Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi Kazakistan'da akaryakıt zammını protesto için başlayan gösteriler ne yazık ki kısa sürede güvenlik güçleriyle göstericiler arasında çatışmalara dönüştü.

Sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) fiyatlarına zam yapılmasıyla sokaklara dökülen protestocuların hükümet binalarını basıp ateşe vermesi üzerine ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi.

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, yaşanan olayları “terör tehdidi” olarak nitelendirdi ve krizin aşılması konusunda Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'ne (KGAÖ) üye ülkelerin Kazakistan'a yardım etmeleri için örgüte başvurduğunu açıkladı.

Bir başka deyişle, ülkesindeki gösterileri bastırmak için Rusya’dan destek talep etti ve Tokayev’in çağrısının hemen ardından Rusya, Kazakistan’a “barış gücü” gönderme kararı aldı.

KGAÖ, 2002'de Rusya, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Ermenistan tarafından hükümetler arası askeri ittifak olarak kuruldu.

Birbirine zıt teorilerin ve yorumların havada uçuştuğu bir ortamda Kazakistan’daki gelişmeleri güvenilir medya organlarından ve bölgeyi yakından takip eden uzmanlardan öğrenmeye, bilgi kirliliğinin arasında neler olup bittiğini anlamaya çalışıyoruz.

Kardeş Kazakistan’ın yaşadığı karmaşa ve kriz, üzüntü verici olmakla birlikte kabul etmemiz gereken bir takım gerçeklere de ışık tutuyor.

Örneğin, “Tokayev, KGAÖ üyesi ülkelerin askerlerini Kazakistan’a çağıracağına TDT’den yardım isteseydi olmaz mıydı?” sorusuyla birlikte TDT’nin henüz yolun başında olduğu ve Rusya’nın bölgedeki nüfuzunu kırabilmek için daha çok yol alması gerektiği net bir şekilde görülüyor.

TDT’nin bu gibi durumlara müdahale edebilmesi ve üye ülkelerin dış güçlerin mücadele alanı olmaması için hem Türkiye’nin daha çok güçlenmesi ve hem de teşkilat üyelerinin saflarını iyice sıklaştırması gerekiyor.

Şu an için temenni aşamasında olsa da mevcut koşullarda “barış gücü” olarak Türk askerinin Kazakistan’a giderek “hükümet ve halk arasına girmesinin” doğru olup olmadığı konusu ise üzerinde soğukkanlılıkla düşünülmesi gereken ayrı bir tartışma konusu.

Dilerim Kazakistan yönetimi halkın genelini memnun edecek reformları en kısa sürede hayata geçirir, ülkede huzur ve istikrarı sağlar da “Halkı mı desteklemeliyiz, hükümeti mi?” ikilemi tamamen ortadan kalkar.

TDT, Kazakistan’da yaşanan olaylar hakkında yayınladığı bildiride, Kazakistan’da barışa ve istikrara verdiği öneme dikkat çekerek, “Kazak halkının sağduyusuna ve normale dönüş konusundaki arzusuna güveniyoruz” dedi.

Bildiride ayrıca Kazak yetkililerin barışçıl bir şekilde gerginliğin giderilmesi, düzen ve sükûnetin yeniden tesis edilmesi kapasitesine sahip olduğu ifade edilerek, ihtiyaç duyulması halinde TDT’nin Kazakistan hükümetine ve halkına destek vermeye hazır olduğu beyan edildi.

Kazakistan aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ve İİT de olaylar üzerine bir bildiri yayınlayarak şiddet olaylarından duyduğu endişesini dile getirdi ve sükûnet çağrısında bulundu.

Böyle zamanlarda İİT’nin İslam ülkelerinin sorunlarını çözmede, egemenlik ve istikrarlarını korumalarına yardımcı olmada ne kadar etkisiz kaldığını bir kez daha hatırlayıp üzülüyoruz.