapılan itirazı kabul ederek milis kuvvetleri komutanının cumhurbaşkanı adayı olamayacağına hükmetmişti.

Bu arada, Hafter yanlılarının mahkemeyi basıp engelleme girişimlerine rağmen Sebha Mahkemesi de Seyfülislam Kaddafi’nin adaylığına yapılan itirazı reddetti.

Böylece tartışmalı her iki ismin adaylıkları konusunda ilk noktaya geri dönülmüş ve seçimler çıkmaz sokağa girmiş oldu.

Çünkü ellerinde Libyalıların kanı olan her iki ismin adaylığına da halktan büyük tepki var.

Mısratalı devrimciler geçen gün yayınladıkları bildiride önce anayasanın referanduma sunulması gerektiğini ve şu anki haliyle yapılacak seçimlerin Şubat Devrimi’yle bağdaşmayacağını söyledi.

Şimdi gözler Libya Yüksek Seçim Kurulu’nun birkaç gün içerisinde açıklayacağı kesin aday listesinde.

Yasal zemin oluşturulmadan ve adaylık kriterleri netleştirilmeden, ülkenin çeşitli bölgelerinin farklı silahlı gruplar tarafından kontrolüne son verilmeden seçim yapılmaya kalkışılırsa olacağı bu.

Seçimler için belirlenen tarihe sadece iki hafta kalmışken adaylık karmaşasının nasıl çözüleceği ve seçimlerin yapılıp yapılamayacağı konusundaki belirsizlik hâlâ devam ediyor.

Daha da önemlisi -Sebha kentinde yaşananlardan sonra- seçimler yapılacaksa sandık güvenliğinin nasıl sağlanacağını kimse bilmiyor.

Libya için en iyisi seçimlerin ertelenmesi ve yeni bir yol haritasıyla sürecin daha sağlıklı ilerlemesinin sağlanması.

Aksi takdirde demokratik ve şeffaf bir seçim yapmak mümkün görünmüyor.

Mevcut koşullarda seçim yapmak bile neredeyse imkansız.

Seçimler bir şekilde yapılsa bile ülkeye barış ve istikrar getirmesi tamamen hayal.

Irak örneğinde açıkça gördüğümüz gibi, seçimlerin yapılması da tek başına sorunu çözmek için yeterli değil.

Komşuda 10 Ekim’de yapılan erken genel seçimlerin kesin sonuçları dahi açıklanmasına rağmen bir türlü hükümet kurulamıyor ve sandıkta kaybedenler seçimlere hile karıştırıldığı iddiasından vazgeçmiyor.

Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı İkinci Yardımcısı Ömer Abdülaziz Buşah, Arabi 21 sitesine yaptığı açıklamada, siyasi tıkanmışlığı aşmak için girişimde bulunmaya hazırlandıklarını söylemişti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da SETA’nın Brüksel ofisinde düzenlenen “Libya’nın seçim öncesindeki siyasi belirsizlikleri” konulu çevrim içi panelde yaptığı konuşmada, “Seçimlerin 24 Aralık’ta yapılamaması durumunda da Libya’yı siyasi ve ekonomik olarak ve diğer alanlarda da desteklemeye devam edeceğiz. Uluslararası toplumdan da aynısını yapmasını bekliyoruz” dedi.

Seçimlerin ertelenme ihtimalinin kötüye kullanılmaması gerektiğini dile getirdi.

Kısacası, seçimlerin ertelenme ihtimali güçlü bir seçenek olarak masada duruyor.

Nitekim DYK Başkanı Halid El-Mişri, yaklaşık üç hafta önce yaptığı açıklamada, seçimlerin üç ay erteleneceği tahmininde bulundu.

Seçimler ertelense bile yasal zemin için şu ana kadar sağlanamayan uzlaşı üç ay içinde sağlanabilecek mi?

Bu soruya olumlu cevap vermek de ne yazık ki zor.