Her dönemin kendine has sihirli kavramları var. Bu kavramları tekrar ede ede konunun uzmanı olmaya soyunan ‘erken uyananlar’, bu kavramlarla toplumu sömürürler.

Bu sihirli kavram tüccarları, o an piyasada ne gidiyorsa onu satmaya ve onun üzerinden kasalarını doldurmaya bakar.

Kullandıkları unvanların her dönemin moda kavramına göre değiştiğini ve pazarda ne gidiyorsa onun uzmanı olarak boy gösterdiklerini görürsünüz.

Onların amacı sandığınız gibi toplumu bilgilendirmek değil, ‘erken kalkan yol alır’ misali, erkenden yola çıkalım, kasayı erkenden dolduralım telâşıdır.

Tek endişeleri iyi kazanmak olunca, gündemin sihirli kavramı üzerinden yaptıkları yorum ve değerlendirmelerin birilerini mağdur edip etmediğiyle zerre kadar ilgilenmezler.

Bir kavram moda olunca, medya ilgisi de büyük olur. Medya, içinde o kavramın gerekli gereksiz geçirildiği her açıklamaya çok okunma/izlenme endişesiyle balıklama atlar.

Sihirli kavram tüccarları, daha dün ortaya çıkan kavramı gazetelerde, televizyonlarda ve bilumum medyada bilmiş tavırlarla ballandıra ballandıra 100 yıldır test edip kullanıyormuşçasına anlatırlar.

Burada iki tarafın da işi görülür. Medya, gündemin sihirli kavramına artık kitlelerde de merak uyandırılmış olduğundan, konuyla ilgili haber, yorum ve röportaj gibi içerik ihtiyacını giderir.

Sihirli kavram tüccarları da medyada kendilerini gösterme ihtiyacını karşılar, yeni müşteriler bulmak için medya rüzgârını arkasına alır.

Sihirli kavram tüccarlarının en büyük müşterisi, yeni trendleri kaçırma endişesi ve paniği halinde daima tetikle olan, ‘trendleri markamıza erken uyarlıyoruz’ kıvamındaki şirketlerdir.

Tüccarlar, neyi neden nasıl yapacaklarını daha anlamamış ama gelişmeleri de kaçırmak istemeyen panik halindeki bu markalara sözde eğitim projeleri satarak, bu yeni kavramın ilk kazananları olurlar.

Bu arada konferanslar, şaşaalı etkinlikler, unvanların mutlaka ama mutlaka İngilizce kullanıldığı sahne şovları düzenlenir.

Sihirli kavram şokunda olan markalar, sihirli kavram tüccarları tarafından arkadan itilir ve ‘rakipten önce burada yer almalıyım’ paniğiyle çoğu ücretli olan bu etkinliklere sponsor olur.

Markalar, bu etkinliklere temsilcilerini konuşmacı olarak göndermek için de para öder, personellerini izleyici olarak göndermek için de.

Daha organize çalışan sihirli kavram tüccarları ise, içinde sihirli kavramın adının geçtiği dernekler bile kurar. Ne de olsa dernekler, üyelerinin çıkarları için çalışan örgütlerdir, tanım olarak.

Dönemin sihirli kavramı üzerinden büyük bir ekonomi oluşur. Alan-veren memnundur. Olan, bu popüler kavramların büyüsüne kapılarak, gereksiz ve çoğu riskli yatırım kararları alanlara olur.

Ben ise şunu tavsiye ederim: Yeni kavramlarla ilgili gelişmeleri takip edin. Ancak sihirli kavram tüccarlarının etkisinde kalarak hatalı kararlar almamak için acele etmeyin. Çünkü yaşadığım sürece, şu an adı bile anılmayan çok sayıda sihirli kavramın önümüzden gelip geçtiğini gördüm.