Muzaffer Doğan

Cumhurbaşkanımız, terörizme ve terör örgütlerine karşı ‘seferberlik’ ilân etti. Arapça’dan aldığımız ‘sefer’ kelimesinin sonundaki ek de, Farsça. Çok zengin çağrışımları olan bir kelime ‘sefer’. Osmanlı Türkçesi’ne düşman olanların unutturamadıkları güzel kelimelerimizden. Uzun yürüyüş, yolculuk mânâsında kullanılıyor. Erkek çocuklarına isim olarak da konuluyor. Seferberlik, savaş hâlini de ifâde eder.

İnsan birçok sefere çıkar. Sefere çıkana, ‘seferber’ denir. Yahya Kemâl, ‘Sessiz Gemi’ isimli şiirinde şöyle diyor:

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden

Birçok seneler geçti, dönen yokseferinden

Üstad Necip Fazıl, ‘İdeolocya Örgüsü’ isimli baş eserinde, “Büyük Doğu”nun ne olduğunu izah ederken, ‘sefer’ kelimesine bambaşka bir mânâ yüklüyor:

‘Büyük Doğu, çizmeli ayaklarla dışımızdaki iklimlere doğru kaba ve nefsânî bir yürüyüş olmaktan ziyâde, rüzgârdan hafif topuklarla içimizdeki iklimlere doğru ince ve ruhânî bir

sefer…’

‘O’nun Ümmetinden Ol!’ isimli şiirinde de şöyle diyor:

Gökte çakıyor haber,

 

Geber çelik put, geber!

 

Doğrul yeniseferber,

 

O’nun Ümmetinden ol!

Birinci Dünya Harbi başlarken, 1914 senesinde hem “seferberlik”, hem de “

Cihâd-ı Ekber” ilân edildi. Dedelerimiz “yedi düvel”e karşı “yedi cephe”de savaştı. Bu savaş, vatanı kurtarmak, dini korumak, nesli korumak, topyekûn mukaddeslerimizi muhafaza etmek için yapılan bir savaştı. Savaşta milyonu aşan şehid verdik. Cephelerden yüz binlerce gâzi döndü. Bu cihadın, bu seferberliğin, bu muharebelerin şiirleri, romanları, hikâyeleri, destanları yazıldı. Türküleri yazıldı ve yakıldı.

Cumhurbaşkanımızın, terör örgütlerine karşı başlattığı, seferberliği candan destekliyoruz.

Millet olarak başka seferberlikler de

 başlatmalıyız:

En başta ahlâk seferberliği, merhamet ve muhabbet seferberliği… Millî ve yerli ruhu ihyâ seferberliği… Ruh

kökümüze dönme seferberliği… Fâizi, içkiyi, kumarı, zinâyı, rüşveti önleme seferberliği… İyiliği emretme, kötülüğü nehyetme seferberliği… Tarihimizi, mâzimizi öğretme seferberliği… Edebiyatımızı, şiirimizi, musikimizi, mimarimizi ihyâ seferberliği…

Dışa doğru seferber olurken, içimize

 doğru da sefere çıkmalıyız… Gönül dünyasında, zihin dünyasında da sefere çıkmalı insan…

Çanakkale, Yemen ve Sarıkamış türküleri hep o seferberlik ve cihad-ı ekber günlerini hatırlatır. O günlerin dokunaklı bir türküsü ile bitirelim:

Seferberlik ilân oldu ümitle,

İstihkâm tâlimgâh doldu yiğitle,

Başladı sevkiyat dua, öğütle,

Gün gazâ vaktidir, helâllaşalım.

Korkuyorum, korkuyorum gelmez ilkbahar,

Söylenecek, söylenecek duygularım var.

Sefere gidenler, öldü sayılır,

Ölmeden mezara diri koyulur,

Kara toprak ile nikâh kıyılır,

Gün gazâ vaktidir, helâllaşalım.

Korkuyorum, korkuyorum gelmez ilkbahar,

Söylenecek, söylenecek duygularım var.

Kına değil, ağıt yakan gelinde,

Arzumanım kaldı ince belinde,

Ölüm pusu kurmuş Yemen çölünde,

Korkuyorum, korkuyorum gelmez ilkbahar,

Söylenecek, söylenecek duygularım var.

Editör: TE Bilisim