Adı Cihat Kısa…

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan yardımcısı imiş.

Geçtiğimiz hafta, sosyal medyada gündeme gelen ses kayıtları münasebetiyle tanıyoruz bu özneyi.

Bahsi geçen terbiyeden mahrum özne Hz. İsa ve Hz. Meryem konulu bir konuşma yapıyor.

Konuşmanın bir yerinde Hz. Meryem’e iftira niteliğinde bir ifadede bulunuyor.

Hz Meryem annemize duyduğum saygı ve edebim, ne dediğini buraya aktarmaya müsait değil. Lakin kesin bir şey var, uydurulmuş bir yalan ve iftirayı sanki tarihi bir gerçekmiş gibi yansıtarak onun mübarek iffetine dil uzatıyor.

Bunu yaparken de Hz. Meryem’in iffetiyle ilgili Kur’an’da apaçık zikrolunan ayetleri bir çırpıda yok sayıyor ve dolayısıyla inkâr ediyor. Bununla da kalmayıp Hz. İsa efendimize isnat ettiği bir iftirayı argüman olarak kullanıyor.

*

Birçok isim bu rezalete dair yazdı.

Başlangıçta, üniversitesi ve kendisi, “bağlamından koparılmış iddialar” diyerek bu haddi aşmışlığın da ötesindeki rezilliği inkâra yeltendi.

“Konuşmanın tamamını yayınlayacaklarına” dair sözlerini tutmayıp konuyu soğutmaya bıraktılar sonrasında…

*

Şu bir gerçek ki, İlahiyat fakültelerinde bu ve buna benzer maalesef birçok şahıs var.

Bunlar gibiler üzerinden İlahiyat fakültelerini topyekûn zan altında bırakacak değiliz elbette ama bu yapı bünyesindeki İslâm düşmanlarını da görmezden gelmenin bir âlemi yok.

İslam düşmanı diyorum zira bu ve benzerleri, bizim Kur’an merkezli itikadımıza kamikaze saldırılar yapmaktan çekinmiyorlar.

Kur’an’ı, bir gâvur, bir müsteşrik gibi, adeta felsefi metinler düzeyine indirgiyor ve sorguluyorlar.

Bu münasebetle, bir kimsenin Kur’an’a bu tarzda yaklaşımını İslâm ve Kur’an düşmanlığı olarak addetmemizden daha tabii bir şey olamaz elbette.

*

Ne yazık ki, bunlardan ilahiyat fakültelerimizde çok var. Sadece ilahiyat fakültelerinde değil, bir şekilde, sözüm ona ‘kanaat önderi’ (?!) vasfı kazanmış bazı türedi hoca müsveddeleri de benzer tutumlar sergiliyorlar.

Gâvurların, yüzyıllardan beridir tatbike çalıştıkları menhus bir projenin piyonları mesabesindeki bu kifayetsiz muhterisleri fazla ciddiye almıyorum doğrusu ama dil uzattıkları şahsiyetlerin nezdimizdeki kıymeti, birkaç kelam etmemizi mecbur kılıyor.

*

Hz. Meryem ki, başta Eş’arî’ler olmak üzere birçok İslam âliminin ‘Peygamber/Nebiyye’ addettiği müstesna bir insandır. Bizim annemizdir.

İffetine, Kur’an tanıklık etmektedir ve Kur’an’a iman eden mü’minlere, bu hususta tam bir teslimiyetle ihtimam göstermek düşer. Aksine davranan Cihat Kısa gibi çapsız ve niteliksiz mahalle dedikoducuları tıynetli şahıslara da attıkları iftiradan ötürü hesap sormaları icap eder.

*

Üniversite rektörü Nükhet Hotar ve fakültesi, bu hesabı sormaya niyetli değiller anlaşılan.

Basit bir kabile dayanışması denilebilecek türde davranış sergiliyorlar.

Ucuz ve basit bir kabile dayanışması ne yazık ki…

*

Aslında bunlara “yerli müsteşrik” derken bir anlamda iltifat etmiş oluyoruz zira bu çapsız ve ucuz herifler birçok müsteşrikin yanında beş para etmeyecek denli niteliksizdirler.   

Son olarak: Anılan tiplerin iman etmedikleri Kur’an, iffetli kadınlara iftira edenler için 80 değnek vurulmasını ve ömür boyu şahitliklerinin kabul edilmemesini emreder.

Allah’ın laneti Hz. Meryem’in iffetine dil uzatan müfterilerin üzerine olsun…