Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu. Bartın'ın Amasra ilçesindeki maden kazasıyla ilgili konuşan Erdoğan, "İhmali görülen hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağından da milletimiz emin olsun" dedi. Konuşmasında asgari ücretle ilgili mesajlar da veren Erdoğan, "Yükselen enflasyon sebebiyle sabit gelirli vatandaşlarımızın yaşadığı refah kaybını telafi etmekte kararlıyız. Önümüzdeki yıl başında yeni bütçemizle birlikte daha ileri adımlar atarak telafi sözümüzü yerine getirmeyi sürdüreceğiz" diye konuştu. Erdoğan, Dezenformasyon Yasası ile ilgili de "Bu kanun keyfe keder bir düzenleme değil. Acil bir ihtiyaçtı, geciktirilemezdi" ifadelerini kullandı. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun ABD gezisine tepki gösteren Erdoğan, "Bu gezinin bir de bilinmeyen tarafları, karanlık kısımları var" şeklinde konuştu. Kılıçdaroğlu'na çağrı da yapan Erdoğan, ''Hodri meydan, seçimlerde çık karşımıza" diye seslendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:

Bartın Amasra'daki maden ocağında yaşanan elim bir kaza hepimizin yüreğini dağlamıştır. Toplam 713 çalışanı ile yılda 100 bin ton üretim yapan bir müessesedir. Son 20 yılda bu ocakta yaşanan kazalarda hayatını kaybeden madenci sayımızı 6'dır. Bu madende her 37 kişiye bir iş güvenliği uzmanı düşmektedir. Kurum bünyesinde 30 tahlisiye görevlisi mevcuttur. Amasra'da da toplamda 50 kalemi bulan iyileştirmeler yapılmıştır. Metan, maden ve madencilerin korkulu rüyasıdır. Gaz izleme sensörleri 24 saat çalışmakta. Kömür ocaklarında havadaki metan gazı seviyesi yüzde 1 oranına çıktığında patlatmalar durdurulmakta, yüzde 2'ye çıktığında personel tahliye edilmektedir. Metan gazının patlaması için ise havadaki oranının en az yüzde 5 ve daha fazla olması gerekmektedir. Saat 18:05'te havadaki metan gazı oranının yüzde 1.5'a çıkması sebebiyle ocaktaki elektrik kesilmiştir. Saat 18:09'dan sonraki kayıt mevcut değildir. Tüm önlemlere ve sistemlere rağmen nasıl olup da patlama yaşandığını henüz bilmiyoruz. Kesin rapor çıkana kadar söylenen her şey spekülasyondan ibaret kalacaktır. 110 çalışandan 41 kardeşimiz maalesef patlamada hayatını kaybetmiştir. Yaralılarımızın 6'sı İstanbul'da tedavi edilmektedir. Sağlık Bakanlığımıza bu hastalarımızın yakınlarından 50 civarında insan Çam Sakura'daydı. Onlara da üst düzeyde otel hizmetini verdiler ve halen bu süreç devam ediyor. En ileri sağlıktaki teknoloji neyse Çam ve Sakura Hastanemizde bunlar mevcut. İlgilenen doktorlarımız alanlarında kendilerini ispatlamış profesör doktorlarımız. Bartın'daki hastanelerimizde tedavi edilen madencilerimizin tamamı taburcu edilmiş durumda.

Toplam 110 tahliye, 250 lojistik personeli kaza mahallinde görevlendirilmiştir. Sağlık Bakanlığımız 262 personeli, 51 ambulansı ile kazazedelere hizmet vermiştir. Kızılay’ımız 115 personeli ile sahadaki yerini alırken STK'lar da bölgedeki çalışmalara iştirak etmiştir. Adalet Bakanlığımız soruşturmayı yakından takip etmiştir. Kurumlarımız canla başla görevlerini yapmaktadır. Afet öncesi yapılan denetimleri de mercek altına aldık. Denetimlerin en yoğun uygulandığı yerlerden biri de Amasra'daki ocağımız. Ağustos ayında 7 gün süreyle 2 maden ve bir jeoloji mühendisi tarafından denetlenmiştir. Yılda 4 kez denetlenerek eksikler tespit edilerek ikazlar yapılmaktadır. Kaza meydana gelmişse önü ve arkasıyla sebeplerini araştırmak ve gerekeni yapmak en başta gelen vazifemizdir. Maden kazalarında hayatını kaybedenlere verilecek ile ilgili maddi destekle ilgili ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını sürdürüyor. 1 milyon 550bin ile 1 milyon 700 bin lira tutarındaki ödemelere başlamışalardır. Yakınlarından kamuda işe girmek isteyenlerle ilgili süreçler kendi mecrasında ilerlemektedir. MEB de madencilerin çocuklarına eğitim hayatları boyunca burs verecek ve eğitim masraflarını karşılayacaklardır. Hayatını kaybeden madencilerin geride bıraktıkları aileleri devlete emanettir. Bunun siyasi istismarı olmaz. Bunu yapanları da ben milletime havale ediyorum. Bu geriden geliyor. Nal toplamaya alışmış, hala nal toplamaya devam ediyor. Aynı şeyi Soma'da yaptık. Kimseyi aç, açık bırakmadık. Hepsinin ailesinden birer çocuk, hepsine gereken destekleri verdik, veriyoruz. Bizim ulaştığımız yere senin hayallerin bile ulaşamaz, bunu böyle bilesin. İhmali görülen hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağından da milletimiz emin olsun. 

“CAN KONUSUNDA EN KÜÇÜK BİR ESNEKLİĞİMİZ OLAMAZ”

Maden kazaları İngiltere'den Fransa'ya, Hollanda'dan Kanada'ya her yerde yaşanabilmektedir. Bunlar arasında bazılarında bakıyorsunuz Japonya'da 687 ölümün, Almanya'da 405 ölümün yaşandığı kazalara da şahit oluyoruz. Ülkemizde 1930 yılından bugüne 2014 vatandaşımız maalesef maden kazalarında şehit olmuştur. 2000'ler öncesinde kıyıda köşede ruhsatsız ocaklarda yaşanan kayıtlar dahil değildir. Can söz konusu olduğunda en küçük bir esnekliğimiz söz konusu olamaz. Birileri gibi istismar yapmıyoruz. Onların geride bıraktığı yavrularının, eşlerinin, anne ve babalarının yüzlerindeki hüzün adeta ömrümüzden ömür götürüyor. Kadere inanan insanlarız. Özellikle kaza ve kadere inanan insanlarız. Elbette tespit edilirse suçlunun yakasına yapışacağız. Şehitlerimizin geride kalanlarına tüm imkanlarımızla sahip çıkacağız. Bunları yaparken de mukadderata teslim olacağız. Yeri geldiğinde bu ülkenin yüzde 99'u Müslümandır diyor muyuz? Diyoruz. Senin İslam’la alakan yoksa onu zaten biz bıraktık, gitti. Bu ikisi birbiri ile çelişen değil birbirini tamamlayan tutumlardır. Hadisenin nasıl yaşandığı dahi tam olarak bilinmiyorken işi kader kavramını aşağılamaya kadar vardıranlar tehlikeli bir mecrada ilerlediğini bilmelidir. Ben kader ve kazaya iman etmiş bir insanım ve böyle yürüyorum. Bu bizim imanımızın gereğidir. Amasra'daki maden kazası takip edilecek, hiçbir meselenin karanlıkta, hiçbir ihmalin cezasız kalmaması temin edilecektir. 

“BAY KEMAL, ÖNCE ADAMLARINA SAHİP ÇIK”

Bay Kemal, önce adamlarına sahip çık. Meclis'in kürsüsüne kalkıp da çekiçlerle gelip orada telefon kırmaya yönelmesinler. Bu ahlaki değildir. Bu edebe, ahlaka terstir. Parlamento, Meclis iç tüzüğünü süratle değiştirmelidir. Bu iç tüzükle bu işler yürümez. Daha çok kişiler silahla gelir adam öldürürler, çekiçle gelir telefon kırar, başkalarının da kafasını kırar. Bunlara eyvallah mı diyeceğiz. Bu milletin parlamentosu bunlara da haddini bildirmelidir. Böyle acılı bir günde bizi bunları söylemek zorunda bırakanları kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

BÜTÇE TEKLİFİ

Tüm hükümetlerimiz döneminde olduğu gibi bu teklifi de hazırlarken bütçe disiplininden taviz vermedik.1999'da günde 6 kez devlet dairelerinin elektrikleri kesilirdi. Şu anda böyle bir şey söz konusu değil.

TÜRKİYE'YE DOĞAL GAZ DAĞITIM MERKEZİ

Şu anda Avrupa, doğal gazı nereden temin edeceğiz diye fellik fellik arayış içinde. Hamdolsun Türkiye'nin böyle bir problemi yok. Şimdi Türkiye inşallah doğal gazda da bir hub olacak. Son görüşmemizde sayın Putin'le bu konuda hemfikir olduk. Kendi ifadesiyle 'Avrupa doğal gazını Türkiye'den temin edebilir' dedi.

“REFAH KAYBINI TELAFİ EDECEĞİZ”

Bundan sadece15 yıl önce istihdam sayımızın 20 milyonun altında olduğunu göz önüne aldığımızda geldiğimiz yer daha iyi anlaşılacaktır. Ülkemizin ve milletimizin dinamizmi öylesine büyük ki herhangi bir yerdeki kaybı diğer yerden süratle telafi, edebiliyoruz. Turizmde 50 milyon turiste ve 40 milyar dolar turizm gelirine doğru giden bereketli bir sezon geçiriyoruz ve bunu daha da ileri götürecek hazırlıkların içindeyiz. Bütçe açığımızı yüzde 3.5 hedefinin altında tutabileceğimiz anlaşılıyor. Yükselen enflasyon sebebiyle sabit gelirli vatandaşlarımızın yaşadığı refah kaybını telafi etmekte kararlıyız. Önümüzdeki yıl başında yeni bütçemizle birlikte daha ileri adımlar atarak telafi sözümüzü yerine getirmeyi sürdüreceğiz. Bütçemizde yeterli kaynağı ayırdık. Bu yılda bütçede Aslan payını eğitime ayırdık. Yatırımı, istihdamı, üretim, teşvik için reel sektöre sağlayacağımız desteklere de 145 milyar liradan fazla kaynak tahsis ediyoruz. Her kesime 2023 hedeflerimize uygun kaynakları ayırdığımız bir bütçe hazırladık.

DEZENFORMASYON YASASI

TBMM geçtiğimiz hafta tarihi öneme haiz olduğuna inandığım bir kanunu kabul etti. Sosyal medya düzenlemesi denilen bu kanun, dünyanın pek çok yerinde zaten vardır, uygulanmaktadır. Bu kanun keyfe keder bir düzenleme değil. Acil bir ihtiyaçtı, geciktirilemezdi. Bu düzenlemeye ana muhalefet de karşı çıktı, çünkü işlerine gelmiyor. Ağızlarından köpükler saçarak höykürenler kaos ve linç kültüründen beslenenlerdir. Kimseden izin alacak değiliz. Amerika da Almanya da benzerleri zaten var olan düzenlemeyi Türkiye'ye çok gören zihniyet beşinci kol elemanıdır. Ülkemizin her türlü çıkarını, mahremini hedef alan yalan ve iftira kampanyaları da bir çeşit terör saldırısıdır. Gazeteci diye çıkardıkları eli silahlı terörist çıkan bir anlayış elbette hakikat ışığının güçlenmesini istemez. Tepe tepe kullandıkları bir çöplüğün ıslah edilmesine yönelik adımların atılmasıdır. Hukukun sosyal medya mecralarında da geçerli olması herkesin menfaatinedir. 

KILIÇDAROĞLU'NUN ABD ZİYARETİ 

Bu zat seçimlere ayların kaldığı dönemde ABD'ye gitti. Benzin istasyonuna girmiş, hamburgerci varmış, 8 saat orada geçmiş. Bu görüntüleri vermek için ta oralara kadar gitmeye gerek yoktu. Ülkemizde de benzer görüntüleri verebilirdi. Bu gezinin bir de karanlık tarafları var. Bu zatın ABD'de görüştüğü FETÖ iltisaklı kişilerle muhasebeyi yapmak da 6'lı masadaki ortaklarının görevidir diye düşünüyorum. Bir de vermediği görüntüler var. New York'a gidip Türkevi'ni ziyaret etme ihtiyacı duymayacaksın. Türken Foundation'ın orada yaptırdığı bina ile ilgili benim çocuklarıma laf atıyor. Attığın yalanlarda açtığım davaların hepsini kazandım, kazanıyorum. Bununla ilgili davayı avukatlarım açacaklar, buradan da inşallah bir şeyler gelecek. Washington'daki ziyaretleri arasında Büyükelçiliğimiz yer almıyor. Amerika'da Türkiye'yi temsil eden her yerden uzak durmuştur. Tek yaptığı şaibeli kişi ve kurumlarla bir araya gelmek.  

KILIÇDAROĞLU'NA AÇIK ÇAĞRI: SEÇİMLERDE ÇIK KARŞIMIZA!

Sayın Kılıçdaroğlu'na açık bir çağrı yapmak istiyorum. Madem kendine bu kadar güveniyorsun öyleyse hodri meydan. Gücün yetiyorsa, yüreğin varsa, kendi özgür iradenle hareket edebiliyorsan seçimlerde çık karşımıza, programlarımızı, projelerimizi, heyecanlarımızı yarıştıralım. Bırakalım kararı millet versin. Seçim tarihine neredeyse 7 ay kalmış daha ortalarda Cumhurbaşkanı adayları yok. Kürsüye çıkıyor, 'ya benimle olun ya önümden çekilin' diyor. Efeleniyor ha... Bay Kemal senin nasıl bir devrimci olduğunu bilmiyorum ama ben muhafazakar bir devrimciyim. Buradaki merak ediyoruz ifadesini sözün gelişi kullanıyoruz. Bunlar da öyle bir dert de olmadığını her an kaçmaya hazır ürkek ceylan tavırlarından anlıyoruz. Mücadele yürek ister yürek. Türkiye'de ucunu bıraksak kısa sürede yeniden sökün edecek darbeci damarlarla mücadele yürek ister. Daha kendi adaylığını açıklamaktan mahrum olana bu millet dirayet göstermez.

Editör: TE Bilisim