Hafta sonu CHP ve İyi Parti tarafından “milletten” saklanan ortakları HDP’nin İstanbul İl Başkanlığı Kongresi vardı.

Kongre bir skandalla başladı. Açılışta İstiklal Marşımız değil, PKK’nın marşı okundu. Skandallar zinciri terör örgütüne üyelikten dolayı milletvekilliği düşürülen Ferhat Encü’nün başkan seçilmesiyle devam etti.

Bitmedi, kongrenin kapanışı da “İmralı’ya selam” ve “Apo’ya özgürlük” sloganıyla yapıldı…

Bunların hiçbirini tasvip etmemiz ve hoş görmemiz mümkün değil!

Bu rezalete Millet İttifakı’nın ortakları CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi tarafından bir eleştiri yapılmadığına göre, bunları tasvip ettiklerini anlıyoruz. Bu da çok daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor…

MİLLET İTTİFAKI İSTANBUL’U TERÖR ÖRGÜTLERİYLE BİRLİKTE Mİ YÖNETİYOR?

Belediye başkanlığı seçiminde hem Millet İttifakı’nı oluşturan partiler hem de hem de terör örgütlerinden destek gördü.

Seçimi kazanması için Millet İttifakı’nı oluşturan siyasi partiler sokaklarda çalışma yürütmüş, PKK Kandil Dağı’ndan, FETÖ Pensilvanya ininden söylemleriyle ittifakın arkasında durmuştu.

Bu terör örgütlerinin kazanmasına katkı yaptıkları İmamoğlu’ndan bazı taleplerde bulunması normaldir. Normal olmayan Ekrem’in bu talepleri karşılamasıdır. Normal olmayan terör olaylarına, terör örgütlerine bulaşmış isimleri işe almış olmasıdır.

İçişleri Bakanı, İBB’de işe alınanlardan çok azı hakkında emniyet araştırması yapıldığını ve bunlardan 557’sinin terör örgütleriyle bağlantılı olduğunu açıkladı.

İstanbul’da yönetimi ele geçirenlerin işe aldığı kişilerin terör örgütleriyle bağlantılı çıkması hem devlet hem de İstanbullular için büyük bir tehlike arz ediyor.

İstanbul, Türkiye’nin ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel merkezidir. İstanbul ve İstanbulluların bilgilerinin terör örgütlerinin eline geçmesinin nasıl bir tehlike arz ettiğini bilmiyorlar mı?

KILIÇDAROĞLU VE İMAMOĞLU TEHLİKELİ BİR ATEŞLE OYNUYOR

İmamoğlu, bunun nasıl bir tehdit oluşturduğunu bilmiyorsa gaflet içindedir. Bilip de bu kişileri işe aldıysa ihanet içindedir.

İşin ilginç tarafı bu işin hamallığını milliyetçi/ülkücü olduğunu iddia eden İyi Parti ile dindar/muhafazakâr olduğunu iddia eden Saadet Partisi’ne yapıyor.

Ekrem, İstanbul’da seçimi kazanınca Saadet Partisi ne diyordu? “İstanbul’u biz CHP’ye kazandırdık. Bundan sonra da kazandırmaya devam edeceğiz.”

Temel Bey ve vaizleri Hasan, dindar/muhafazakâr seçmenin oylarını neyin karşılığı olarak götürüp CHP ve HDP’ye sattı? Keşke onu da açıklasalar.

HDP kongresinde gördük ki, Akşener ve Karamollaoğlu’nun hamallığında, CHP ve Kılıçdaroğlu Kandil’i İstanbul’a taşımışlar. İmamoğlu da İBB’de temsilciliğini açmış!

CHP ve İmamoğlu çok tehlikeli bir ateşle oynuyor. Terör örgütleriyle bağlantılı kişilerin belediyede işe alınması basit bir konu değil. Bunu yapan HDP ve HDP’li başkanlarının başına ne geldiyse Ekrem ve CHP’yi de aynı son bekliyor!

Kemal ve Ekrem ateşle oynuyor. Haberleri olsun bu ateş önce onları yakacak!