Din alimi Mahmut Ustaosmanoğlu, bu özelliklerine bizatihi tanıklık eden avukat Cem Kaya Karatün, Ustaosmanoğlu’nu 30 yıl önce gösterdiği hoşgörüyle hatırlıyor. Karatün, 1917’de doğduğu Kağızman’da liseye kadar yaşayan dayısı Zeki Tunca’nın, okuma aşkıyla ailesini geride bırakarak İstanbul’a geldiğini, bugünkü ismiyle İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) olan Yüksek Mühendis Mektebi’ne girdiğini söyledi. Ancak o dönemde rahatsızlık geçirerek görme yetisi kaybı ile el ve ayaklarını kullanmada güçlük yaşayan dayısının, bir süre Amasya’daki akrabalarında kaldığını, İstanbul’a dönünce de Ermeni olan Madam Hayruhi, Matmazel Ebruhi ve erkek kardeşi Mösyö Onnik’le tanışıp onların himayesinde yaşadığını ifade eden Karatün, yaşadığı sağlık problemlerine karşın azimli olan Tunca’nın, kimseye yük olmamak için Milli Piyango İdaresi’ne başvurarak seyyar piyango bayiliği yaptığını kaydetti.

İSMAİLAĞA CAMİİ’NE KALDIRILDI

Dayısının 1992’de vefatı sonrası ailesinin cenaze işleriyle kendisinin ilgilenmesini istediğini dile getiren Karatün, bu süreçte bazı sıkıntılarla karşılaştığını kaydetti. Aile içinde yapılan istişarede cenazeyi ambulansla kaldırmayı planladıklarını ifade eden Karatün, dayısının bakımıyla ilgilenen bakıcının cenazeyi Mahmut Ustaosmanoğlu’nun imamlık yaptığı İsmailağa Camii’nden kaldırmayı teklif ettiğini dile getirdi.

“HER YER ALLAH’IN TOPRAĞI”

Karatün, durumu camidekilerle görüştüklerinde cenazenin kabul edildiğini dile getirerek, “Cuma namazını kıldık. O sırada talebimizi reddeden belediyeden olduğunu düşündüğümüz bir imam geldi ve ‘Beni görevlendirdiler’ dedi. Derken içeriden birileri geldi. ‘Hocamız haber gönderdi, cenazeyi namaz sonuna kadar bekletsinler, müsaade ederlerse ben kıldıracağım, dediğini’ söylediler. Haberi gönderen Mahmut hocaymış. Namaz bitti ve hoca efendi dışarı çıktı, biz hepimiz teşekkür etmek için yanına gittik. Ben o ara hemen Mahmut Hoca’ya yaklaştım ve kulağına ‘Dayım Müslüman olarak öldü ama Alman eşinin yanına Hristiyan mezarlığına gömülecek’ deyince içimizi rahatlatan bir cevap verdi. ‘İnsanlara ne oluyor ki, her yer Allah’ın toprağı. Orası burası fark etmez. Dayınızın Müslüman olarak öldüğüne şehadet eder misiniz?’ diye sordu. ‘Evet, Müslüman olarak öldü fakat eşi Renate’yi çok seviyordu” yanıtı sonrasında cenaze namazını kıldırdı” diye konuştu.

'ORADA HOŞGÖRÜYLE KARŞILAŞTIK'

Cemaatin cenazeye büyük ilgi gösterdiğini belirten Karatün, Feriköy Protestan Mezarlığında da defin öncesinde şapelde dua edildiğini, ailenin burada dini tören istenmemesi üzerine dayısının eşinin yanında toprağa verildiğini anlattı. Ailenin yaşadığı bu olayı Mahmut Ustaosmanoğlu’nun vefatının ardından Twitter’dan paylaştığını ve birçok olumlu olumsuz tepki aldığını belirten Karatün, “Orada bir hoşgörüyle karşılaştık. Allah hem Mahmut Hoca’ya hem de dayıma rahmet etsin. ‘Her yer Allah’ın toprağı, her yere gömülebilir. Ben de yardımcı olabilirim’ sözü dayımı etkilemişti. CHP’li olarak yaşayıp öldü ancak merakını cezbetti. Sonrasında ziyaret ettiğini biliyorum. ‘Ben o adamı gidip ziyaret etmek, elini sıkmak isterim. Aydın bir insan olarak gördüm’ demişti” dedi.

Editör: TE Bilisim