Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ı devirme” parolasıyla bir koltuğuna Akşener ve Karamollaoğlu’nu diğerine ise Davutoğlu ve Babacan’ı sıkıştırırken HDP ile mutlu aile fotoğrafı vermeye çalışmasının insanüstü bir gayret olduğunu kabul etmek lazım.

Fakat bu yamalı bohçadan sürekli olarak dışarı sızan ifrazatı nasıl durduracağı şimdilik muamma. Belki “pişkinlikle” üstesinden gelebilir. Çünkü CHP’nin en iyi bildiği şey bu. Öyle olmasaydı,  devlet FETÖ’yü terör örgütü ilan ettikten sonra” örgütün gazetelerinin önünde dayanışma nöbeti tutup, örgüt üyelerinin sesini duyurmak için Ankara’dan İstanbul’a kadar yürümeye kalkabilirler miydi?

Ya da iktidara geldiklerinde ilk yapacakları işin FETÖ’yle iltisakları yüzünden kamu görevinden atılan asker, polis, savcı ve hâkimleri, aleyhlerinde mahkeme kararı olsa bile affedip, hatta özür dileyip yeniden işbaşına getireceklerini söyleyebilirler miydi? Fakat sorsanız CHP’lilerin hepsi amansız FETÖ düşmanı.

Kılıçdaroğlu’nun “yıkmayı vaat ettiği Kandil’den” sürekli olarak dayanışma mesajı almasını görmezden gelebiliriz. Hatta bir yandan PKK’yı yok etme tezkeresine hayır derken, diğer yandan mangalda kül bırakmayışını da tebessümle geçiştirebiliriz. Fakat “mutlu aile fotoğrafındaki HDP’liler” rahat durmuyor.

HDP milletvekili  Semra Güzel’in Kandil’de kaleşnikofu bağrına bastığı fotoğrafının öldürülen PKK’lı sevgilisinin telefonundan çıkmasına Kılıçdaroğlu ne der acaba? Hakkında milletvekilliğinin düşürülmesi için fezleke hazırlanan Güzel’in de adli sicil kaydına bakıp tertemiz olduğuna kanaat getirir mi? Apo’nun heykeltıraşlığına soyunan Demirtaş gibi ona da siyasi tutsak muamelesi yapar mı?

CHP’nin aslında HDP ile flörte hiç ihtiyacı yok. PKK’nın siyasette görevlendirdiği militanları 31 yıl önce kendi listelerinden aday göstererek Meclis’e sokmayı başarmıştı. Eğer seçimlere varmadan HDP kapatılırsa, Kandil’in boşta kalan aparatlarını pek ala yine kendi listesinden Meclis’e taşıyabilir.

Aslında bazı CHP’li yöneticilerin HDP’nin mi yoksa Koçgiri ve Dersim isyanlarını bastırmış bir partinin mi mensubu olduğunu anlayabilmek pek mümkün değil. Çünkü HDP’li vekiller bile kendi teröristlerinin cenazesine katılmakta tereddüt gösterince Demirtaş’tan zılgıt yemişlerdi. Fakat aynı tedirginliği CHP’li vekillerde görmek mümkün değil. Onlar epey cesurlar.

Bu yüzden “CHP’nin HDP’lileşmesi aşaması” çoktan geride kaldı. Yakında Öcalan CHP’nin geldiği yere bakıp, “ben bile bu kadarını hayal edemezdim” derse şaşırmamak gerek.