Anadolu mayadır. Aslında bu sadece benim için değil pek çok kişi için böyle. Yani bunu ilk söyleyen değilim ben. Daha önce de bunu yazan, anlatan ve söyleyen çok fazla oldu. Ama elbette bunca söylenmesinin bir sebebi var. Zira bizler ahir zamanın çocuklarıyız ve kaybettiğimiz çok fazla şey var. Bu kaybettiklerimizin neredeyse her birini de Anadolu’da görmek mümkün. Aslında asıl orası suret burası gibi. Bir “yer” demek de eğil bence Anadolu. Coğrafi bir tanımlamanın dışında ve ötesinde bir kavram. Hasılı bence Anadolu kitaplardan öğrenilmeyen bir irfanın ürünü. Ve bu salt bir bilgi falan demek de değil. Maneviyatı ile yoğurduğu ve asırlar boyu şekillenmiş bir mayanın adı. Ama ben şuna inanıyorum ki yeniden bir nefes üflenecekse o da oradan olacak.

Bunları daha önce yazdım ve yine yeniden aynı şeyi yazmak, söylemek ve hatta haykırmak zorundayız. Zira Anadolu’nun ne olduğunu bilmeyenler var. Aslında şöyle; Anadolu dediğimiz o mayayı bozmak için bile isteye hezeyanlarını ortaya dökenler var. Yoksa bu pisliğin kendi pisliği olduğunu biliyor bunlar, biliyorlar da bu şekilde konuşursa pisliğine ortak bulacağını sanıyorlar.

Bu milletin meclisinde, bu milletin gözünün içine baka baka ve yine bu milletin uğruna canını, evladını, malını her nesi varsa her şeyini verdiği ama ayak bastırmadığı mukaddesatına saldıran adamlar var.  

Kim mi? Özgür Özel…

İlkin Diyanet İşleri başkanlığının açtığı ve çok da güzel, başarılı şekilde devam ettirdiği okul öncesi çalışmaları canını acıtmış. “Diyanet’in işi bu mu?” diye soruyor. Sonra “Bu ortaçağ zihniyeti” falan diye saçma sapan cümleler kuruyor. Dinini bilen bunu öğrenen çocukları yetiştirmenin Orta çağ zihniyetiyle çocuk yetiştirmek olduğunu söylüyor hem de meclisten. Bunları bilen bunları öğrenenler de “kindar nesil” oluyormuş. “Dininin ve kininin sahibi” falan gibi cümleler kuruyor.

İşte Orta Çağ zihniyeti tam da budur. Dinini, milletini kendini bilen çocukların yetiştirilmesinden rahatsız olan bir ur var bunların zihinlerinde. Ve çatlıyor hem öyle çatlıyor ki ne dediklerini bilmez hale getiriyor bunları. Elbet ki dininin sahibi olacak bu çocuklar ve hem kininin de sahibi olacak. Kimin ona, onun dedesine, atasına, mukaddes saydıklarına hakaretler ettiğini bilecek ve bu bildiğini de unutmayacak.

Yıllarca Anadolu’nun yüzü yaşmaklı analarına, dili dualı babalarına, dinini bilen çocuklarına aynı şimdi olduğu gibi “tiksinerek” baktı bunlar. Şimdi o anaların, o babaların, o çocukların gücünden, maneviyatından korkuyorlar. Bütün bu hezeyanların sebebi de tam bu.

İkinci bir şey daha söylüyor Özgür Özel; “Anadolu Müslümanlığı” diyor. Ve bence Anadolu’yu da Müslümanlığı da hem de zerre kadar bilmiyor. “Yılbaşında içtiği iki duble rakıyı günah saymayan” diyor Anadolu’nun Müslümanlığına. Adam düpedüz kendinden bahsediyor ve geriye kalanı da öyle zannediyor. Ya da zannetmeyip de kendince bir algı kuruyor.

Siz yanlış anlamışsınız bayım, o söylediğiniz ne Anadolu’da olur ne de adı Müslümanlık…