23 Haziran Seçimleri ile 25 yıl sonra CHP’nin eline geçen İstanbul’da anlayış farkı, Sultanahmet Meydanı’nda kendini gösterdi. ‘Cumhuriyet kutlamaları’ bahanesiyle cereyan eden etkinlik için Erem Şentürk, farklı bakış geliştirdi. Suriye Millî Ordusu ve DEAŞ Sözcüsü’nün öldürülmesi örnekleriyle Şentürk çarpıcı değerlendirme yaptı.

Diriliş Postası muhabiri Durim Abazi/Röportaj-Mülakat

CHP’den ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ olan Ekrem İmamoğlu, Sultanahmet’teki “Cumhuriyet kutlamaları” ile manevi iklimi, günlük eğlenceler ile gölgeledi. İmamoğlu’nun ekibinin organizasyonu ile ışık ve ses oyunları sergilendi. Diriliş Postası Genel Yayın Yönetmeni Erem Şentürk, Cumhuriyet kutlamaları ile bambaşka bir pencere açtı. Şentürk, “İntikam alıyorlar, alsınlar” diyerek, bir dahaki seçimlere kadar sabretmeyi tavsiye etti.

Efendim; Ayasofya Meydanı’ndaki Cumhuriyet kutlamaları ile kurtuluş günleri arasında size göre bir çelişki var mı?

Cumhuriyet’in kuruluşunun 96. yılı malûm. Nasıl kuruldu Cumhuriyet? Nasıl mücadele edildi? Hani; hep anlatılıyor ya, doğru onlar. Romanlardan pasajlar değil ki anlatılanlar. Çarık yoktu ayaklarımızda, kadınlar 25 kiloluk top mermilerini taşıdılar. İnsanlar, köylerinden 600 kişi çıktılar, geriye bir kişi bile dönmediler. Ne büyük emekler, ne büyük fedakârlıklar, ne büyük kahramanlıklar… Böyle kuruldu işte Cumhuriyet.

Peki; nasıl kutluyoruz?

Ayasofya Camii ile Sultanahmet Camii arasında ‘darbuka’ çalarak. İnadına yapıyorlar! İstanbul Büyükşehir Belediyesi birtakım sanatçıları, ki ‘şarkıcı’ onlar aslında. Birtakım şarkıcıları oraya toplamış, o topladığı sanatçılar ile Ayasofya Camii ile Sultanahmet Camii içinde ‘darbuka’ çalarak Cumhuriyet kutluyorlar.

Dolayısıyla burada bir tuhaflık yok mu?

Teknik olarak şöyle bir durum var Ayasofya ile ilgili… Kâğıt üzerinde tarihi eser statüsünde. Oranın ses titreşim raporları var. Yüksek ses zarar veriyor. Yakından geçen kamyonlardan çıkan ses bile Ayasofya’ya zarar veriyor. Bunlar raporlar ile sabittir. Buna rağmen orada yüksek ses ile konser veriyorlar. Ağzınızı açamazsınız, ‘gık’ bile diyemezsiniz.

“Ayasofya’ya zarar veriliyor” demek yeterli değil mi?

‘Yav, siz Ayasofya’ya zarar veriyorsunuz’ derseniz, ‘Ne! Siz Cumhuriyet karşıtı mısınız’ diye tepenize binerler. ‘Ne alâkası var, Ayasofya’ya zarar veriyorsunuz’ deseniz bile kendinizi anlatamazsınız. ‘Ne! Cumhuriyet’e karşı mısın’ diyerek sindirirler. Sırf bu yüzden yapıyorlar. İnatlaşıyorlar! Bu millet ile bu tarih ile bu ülkenin hikâyesi ile bu ülkenin kuruluşu ile inatlaşıyorlar. ‘Hadi’ diyorlar; ‘Söylesenize bir şey, ben artık İBB’yim.’ diyorlar ki; ‘Bak, Ayasofya’nın içine girer darbuka da çalarım.’ Yine diyorlar ki; ‘Orada vur patlasın çal oynasın kutlama yaparım.’ Yine sana, bana dönerek diyor ki; ‘Varsa cesaretin söyle bakalım. Ağzını açtığında seni Cumhuriyet karşıtı ilan ederim.’ Böyle bir meydan okuma içindeler işte. Ses çıkartamazsın.

Cumhuriyet kutlamaları için Yenikapı Meydanı’nı da tercih edebilirlerdi. Niye burası sizin için?

Amaç zaten eğlenmek bile değil ki. Sözüm ona; ‘Cumhuriyet kutlaması’ ile vur patlasın çal oynasın, biz de bunlara sabredelim istiyorlar. Cumhuriyet’i çiftetelli ile kutluyorlar. Çiftetelli de Ayasofya’da yapılıyor. Sultanahmet’in kapısında yapılıyor. ‘Yenikapı neyinize yetmiyor’ diye sormak, hepimizin içinden geçiyor. Daha büyük bir alan işte… Gidin istediğiniz kadar oynayın, istediğiniz şarkıcıyı getirin şarkı söylettirin. Vur patlasın çal oynasın eğlenin gönlünüzce… Eğlenmek de sakıncalı bana kalırsa… Cumhuriyet’in ruhu, vur patlasın çal oynasın eğlenmek midir? Cumhuriyet’in kuruluşu, amacı, hikâyesi bu mu? Cumhuriyet sizin için bu mu? Bu, apayrı bir tartışma… Onlara göre böyledir, bana göre ise bambaşka bir şeydir. Bunu konuşabiliriz. Yine ne yapıyorsan yap da, git Yenikapı’da yap. Bir sürü meydan var bu şehirde yahu! Yok, illa gidecek Ayasofya’da yapacak, illa Sultanahmet Meydanı’nda.

“Cumhuriyet” aslında bir perdeleme veya meydan okuma mı size göre?

Her ikisi de. ‘Ne sen Cumhuriyet’e karşı mısın’ diyecekler. ‘Cumhuriyet perdesi’ ile bilerek yapıyorlar, arkamızdan da kıs kıs gülüyorlar. Alay etmek için ‘Nasıl köşeye sıkıştırdık ama bak seslerini de çıkaramıyorlar’ diye alay ediyorlar şu anda. Meydan okuyorlar aslında… ‘Ayasofya’da darbuka da çalarım, Sultanahmet Camii’nde de eğlenirim; çiftetelli de oynarım’ diyerek. Gık diyecek adamın da ‘Cumhuriyet karşıtısın, hadi oradan’ diye sesini kesiyorlar. Hikâye bu… İntikam alıyorlar! Alsınlar. Biz bunlara sabredeceğiz. Nereye kadar sabredeceğiz? Bir dahaki seçimlere kadar…