Ahali selam!

Düğün mevsimi başladı! ?

İletişim Kafe’nin Araştırmacı-Karıştırmacı muhabiri Kâmil Suspus internette sörf yaparken ulaştığı ilginç bir haberi sizlerle paylaşıyor.

Haber şu: “Çin’de damat sahte düğün davetlileri yüzünden tutuklandı!”

“Çin’in kuzeyinde bir damat, düğüne davet ettiği 200 kişinin ailesi ve arkadaşları yerine para karşılığı gelen kişiler olduğu ortaya çıkınca tutuklandı. Şanii bölgesindeki yerel basına göre olayı gelinin ailesi fark etti. Liu ailesi, damadın davetlileriyle konuştuklarında herkesin “Yalnızca arkadaşız” demesi ve nasıl tanıştıklarını anlatamamaları üzerine şüphelendi. Tören başladığında damadın ailesinin hâlâ ortalıkta olmaması üzerine, Lui ailesi damadın yalan söylediğini fark etti. Yerel TV kanalı Şanşi TV’ye konuşan “konuklar”, Bay Wang adlı damadın kendilerine 80 yuan (yaklaşık 35 TL) verdiğini, karşılığında onun ailesi ve arkadaşlarıymış gibi davranmalarını istediğini anlattı. Damadın tuttuğu davetlilerden biri WeChat adlı uygulama üzerinden damatla yaptığı fiyat pazarlığı yazışmalarını gösterdi. Davetlilerden bazıları üniversite öğrencisi ve taksici olduklarını söyledi.”

“Damat ile gelinin üç yıldır birlikte olduğu bildirilirken, çiftin tamamen farklı arkadaş gruplarına sahip olması nedeniyle daha önce yanlış giden bir şey olduğunu fark etmedikleri haberde yer aldı.

Bazı haberlerde gelinin ailesinin damadın ailesini yoksul bulduğu, damadın da ailesini utandırmamak için onları davet etmekten vazgeçtiği yer alırken, devlete ait yerel haber portalı Şibu Online polisin konuyu soruşturmakta olduğunu yazdı.”

Vay be sonunda bunu da duyduk; “Kiralık akrabalıklar” …

İlginç tarafı Çinli damadın kiraladığı akrabalar güven vermediği için yakayı ele vermiş; ya güven birileri olsaydı ele vermeseydi?

Geleceğin mesleğinden biri ‘Kiralık akrabalık” yapmak olursa hiç şaşırmam. ? Bu her ülkenin ihtiyacına, kültürüne göre bir yol ve zaman alacaktır.

İlan olarak “İtina ile güvenilir düğün akrabaları hizmeti verilir.” Reklamını duyarsam, görürsem inanın hiç şaşırmam. ? Hatta cenazelere bilem işler genişler kanımca; “Ağlatma garantili ağıtça kadınlar bulunur.” ?

Sakın bizde olmayın demeyin; malum Dünya küreselleşiyor. Teknoloji artık tüm Dünya’da ki insanı kimi zaman üç gün/ay/ yıl önce kimi zaman beş gün/ay/yıl sonra ne yazık ki aynı şeyleri düşündürüyor.

HALA İNANDIRICI GELMİYORSA BU TEDİRGİNLİĞİM, ALIN SİZE BİR KANIT!

Günümüzün kahvehaneleri sosyal medya ağları buna en güzel örnek…

Sosyal medyada daha “itibarlı” görünmek için para karşılığı kendisine takipçi edinenlere, beğeni edinenlere ne diyeceksiniz?

Önceden düğün kurulur fakirler ağanın sofrasında ağırlanırdı. Sonraları uzaktan akraba fakirler düğünün dışında tutuldu bazı yakın akrabalar ile yetinildi. Şimdilerde düğünlerde hava atmak için herkes özelliklede kıl oldukları kimseler davet edilerek “desinler ve hava atma” kültürü hâkim… Sosyal medya mevzularına hiç girmek istemiyorum; lüzumu üzerine yakın bir zamanda bu konuda yazı dizisine başlayacağım. ?

Kısadan hisse;

Birinci dikkat çekmek istediğim muhabbet; düğünler düğün yapılmaktan çıkmış durumda! Bizim kültürümüze göre tasarlanmalı, planlanmalı. Düğünlerdeki giyim kuşamlar bir elden geçirilmeli…

İkincisi; her gün biraz daha yalnızlaşıyoruz.

Önceleri arkadaşlarımızla, dostlarımızla ailemizle daha fazla zaman geçirirken şimdileri evimizin dört duvarı arasında, bilgisayar başında zamanımızın büyük bir bölümünü geçiriyoruz.

Ruhumuz sevgi, dostluk, kardeşlik paylaşmak gibi temel gereksiniminden yoksun kalıyor. Sonunda duygusuz, duyarsız birey, toplum haline geliyoruz.

Daha da yalnızlaştığımız şu günlerde ileride bazı şeyleri çok özleyeceğimizi düşünüyorum.

En çokta neyi özleyeceğiz biliyor musunuz? Ailelerimizi. Daha doğrusu aile ortamını. İnanmadınız dimi.

Desem ki aile eğitimin vazgeçilmez ilk başladığı yerdir. Herkes evet diyecektir. Âmâ görüntüler başka şey söylemektedir.

Aileler eğitim yeri olmaktan çok artık belli bir zorunluluktan kaynaklanan, otel niyetine kullanılan sıradan yaşam alanı haline gelmiştir. Oysa aile demek bir toplumun, bireyin can simidi demektir.

Kendini keşfettiği, mutluluğunu sevincini hüznünü paylaştığı rahatlama merkezleridir. Toplumların bireylerin sigortalarıdır.

Bir toplumu bireyi mutsuzlaştırmak, kendinden bi haber haline getirmek aile kavramını küçük adımlarla ya içini boşaltmak ya da yok etmekle mümkündür.

Kendi kültürünüzden değerlerinizden uzaklaştırılarak ya da aile kavramını ilgisi olmayan bozuk bilgilerle doldurulduğunda öldürücü mikrop bırakılmış demektir.

Son nokta mı ne olur? Aile giderse Çin’de ki düğün gibi olur. Aile giderse yok oluruz. Başkalaşırız hem bu dünyayı hem de ahireti kaybedenlerden oluruz.

Bir de bu açıdan bakmak lazım; işte böle güzel insanlar. ?

Not: Bugün TRT Diyanet’te “Şimdi Ne Yapmalı?” programında Ayşe Çağlayan Hanım’ın konuğuyum. Algıyı yönetimini ve çocuklara, gençlere yapılan zihin işgalini konuşacağız. Ayrıca Nasreddin Hoca fıkraları ile doğru ve güçlü iletişime nasıl sahip olabilir. Bunu da paylaşacağız. Bekleriz efendim.

Editör: TE Bilisim