Yunus Kök / İstanbul / Özel Haber

Son yıllarda adeta hayatımızın bir parçası haline gelen anlık mesajlaşma uygulamaları ve sosyal mecraların kişisel bilgiler açısından güvenilirliği, WhatsApp’ın deyim yerindeyse kullanıcılarına dayatmaya çalıştığı sözleşmeden sonra daha da sert biçimde tartışılmaya başlandı. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Ethem Bilici, yapılmak isteneni ve ülke olarak yapmamız gerekenleri gazetemize anlattı.

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Yeni Medya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Ethem Bilici

ÜLKEMİZE KARŞI ÇİFTE STANDART KABUL EDİLEMEZ

WhatsApp’ın ülkemize karşı çifte standartlı bir yaklaşım ortaya koyduğunu belirten Bilici, “WhatsApp Avrupa Birliği üyesi ülkelerde kullanıcıların bu ‘güncelleme’den etkilenmeyeceğini belirtmişti. Bu çifte standartlı sözleşmeyle WhatsApp’ın ülkemizde lider konumu ve hegemonyası sarsıldı, yoğun kullanılan uygulama sorgulanmaya başladı. Anlık mesajlaşma konusunda ‘marka bağımlılığı’nın olmadığını gösterdi ve alternatif arayışlarına girildi, bazıları alternatiflere geçti, bazıları da arafta kaldı… Bu bize dijital mecraların tekinsiz ve çok kaygan bir zemin olduğunu gösterdi.” dedi.

YERLİ ALTERNATİFLER ÇOĞALTILMALI

“WhatsApp en popüler uygulamaydı ama rakipsiz değildi. Rusya kökenli görünen anlık mesajlaşma uygulaması Telegram güçlü bir alternatif oluşturdu ama Telegram’ın arkaplanı biraz karanlık kalıyor.Signal açık kaynak kodlu olduğu için, güvenli deniyor. ‘Dedi’ gibi, irili ufaklı başka seçenekler de var ancak birinde karar kılmak gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına tabi olmayan, hatta hiçe sayan yabancı uygulamaların legal olarak kullanım koşullarını değiştirmesi, illegal olarak da özel verileri dilediği gibi kullanması her zaman için mümkündür. Dolayısıyla yabancı seçenekler arasındaki nüansların çok fazla önemi yoktur, önemli olan ülkemizin bünyesinde yer alıp yüksek menfaatlerine sadık kalacak sosyal medya uygulamalarının varlığıdır. Turkcell’in BiP adlı uygulaması ise yerli bir uygulama olarak şimdilik tercih edilebilir en iyi seçenek olarak duruyor. BiP çok yeni değil ama daha önceki denemede BiP’e geçişimizi tamamlayamamıştık. Yeniden indirip kullanmaya başladık, hiçbir kaybımız olmadı, şimdilik tavrımızı ortaya koymuş olduk en azından. Havelsan tarafından anlık ve grup mesajlaşma amaçlı ‘HAVELSAN ileti’ adlı uygulamanın özellikle ‘güvenlik’ vurgusuyla hazırlanmakta olduğu duyurulmuştu. Şimdilerde bu çalışmanın tüm aşamalarıyla tamamlanıp vatandaşların da kullanımına açılması acil ihtiyaçtır.”

TÜBİTAK DAHA ETKİN OLMALI

“Rekabet Kurulu, WhatsApp hakkında soruşturma başlatıp verilerin zoraki paylaşılması zorunluluğunu durdurdu. Kişisel Verileri Koruma Kurulu da Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 15’inci maddesi gereğince, yurt dışına veri aktarımı konusunda WhatsApp hakkında inceleme başlatarak duruma müdahale etti. Yerli ve milli yazılım geliştirilmediği sürece bu tip durumların bundan sonra sık sık yaşanması muhtemeldir. Beklentimiz, palyatif çözümler yerine kalıcı çözümler için somut adımlarla yerli ve milli yazılımların sahada kullanılama girmesinin sağlanmasıdır. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için TÜBİTAK’ta yerli ve milli yazılım geliştirme üzerine yoğunlaşmış etkin bir birimi olmalı ve bu birim özgür yazılım geliştirme konusunda projelerle sektörün önünü açmalıdır. İşletim sisteminden cep telefonu uygulamalarına kadar çeşitli branşlarda yazılım geliştirilmesi için açık çağrılarla alanda çalışan insanlara imkan sağlanmalıdır. Teknoparklarda yazılım geliştirme konusunda kuluçka merkezleri yaygınlaştırılıp öncelikli olarak desteklenmelidir. Okullarda yazılım içinde çeşitli branşlara özel takımlar arası yarışmalar düzenlenmeli, yazılımda milli bir seferberlik hareketi başlatılmadır.”

WhatsApp’ın yeni kullanıcı sözleşmesini onaylamayan kullanıcılar 8 Şubat 2021’den itibaren uygulamayı kullanamayacak.

BU ALANDAKİ ÇALIŞMALAR DAHA FAZLA DESTEKLENMELİ

“Özgür yazılım politikalarının geliştirilip sahada gerçekleştirilmesinde sonuç odaklı devlet kararlılığı ve desteği çok önemlidir. Yazılımcılık eğitimi veren bölümlerde Microsoft vb. küresel firma ürünlerinin yerine özgür yazılım geliştirme işi asli görev halinde planlanmalı, bölümlerin desteklenmesi işi küresel firmaların eline bırakılmamalıdır. Üretilen yazılımların da öncelikle ve özellikle kamu kurumlarında kullanımı sağlanmalı, bunun için gerekli adaptasyon, oryantasyon eğitimleri verilerek kararlı bir politika izlenmelidir. Bir şekilde kamu kurumlarında özgür yazılım kullanımı zorunlu hale getirilmelidir. Özgür yazılım geliştirip kullanma konusunda Çin, Almanya gibi ülkelerin izlediği politikalar bize örnek teşkil etmektedir. Ülkemizde de birçok başarılı örnek bulunmaktadır. Mesela özgür yazılım kullanımı konusunda Eyüp Belediyesi’nin başarılı çalışmaları dikkat çekmektedir.”

ÇOCUKLARIMIZ İÇİN ÜRETMEK ZORUNDAYIZ

“Neticede asıl mesele, uçsuz bucaksız siber alemin dünyayı kuşatan internet ağında, ağın sahibi bir örümcek mi, yoksa her şeyden habersiz ağa yakalanan bir sinek mi olacağımız, edilgen olarak teslim olup olmayacağımızdır. Yeni [a]normal çağda milli bağımsızlığın yolu dijital bağımsızlıktan geçer, bunun şakası yoktur. Osmanlı Devleti’nde matbaa geç geldi diye dönemin koşullarını anlamadan hep dedelerimizi suçladık. Çocuklarımızın da gelecekte bizi suçlamaması için bugün yerli ve milli yazılım geliştirme konusunda sıra bizde. Çalışmak, inisiyatif almak durumundayız. Hiç bir şey için geç kalınmış sayılmaz.”

KONUNUN ÖNEMSENMESİ GEREKİYOR

Kişisel bilgilerin korunmasının ülkemiz açısından çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Bilici, “Bir dönem çok yaygınlaşmış olan telekulak hadiseleri, ciddi zararlar vermeye başlayınca ne kadar önemsendi ise, bu anlık haberleşme uygulamalarındaki sadece ses değil; görsel, istatistik, haleti ruhiye, tüketim hedefi gibi çok yönlü bilgilerin Big Datanın önemine uygun olarak devlet eliyle korunması gerekmektedir. Mahremiyet içeren bilgilerin; sahibi, amacı belirsiz kişilerin eline başıboş teslim edilmemesi, konunun daha fazla önemsenip aciliyetle üzerine gidilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

MAHREMİYETİN SIFIRLANMASI RİSKİ

Dünyanın dijital manada bir dönüşüm yaşadığını belirten Doç. Dr. Bilici, “ TIME dergisi geçtiğimiz aylarda kapak konusu olarak The Great Reset adlı ‘Büyük Sıfırlama’dan bahsetmişti. Pandemi ile oluşan kaosu ve kapitalizmi Büyük Sıfırlama ile sıfırlayıp geleceğe daha iyimser bakmamız gerektiğini salık verdi. Kapitalizmin yerine “şirketokrasinin” geçeceği anlaşılıyor. ‘Peki insanların resetlenmesiyle’ planlanan yeni insan nasıl olacak bu konu müphem. Bu büyük sıfırlama ile kişisel verilerin tamamen ele geçirilmesi ile mahremiyetin sıfırlanması da söz konusu olabilir mi? Big data içinde insan bir veri seviyesine indirgenip bir eşya gibi görülürse ne olur? Bir gün ansızın dijital cihazlarımız şifrelerimizi kabul etmezse, bizim adımıza asla kabul edemeyeceğimiz işleri yapmaya başlarsa, banka hesaplarımızı dünyanın neresinde yaşadığı belli olmayan vatandaş X’e aktarırsa ne yaparız? Bu ve benzeri pek çok soru işareti kafaları kurcalamaya başladı.” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim