Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de AK Parti Grup Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan, “Ekonomide yeni bir yatırım, üretim, ihracat, istihdam seferberliği başlatıyoruz. Bütçe görüşmelerinin ardından bu doğrultuda kapsamlı reformları birer birer hayata geçireceğiz.” dedi.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şöyle: 

Şimdi salgının seyrinin önüne geçemezsek daha sonra can acıtıcı tedbirler almak zorunda kalabiliriz. Milletimizden sabır ve destek bekliyoruz. Maske-mesafe-temizlik kurallarına riayet edersek diğer tedbirlere gerek kalmaz.

Yerli aşı nisan ayında

Aşı çalışmalarını yakından takip ediyoruz, ön siparişimizi de verdik. Önümüzdeki ay ilk uygulamaları yapmayı ümit ediyoruz.

Kendi aşımızla ilgili de önemli bir yere geldik. En geç Nisan ayında kendi aşımızı uygulama seviyesine getirmiş olmayı planlıyoruz. Kendi geliştirdiğimiz aşıyı tüm insanlığın hizmetine sunma düşüncesindeyiz.

“100 bin kişiye ülkemize giriş yasağı koyduk”

Suriye’den Libya’ya Irak’tan Filistin’e kadar farklı cephelerde yürüttüğümüz, hak, özgürlük, adalet mücadelesinin önemi ortaya çıkmıştır. Ülkemiz ve şahsımızı hedef alan çirkin kampanyaların kimler tarafından neden yürütüldüğünü elbette biz biliyoruz.

Türkiye olarak bölgemizdeki sorunlarla ilgilenirken, krizlere müdahale ederken asla yayılmacı bir hareket izlemiyoruz. Bizim kimsenin hiçbir ülkenin toprağında, egemenliğinde, iç işlerinde gözümüz yoktur. Biz sadece kendi vatandaşlarımızın can-mal emniyetini sağlamaya, ardından da bölgemizin ve gönül coğrafyamızın iç barışına, istikrarına katkıda bulunmaya çalışıyoruz.

Uluslararası toplumun yüzleştiği yeni meydan okumalar karşısında önemli sorumluluklar üstleniyoruz.

Çatışma bölgeleriyle bağlantılı olduğunu tespit ettiğimiz 100 bin kişiye ülkemize giriş yasağı koyduk.

Dün Barış Pınarı Harekatı bölgesinde 17 terörist sızma harekatına kalkıştı ve bunlar komandolarımız tarafından öldürüldü.

Türk gemisine yapılan baskına tepki 

Libya’ya insani ihtiyaçları karşılayacak sivil gemimize saldırı oldu.

Mürettebatımızı taciz ettiler. Bunun uluslararası deniz hukukunda yeri yok.

Bunun da kaptanı bir Yunan. Gemiye girdikten sonra da sivil mürettebatı da bunlar maalesef taciz ettiler. Tüm bunlar video kayıtlarıyla tespit edildi. Gerekli olan yerlere gönderildi gönderilecek.

Dağlık Karabağ’da barış gücü 

Ülkemizin desteği sayesinde Azerbaycan toprağı olan Karabağ’daki Ermeni işgali sona ermiş, kalıcı çözüme yönelik umutlar ilk defa artmıştır.

Sayın Putin’le görüştüm. Türkiye, Azerbaycan ve Rusya olarak bölgede barışın güvencesi olacağız.

Karabağ sürecinde ne gibi adımlar atabileceğimizi görüştük, bölgede barışı egemen kılmanın adımını attık. Dağlık Karabağ’da 30 yıllık bir adaletsizliğin son bulmasına katkı sunduk. Düne kadar ortalıkta görünmeyen, açıkça Ermenilere destek veren Minsk grubu eş başkanı, bazı ülkelerin anlaşmayla ilgili dile getirdikleri rahatsızlıkların hiçbir önemi yoktur.

Aliyev kardeşimle de atılan adımları görüştük, değerlendirdik. Şu anda hepsinde bir mutluluk var. Kelbecer dün biliyorsunuz tamamen boşalmış oldu. Kelpecer’e tamamen geçme imkanını Azeri kardeşlerimiz bulmuş olacak.

Ekonomi ve hukukta reform

Ekonomide yeni bir yatırım, üretim, ihracat, istihdam seferberliği başlatıyoruz. Bütçe görüşmelerinin ardından bu doğrultuda kapsamlı reformları birer birer hayata geçireceğiz.  Milletimize sözümüz olan İnsan Hakları Eylem Planını ekonominin temeli olan güven iklimini de arttıracak şekilde genişleterek en kısa sürede son halini vereceğiz. Bu çerçevede yapılan hazırlıkların insan haklarıyla ilgili tüm kesimler yanında ekonomi yönetimi ve iş dünyasıyla da istişare ederek grubumuz vasıtasıyla Meclisin takdirine sunacağız.

Hazırlıkları süren diğer reformları da paketler halinde Meclis gündemine taşıyacağız. İnsan hakları eylem planına da en kısa sürede son halini vereceğiz.

Cumhur İttifakı, Türkiye’nin en geniş tabanlı ‘siyasi dayanışma’ örneğidir. Sayın Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi, bu ittifak asla gizli veya açık pazarlıklar üzerine kurulu değildir. Bu ittifakın tek amacı ülkemizi büyük ve güçlü Türkiye’ye ulaştırmaktır.

İnşallah önümüzdeki hukuki ve ekonomik reform gündemini de yine Cumhur İttifakı olarak hayata geçireceğiz.

Biz bunu söylerken, hâlâ parlamenter sistemi savunanlar var. Parlamenter demokrasiden bahsedenler var. Bu ülke yıllar yılı bu sistemi denemedi mi? Bunu denerken, acaba 3’lü, 4’lü koalisyonlarla ülkemizin ne hâle geldiğini bilmiyor muyuz? Bir adım ileri gidebildik mi? Hayır. Sistem değiştirildi ve yoğun şekilde yol alıyoruz.

En batıdan en doğuya, en kuzeyden en güneye biz hükümet olarak, devlet olarak girilmedik yer bıraktık mı? Her yere adımımızı attık. Eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda… Aklınıza ne gelirse, hepsinde attık. 26 havalimanının olduğu ülkede bu sayı 56’yı buldu. Üniversite sayısı 74’ten 206’ya çıktı.

Bülent Arınç’a tepki

Bu ülkede Kürt sorunu yoktur. Daha önceki konuşmamda ‘böyle bir sorun varsa ben bunu çözeceğim’ dedim ve bu sorunu çözdük.

Ömrümüz, insanları inançları, kökenleri, kıyafetleri, meşrepleri sebebiyle aşağılayan, hakir gören, baskıyla, zulümle değiştirmeye çalışan faşist anlayışla mücadele etmekle geçti. Bunun da bir numaralı temsilcisi CHP’dir. Hadi yeminli Türkiye düşmanlarını anladık, hadi CHP gibi onların içindeki tetikçilerini de anladık.

Bu millete özellikle barış için geldik. Nerde terör, terörist varsa bunların başını ezmek için varız. Peki yıllarca bu mücadeleyi birlikte verdiğimiz kimilerinin de aynı trene binmesine ne demeli. Neymiş, filancalar filancalar niye hala hapisteymiş. Bunları herhalde ödüllendirecek halimiz yok.

Terörden meşru siyasete geçiş yolunu açmak için her yolu denedik, her fedakarlığı yaptık.

Akrep karakterli terör örgütünün kendi kendini sokarak bu fırsatı heba etmesine rağmen, bölgedeki insanlarımızla gönül bağını güçlendirerek ülkemizde yepyeni bir dönemi başlattık.

Teröristlerden birinin yazdığı kitabın okunmasının tavsiye edilmesi beni rencide etmiştir.

Kitabını herkes okusun dediği kişi, elinde binlerce Kürt kardeşimin, askerimin, polisimin, öğretmenimin kanı olan, bölücülük peşinde koşan bir terör örgütünün siyasetçi maskesi takmış savunucusudur.

Dağa kaçırılan o yavruların annelerinin, Diyarbakır’daki HDP binasının önünde yaz-kış demeden oturan annelerin hakkını kim teslim edecek?

Kürt kardeşlerimizin en büyük düşmanının silahlı ve siyasi temsilcileriyle bölücü terör örgütü olduğu hakikatinin gölgelenmeye çalışılmasına göz yumamayız. Aksi takdirde terör örgütü tarafından evlatları zorla dağa kaçırılan göz göre göre ölümü sürüklenen tecavüze uğrayan annelerin yüzlerine bakamayız.

“Gereğini neden yapmıyorsunuz?”

Buradan yargıya sesleniyorum… Diyorum ki; değerli yargı mensupları Anayasa’nın 138. maddesi beni ne kadar muhatap alıyorsa aynı şekilde benim dışımdakileri de muhatap alıyor. 138. maddeyi eze eze kullananlara karşı gereğini neden yapmıyorsunuz? Gereken adımları neden atmıyorsunuz? Size birilerinin talimat verme hakkı var mı? Benim ne kadar talimat verme hakkım yoksa, ana muhalefettekilerin de talimat verme hakkı yok. Bunun dışındakilerin de talimat verme hakkı yok. Bu talimatlar verilirken niçin gereğini yapmıyorsunuz? Bunu söylemek zorunda kaldım. Atılan adımlar karşısında yargının sessiz kalmasını ben kabullenemiyorum.

Yurt dışında ve yurt içindeki tüm vatandaşlarımızı, bu imkanı değerlendirmeye, ellerindeki parayı, dövizi, altını ve diğer sermaye araçlarını Varlık Barışı yoluyla sisteme dahil etmeye çağırıyorum.

Editör: TE Bilisim