Nurullah Aydın / Analiz

Ukrayna savaşının zamanlamasına bakıldığında Rusya’nın Sovyetler Birliği’nin çökmesinden bu yana askeri, siyasi ve ekonomik anlamda zirveyi gördüğü bir zamanlamayı seçtiği görülüyor. Böyle bir vakti seçmesindeki bir diğer etken ise son zamanlarda zayıflayan ve İngiltere’nin çıkmasıyla da etkinliği daha da tartışmaya açılan Avrupa Birliği’nin durumu. Bunun yanı sıra ABD’nin Biden yönetimiyle dış politikadaki emperyal hızına biraz mola vermiş olması da sahayı boş bırakmıştı.

Rusya’nın hesabı tutmadı

Rusya gibi tarihi savaşlarla dolu bir ülke, pek tabii kendi coğrafyasındaki böyle yüksek maliyetli bir savaşa girmeden önce A ve B planları yaparak maliyetleri ve olası yaptırımları ihtimaller arasına almıştır. Ancak Rus yetkililerin yaptıkları açıklamalardan yola çıkacak olursak, Putin’in maksimum iki haftalık bir operasyonla Ukrayna’daki hedeflerine ulaşmayı planladığı görülmektedir. Peki ya kısa bir “askeri operasyon” adıyla başlayan bu savaş, neden üçüncü ayına doğru gidiyor ve gittikçe daha öngörülemez bir hal alıyor? Bu durum Rusya’nın hesaba katmadığı veya hesaba katıp da bu denli etkili olacağını ön göremediği bir takım gelişmeler olduğu sonucunu doğuruyor.

Putin SSCB’yi hatırlattı

Savaşın uzamasında kimler neden etkili sorusuna cevap bulmak için Rusya’nın Ukrayna’da başarılı olması durumunda kimlerin kendisini güvensiz hissedeceğine bakmak yeterli olacaktır. Putin’in 21 Şubat günü yaptığı tarihi konuşmasında kendisinden önceki liderlere benzemediğini onları eleştirerek ifade etmesi, aslında Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından bu yana Rusya’ya yeni bir soluk getirme çabasını ortaya koymakta. Eski SSCB haritasına atıfla konuşan Putin, bu konuşmasıyla NATO üyesi olan ve hatta aralarında AB ülkesi de bulunan ikinci dünya savaşındaki sol bloğu kaybedilmiş topraklar olarak gördüğünü açıkça ima etmişti. Buradan bazı Avrupa Birliği ülkeleri ve NATO ülkelerinin Ukrayna savaşının gidişatını varoluşsal bir mesele olarak gördüğü (veya görmesi gerektiği) anlaşılabilir olmakta.

AB ‘ağabey’ rolünü kaybetti

Son zamanlarda Avrupa Birliği üzerindeki etkinliği azalan ABD’nin çıkarları sadece bununla sınırlı değil. Söylem ve eylem bazında AB üzerindeki ağabey rolünü ciddi anlamda yitirmiş olan ABD, uzun zamandır AB ülkelerini tekrar kendisine muhtaç etmek için çeşitli yollar deniyordu. Amerika’nın arka bahçesi olmaktan çıkan Avrupa ülkeleri farklı mecralarda ABD ile ters düşmeye başlamıştı. Uzun zamandır bu durumdan rahatsız olan ABD, Rusya-Ukrayna savaşını bir fırsata çevirerek; Avrupa Birliği ülkelerine üstü kapalı bir ültimatom verebildi.

ABD uzamasını istiyor

Yakın tarihlerde dünya üzerinde meydana gelen bütün savaşlardan kârlı çıkan ABD, bu savaştan da kârlı çıkmanın bir yolunu buldu. Adeta bir taşla iki kuş vuran ABD, masa altından savaşın uzaması için elinden gelen her şeyi yapıyor. Kendisini ateş çemberinin dışında tutarak olabildiğince savaşın gidişatında etkin olmaya çalışıyor. ABD’li diplomatlar iki ülke arasında “barış” için yaptıkları çeşitli görüşmelerde her ne kadar masa üzerinde barış kartları dağıtsa da masa altında savaş kartları dağıtıyor. Hem AB ülkelerine silah satışını artırıyor, hem de Ukrayna’yı ölümcül bir bataklığa çevirmeye çalışarak azılı rakibi Rusya’nın zayıflamasını sağlıyor.

ABD yeniden güç kazandı

AB ülkelerinin kendisine karşı lakayt tutumunu değiştirmemesi durumunda, Rusya’nın Ukrayna’dan sonra AB’ye yönelik herhangi bir olası hamlesi karşısında yardımcı olmayacağı mesajını verdi. Mesaj yerine ulaşmıştı. Savaşın ilk gününden beri “Biz Rusya’yla karşı karşıya gelmeyeceğiz, asker göndermeyeceğiz” diye açıklamalar yapan Biden, bu sözleriyle açık açık meydanı Rusya’ya bıraktığını haykırdı. Biden yönetiminin zayıflığının tartışıldığı, AB’nin dağılmaya yüz tuttuğu bir evrede ABD yine dört ayaküstüne düştü. Rusya-Ukrayna savaşı bu durumu çok kısa bir sürede ters yüz etti. Görünen tabloda ABD’nin bu seferki vekâlet savaşında kurban seçtiği ülke Ukrayna oldu. Rusya Ukrayna savaşı nasıl sonuçlanacak bilmiyoruz ancak bildiğimiz tek şey şu an savaşın kazananının Amerika olduğu.

Editör: TE Bilisim