Cumhurbaşkanımızın dış politikada belirlediği “dikleşmeden dik durma” tavrı meyvelerini vermeye devam ediyor. Bu duruş, sahada askeri-ekonomik-siyasi gücümüzün tüm imkânlarını sonuna kadar kullanırken, masada diplomasinin gerektirdiği tüm araçları seferber etmeye dayanıyor. Bu bağımsız siyaset üretme biçimi sayesinde ülkemiz başarı hanesine her gün yeni bir artı ekliyor.

Yunanistan’ın Akdeniz’de İsrail ve ABD’yi arkasına alarak Türkiye’yi sıkıştırma hamlesi ikinci yılını göremeden hüsranla bitti. Atina’da tantanalı bir törenle 2020’nin başında imzalanan EastMed Projesi, ABD’nin desteğini geri çekmesiyle ortadan kalktı.

EASTMED HÜSRANI

Proje, Doğu Akdeniz’de İsrail’den başlayarak, Rumların işgali altındaki Kıbrıs’ın güney kesimini geçip, Yunanistan üzerinden Avrupa’ya uzanan 1.900 kilometrelik bir doğalgaz boru hattının inşasını hedefliyordu. Türkiye, Libya ile yaptığı anlaşmayı gerekçe göstererek, kendi bölgesinden geçmesi planlanan bu projenin egemenlik hakkının ihlali olduğunu savunuyordu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ni rehin alamayacağını” söyleyerek Yunanistan’a destek vermiş, Türkiye ise bu küstahlığa cevabını Yavuz Sondaj Gemisi’ni bölgeye göndererek vermişti.

Bu süreç, Türkiye’nin İsrail ile geliştirdiği diplomatik ilişkilerin; İtalya ile Libya’daki iç savaş konusunda paralel hareket etmenin ve son olarak Mısır’ın ülkemizin Libya ile yaptığı anlaşmanın sınırlarına uyacağını deklare eden tutumuyla birlikte değerlendirildiğinde hem sahada hem de masada zaferin nasıl kazanıldığını gösteriyor.

EastMed sadece Türkiye’nin Akdeniz’deki varlığına karşı bir provokasyon değildi. Aynı zamanda, Kıbrıs’taki Türk egemenliğini de hiçe sayarak, adadaki Rumları tek meşru otorite kabul etmesiyle, Kıbrıs Türklerine karşı da bir hamleydi. Türkiye’nin tavizsiz duruşu bu girişimi de boşa çıkardı.

ATİNA’NIN YOLDAŞLARI DA HEZİMETE UĞRADI

Aslında bu durumda mağlup olan sadece Yunanistan değil. AK Parti iktidarının Akdeniz ve Ege’de “kavgacı” bir politika güttüğünü söyleyerek, iktidar olmaları halinde Yunanistan ile uyumlu bir tutum izleyeceğini söyleyen  CHP de şimdiden bu yenilgiden payına düşeni aldı.

Yunan gazeteleri hezimeti “Jepolitik fiyasko”, “ABD ihaneti” gibi başlıklarla duyururken, daha şimdiden ABD ile Yunanistan arasında geçtiğimiz yıl imzalanan “Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması”nın da boşa düştüğünü yazmaya başladılar. Yunan’ın güvendiği dağlara karlar yağmaya başladı.

1921’de ordumuz karşısında hezimete uğramaya başladıklarında sırtını dayadıkları İngilizler kendilerini terk etmiş ve yıkıcı bir sonla karşılaşmışlardı. Yunanistan’da şimdi ABD’nin kendilerine boş ümitler verip ortada bıraktığı konuşuluyor.

Afganistan’dan beslemelerini bir gecede terk ederek apar topar kaçan ABD’ye bel bağlayanlar tıpkı Kabil’de olduğu gibi, şimdi Atina’da da ağlıyorlar. Gerisini Biden’a güvenip yola çıkanlar düşünsün.