Türkiye’nin başta TSK ve emniyet olmak üzere birçok kurumuna sızan ve gerçek amaçlarını 15 Temmuz’da açığa çıkaran FETÖ’nün, darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçti. Emekli Albay Coşkun Başbuğ, “15 Temmuz bize milli birlik ve beraberliğin önemini göstermiştir. Dikkat edin o gün gerçek vatan sever evlatlar parti veya herhangi bir siyasi görüş, etnik köken farkı gözetmeksizin topyekûn savunmaya geçtiler. Yani Türkü-Kürdü, sağcısı-solcusu omuz omuza vatanı savunmak için mücadele etti” dedi.

Sümeyye Aksu / Röportaj - 15 TEMMUZ kanlı darbe girişimi, devlet içinde yuvalanan Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı için oluşturduğu tehdidi gün yüzüne çıkararak, devletin bekası meselesini kamuoyunun en çok tartıştığı konulardan biri haline getirdi. Türkiye tarihinde başka bir örneği bulunmayan, kullandığı metotlarla yeni nesil terör örgütlerinden bile köklü biçimde ayrışan FETÖ’nün 15 Temmuz’da ordu içindeki mensuplarını kullanarak seçilmiş meşru hükümeti devirmeye kalkışması örgüte karşı alınması gereken tedbirlerin ertelenemez bir noktada olduğunu açık bir biçimde gösterdi. Ülkenin başta askeriye ve emniyet olmak üzere birçok kurumuna sızarak gerçek emellerini 15 Temmuz 2016’da açığa çıkaran ve 251 kişiyi şehit eden FETÖ’nün kanlı darbe girişimi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine Türkiye’nin dört bir tarafında demokrasiye sahip çıkmak adına meydanları dolduran vatandaşların desteğiyle bertaraf edildi. Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletin zaferinin 6. yılı dolayısıyla Diriliş Postası’na açıklamalarda bulundu.

“15 TEMMUZ ONURLU ŞEREFLİ VE MİLLİ BİR MÜCADELE”

“15 Temmuz bize milli birlik ve beraberliğin önemini göstermiştir” diyen Coşkun Başbuğ Dikkat edin o gün gerçek vatan sever evlatlar parti veya herhangi bir siyasi görüş etnik köken farkı gözetmeksizin topyekûn savunmaya geçtiler. Yani Kürdü-Türkü, solcusu-sağcısı, alevisi-sünnisi omuz omuza vatanı savunmak için mücadele etti. Bu işte bizim o hep dillendirdiğimiz milli birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu gösteren çok net bir örnekti. Allah’a şükür o irade şuan daha da güçlenmiş durumda. 15 Temmuz’la ilgili bazı söylentiler var. Tekrar deneyecekler vs. gibi. FETÖ denilen ihanet şebekesinin diğer yol arkadaşları örgütler tarafından. Vatandaşın hep söylediği şu; ‘Keşke deneseler bu sefer aynı şansı vermeyeceğiz’. Dolayısıyla burada Türk milletinin önünde kimse durmaya kalkmasın. Türk milleti çok sabırlıdır. Sabreder ama gün ve saati geldiğinde de ilgili muhatabın önüne faturayı kesip koyar. Dolayısıyla 15 Temmuz onurlu, milli ve şerefli bir mücadeleydi. Gerekirse tekrar bir 15 Temmuz mücadelesi vermeye de hazırız” diye konuştu.

“KURTULUŞ SAVAŞIYLA EŞ DEĞER GÖRÜYORUM”

Darbe girişimi diye adlandırılanın aslında ülke işgal girişimi olduğunu söyleyen Başbuğ, “Kim, nasıl bir işgal planı kurdu derseniz adres direk belli. Emperyalist yapının şuan ki tetikçisi Amerika. 15 Temmuz’u biz FETÖ ile mücadele olarak yürüttük ama esasen Amerika ile savaştık. Bunu bilmekte büyük bir önem var. Dolayısıyla 15 Temmuz’daki olay basit bir darbe girişimi olarak okumak yanlış olur. Planlı, programlı hem de uzun yılların verdiği süreç içerisinde yürütülen kirli plan sonucu gerçekleştirilen bir işgal girişimi vardı. Fakat başaramadılar. Dolayısıyla Türk milletin göstermiş olduğu refleksi Kurtuluş Savaşıyla eş tutarım. Orada da malum yedi düvel işgal etmek üzere birtakım planlar kurdu. Saldırılar gerçekleştirdi. Yine bu millet göğsünü siper etti. Saldırılar karşısında ayakta durmayı başardı. Benzer bir tablo, değişik bir versiyonu 15 Temmuz’da cereyan etti. Sadece ABD’nin değil. Diğer devletlerinde içinde olduğu kapsamlı bir işgal planı vardı. Fakat bu millet göstermiş olduğu refleksle bu planı çöpe attı. Planın işler tarafı kalmadı. 15 Temmuz’u aynı Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yaşanmış 2. Kurtuluş mücadelesi olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.

“70-80 YILLIK OYUNU BOZDUK”

Türkiye’de 1938’den bu yana çok büyük bir oyunun kurulmaya başladığını vurgulayan Başbuğ sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhurbaşkanımızın söylemlerinde hatırlarsanız ‘Kolay değil 40-50 yıllık pisliği temizliyoruz’ diye cümleler kurardı. Bunlar tesadüfen kurulan cümleler değil bir anlam ifade ediyor. Ve Cumhurbaşkanımızın dediği de doğru. Burada Türk milleti 30-40 yıllık bir oyunla mücadele ediyor. Ve hatta daha da fazla. 15 Temmuz’da neredeyse 70- 80 yıllık bir oyunu bozduk. Atatürk’ün ölümünden sonra bu oyunu kuranlar, ülkeyi işgal edenler, yavaşça ülkeye akın akın sızanlar çeşitli dönemlerde çeşitli oyunlar oynadılar. Bu oyunların içerisinde işte 12 Mart Muhtırası, 27 Mayıs 1960 darbesi, 12 Eylül 1980 darbesi gibi birçok başlıklar var. Bunları ferdi ele alamazsın. Bunlar hep birbirlerinin tetikleyicisi, birbirinin hazırlayıcısı olaylardı. Her olay, her darbe, yaşanan her kritik dönemeç bir sonrakine ortam, zemin hazırlamıştı. Emperyalist ABD o birbirinin ortamını hazırlayan darbelerin son finalini 15 Temmuz’da gördü. 15 Temmuz’da başarsalardı gerçekten ülke artık bitti, işgal edildi diyebilirdik. Ama ilk defa bu oyun bu vatanın gerçek evlatları tarafından 15 Temmuz’da bozulmuştur. Bu olayları böyle incelemekte fayda var”

“TERÖRLE MÜCADELEDE NET SONUÇLAR ALMAYA BAŞLADIK”

Devlet içindeki hain tabakalar temizlenince ağacın meyve vermesi gibi devletin de meyve vermeye başladığına dikkati çeken Başbuğ şunları kaydetti: “Ağaçların içerisindeki kurdu temizleyince ağaç yeşeriyor ve meyve vermeye başlıyor. Verdiği meyvelerde sağlıklı oluyor. Tıbbı ki buradaki gibi Devlette kurumlarında temizlik yaptı. Devlet bu temizliği yapınca kurumların gerçekten kendine gelen yapılarını görmeye başladık. Bunun içinde Milli İstihbarat Teşkilatı, Silahlı kuvvetler ve Emniyet Teşkilatı da var. Dolayısıyla içerideki kurt, hain, hırsız temizlenince kapı kilit tutmaya başladı. Bu memleket yaptığı işleri kimseye hesap vermeden, içeride de ihanet yaşamadan yapmaya başladı. Terörle mücadele bunun en yakın örneği. Evvelden terörle mücadele ediyorum adı altında terör örgütüyle iş birliği yapan bir asker, savcı, hâkim, polis diye bildiğimiz ihanet şebekesi vardı. Şimdi bunlar gitti. Terörle mücadelede biz artık kalıcı ve çok net sonuçlar almaya başladık. Dolayısıyla bu manada baktığında gerçekten ortada büyük bir başarı ve destan var. Bu bahsettiğimiz destanın yaratılmasının da en büyük etkenlerden biriside işte bu 15 Temmuz’da ve sonrasında yapılan temizlikler. Bitti mi? Hayır daha yapacak çok iş var ama büyük mesafe kat ettiğimizi söyleyebilirim”

“SÜRECİ YAFTALAYANLAR TERÖRİSTTİR”

“15 Temmuz’dan sonra dışardan aldıkları akıllarla içteki bazı hain, kripto kadrolar bu süreci sulandırmak için ellerinden geleni yaptı” diyen Başbuğ, “Yapmaya devam ediyorlar. En basitinden darbe girişiminin bir kontrollü darbe olduğu şeklinde. Her kim 15 Temmuz sonrası yürütülen mücadeleye yaftalama yapıyor veya işi bu bahsettiğim şekilde başka yerlere çekmek istiyorsa bilin ki o FETÖ mensubu bir teröristtir. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Bugüne kadar devletin yürütmüş olduğu mücadele Kanun Hükmündeki Kararname (KHK) dahil yapılması gerekenlerdi. Ve devlette yapmaya devam ediyor” diye konuştu.

“ASKERİ LİSEDEKİLERE ÖĞRENCİ DEMEK VATAN HAİNLİĞİDİR”

“Gerçek vatanseverlere düşen bu süreci sulandırmak veya başka yerlere çekmek değil tam tersi devletin yürüttüğü mücadelede çorbada benimde tuzum olsun demektir” ifadelerini kullanan Başbuğ, “En son yaşanan örmek. İşte Harp okulu öğrencileri. Bunlar neymiş öğrenciymiş. Darbede herhangi bir dahilleri yokmuş. Tam tersi buradan söylüyorum. Bunlar öğrenci değil. FETÖ mensubu teröristlerdir. Dolayısıyla bunlara öğrenci demek en basit anlamıyla vatan hainliğidir. Ve bunların hepsi darbe de bir fiil bilerek iradesiyle yer almıştır. Bu süreçte KHK mağdur edebiyatı, işte gerçekte terörist olan bu öğrencilere öğrenci yaftalaması, yakıştırması yapan kim varsa benim nezdimde yeri ve statüsü bellidir. En kibar tanımla FETÖ örgütü mensubudur yani teröristtir. Dolayısıyla burada bize düşen gerçek vatanseverlere düşen bu süreci sulandırmak veya başka yerlere çekmek değil tam tersi devletin yürüttüğü mücadelede çorbada benimde tuzum olsun demektir. Devlete destek vermektir. Bunun haricinde kim varsa aynı mantık ve cephede değerlendirebilirsiniz. Bunların bildiğin kripto elemanlardır” değerlendirmesinde bulundu.